Leisure Suit Larry III: Passionate Patti in Pursuit of the Pulsating Pectorals

Serinin 1989 tarihli üçüncü oyunu, yazının buraya kadarını okuduysanız, oluşacak beklentilerinizi harfiyen karşılayan oyundu: Larry hem köklerine dönmüş ve yeniden kızlarla flört etmeye başlamıştı, hem de bu yeni oyun her anlamda çok kaliteli bir macera oyunuydu. Şöyle söyleyeyim, benim için LSL3, macera oyunları tarihinde ilk 10’dadır.

Bu kez de Kalalau’dan tekmeyi yiyen Larry, adada gördüğü hareket eden her dişi varlığa yazmaya başlar. Daha ziyade yaranmaya çalışmak şeklinde olan bu aksiyonların tamamı Larry’nin elinin boş (?) kalması ile sonuçlanır, ta ki bir önceki oyunda da piyanonun başında gördüğümüz Patti ile tanışana kadar. Patti, ayık halde Larry’den hoşlanan ilk kadındır ama istemeden Larry’nin kalbini kırmasıyla Larry yine kendini eli boş bulur ve kaçar.

Oyunu oynadığım 1990 yılında, hiç unutmam, afallamıştım. Oyunun bu noktasına kadar kimi zaman kafa patlatarak, kimi zaman ise ehe-mehe diye sırıtarak bilgisayar başında günlerimi geçirdikten sonra (tekrar hatırlatırım, internet mevcut değildi) bir anda kendimi Larry’ye üzülürken ve onun peşinden kendini dağlara vuran Patti’yi kontrol ederken buldum. Herhalde 12 yaşında olmamdan olacak ki, bayağı etkilendiğimi hatırlıyorum. Oyunun bundan sonrası ciddi bir aşk hikayesine bağlar ve lezbiyen yamyamların elinden dördüncü duvarı yıkarak kaçan Larry ile Patti’nin Sierra’da oyun yapımcısı olması ile sona erer.

Bilindiği kadarıyla seri de burada kendine yakışan şekilde sona ermişti, ancak Lucas’ın point & click tabanlı SCUMM motoru, mouse kullanımının yaygınlaşmasıyla macera oyunlarına yeni bir soluk getirince Sierra tüm serilerine tam gaz buradan devam etti ve Larry de bundan kendine düşen payı aldı.

Leisure Suit Larry 5: Passionate Patti Does a Little Undercover Work

5 mi? 4 nerede? 1991’de LSL5 duyurulduğunda herkesin sorduğu soru buydu. Bu büyük ihtimalle bir şakaydı ama temsil ettiği pek çok şey vardı. İlk akla gelen elbette hem grafik tarzının baştan aşağı değişmesi, hem de metin tabanlı arayüzün point & click’e dönmesiydi. Ayrıca 1990 yılında bir Larry oyunu çıkmamış olması da. Artık oyunda ölmek ya da sıkışmak olmamasını da unutmayalım (ki macera oyunları için önemli bir adımdır). Ama belki de en önemlisi LSL3 serinin sonu gibi bittiği için LSL5’le arasında bir kopukluğun kaçınılmaz olmasıydı.

Serinin bu 5 numaralı 4. oyununda yine hem Larry hem de Patti’yi yönetiyoruz, ancak her tamamladığımız bölümde bir ona bir buna geçiyor. Larry hafızasını yitirmiş ve 4 numaralı oyunda neler olduğunu hatırlamıyor. Artık porno endüstrisine yeni yetenekler kazandırmak için şehir şehir dolaşan bir… personel şefi gibi bir şey. Patti ise FBI için çalışıyor ve birkaç plak şirketinin kirli işlerini inceliyor. Oyunun oldukça uzun ve karmaşık bir öyküsü vardı ve daha önceki Larry oyunlarından çok daha fazla yazı içeriyordu. Oyunun bulmacaları da point & click için zorlaştırılmıştı. Bu yüzden ölmek ve sıkışmak olmasa da oyun oldukça uzun sürüyordu. Ben Larry’nin bu halini de çok beğenmiştim, ama hem grafik tarzını, hem de uzun uzun okumayı yadırgayanlar da olmuştu. O dönem oyun medyasından oldukça olumlu yorumlar aldığını hatırlıyorum.

Yukarıda 4 numaralı oyundan bahsettim. LSL5’te bu oyunun adı The Missing Floppies olarak geçiyor. Bunun üzerine çok spekülasyon yapıldı. Al Lowe ve ekibi kimi zaman bunun tamamen bir geyik olduğuna, kimi zamansa LSL4’ün yazılmaya yeni başlandığı dönemde şirket içinde disketlerinin kaybedildiği için rafa kaldırıldığına dair ipuçları verdiler. O günden bugüne de birçok sefer LSL4’ün tekrardan yapılacağına dair mesajlar verildi. Şimdilik elimiz boş.

Ancak o sene 4. oyun olmasa da 1. oyun yeni motor ve grafik tarzıyla tekrar yapıldı. Ciddi bir ticari ürün olmaktan ziyade bir yan üründü, zira ölmek oyundan çıkarıldığında LSL1 gerçekten kısa, 1-2 saatte biten bir oyuna dönüşüyordu. Eğer biraz dirayetli olup 2. ve 3. oyunları da yeniden yapsalardı, günümüze çok daha iyi yaşlanan oyunlar kalacaktı ama olsun. Ve evet, 5. oyun ve sonrası bugün oynayanları tatmin edecek grafiklere sahip. Sonrası demişken…

Leisure Suit Larry 6: Shape Up or Slip Out!

Serinin 1993 tarihli 6 numaralı 5. oyunu, adeta bir reboot gibiydi. Hayır, konu başa dönmüyordu ama Patti sanki hiç olmamıştı, talihsiz abazan Larry ise kaldığı yerden bekaretini kaybetmeye çalışıyordu. Larry bir spa tatili kazanır, gördüğü her dişi varlığa yazılır ve sonunda hayatının aşkı Shamara’ya kavuşur. Evet ilk oyunun formülüyle hemen hemen aynı, ama uzunluğu ve bulmacaları gayet tatmin edici (!) bir oyun.

LSL6 kesinlikle kötü bir oyun değildi. Ama 2, 3 ve 5’te gitgide artmakta olan öyküdeki derinlik ve giriftlik bir anda yok edilmişti. Öyle sanıyorum, aslında satışları fena olmayan LSL5’e bu yönden eleştiriler gelmiş olmalı ki Lowe LSL6’da böyle bir yola başvurdu.

Ama bu durum Larry’ye pek yaramadı. Genç oyunculara iyi gelmiş olsa da 18+ hedef kitlesi olan oyun yetişkinlerden beklediği ilgiyi görmemişti. Hakeza 1991-93 arası kısa görünen dönemde LucasArts şaha kalkmış, Monkey Island 2, Fate of Atlantis, Day of the Tentacle ve Sam & Max gibi 4 macera oyunu şaheserini ardarda piyasaya sürmüşlerdi. Ertesi sene seslendirmeli CD versiyonu da piyasaya sürülen oyunun satışları beklentileri karşılamadı.

Bakmayın, Sierra hala doludizgin devam eden bir şirketti ama CDlerin, dijitize görüntülerin ve 3D grafiklerin yaygınlaşmasıyla pek çok farklı şeyi de deniyorlardı. Phantasmagoria ve Gabriel Knight 2 gibi milyonlarca dolara malolan ama firmaya iyi de para kazandıran interaktif filmlere dalan Sierra, yoğun istek üzerine 3 yıl sonra bir Larry oyunu daha yaptı.

Leisure Suit Larry: Love for Sail!

Bu sefer de Shamara tarafından çok zamansız terkedilen Larry, yine mavi tura çıkıyor, bu sefer bir sürü celebrity’yle. Yine hepsine yazıyorsunuz, yine hepsinde rezil oluyorsunuz ve yine sonunda büyük hedefinize, bu sefer geminin kaptanı Thygh’a ulaşıyorsunuz. Aslında LSL7 uzun ve eğlenceli bir oyun, ama hi-res grafikleri bana kalırsa bir geri adımdı. Yine de fena satmadığını biliyoruz.

LSL7 çok özel bir oyun değildi belki ama devir değişmese Larry maceraları iyi kötü devam ederdi. Daha önceki bir yazımda da aktardığım gibi 1994 sonrası, 3 boyuta iyi adapte olamayan macera oyunları için zor bir dönemdi. Anaakım oyun stüdyoları çok pahalı, bol seslendirmeli yapımları da denediler, 3 boyutlu işleri de. Ama o dönem shooter’ların, strateji ve RPG oyunlarının dönemiydi ve macera oyunları büyük firmaların hedef rakamlarını yakalayamıyordu. Birbirine yakın tarihlerde Sierra ve LucasArts macera oyunu departmanlarını kapattı. Al Lowe da 1998 itibariyle emekliye ayrıldı. Zaten 52 yaşındaydı ve dünyalığını yapmıştı ama içindeki Larry hevesi bitmemişti.

Magna Cum Laude ve Box Office Bust

2004’te Sierra Vivendi’ye satıldığında apar topar Larry konseptli bir tuhaf bulmaca oyunu piyasaya sürüldü: Magna Cum Laude. Hesapta Larry’nin üniversite çağındaki kuzenini yönettiğiniz oyun, bir macera oyunu değildi. Bir dizi mini-oyunla kampüsteki kızları ayarlamaya çalıştığınız oyun, felaket espri kalitesi, olmayan hikayesi ve berbat 3D kontrolleri ile oynanabilir olmaktan uzaktı. Tek esprisi bolca 3D çıplaklık içermek olan oyuna Al Lowe bile (özellikle beni niye dahil etmediniz diye) sinirlenmişti, ama daha kötüsü 2009’da geldi.

Box Office Bust adındaki bu oyun, yarış ve çeşitli platform bulmacalarından oluşan o konsol oyunlarındandı ve kızlar yerine bolca küfür gelmişti. Metacritic skoru 100 üzerinden ehm… 17 olan bu oyunu oynamadım, ama gönül rahatlığıyla önermiyorum. Al Lowe da zaten bu sefer sinirlenmemiş, bilakis kendisi dahil edilmediği için teşekkür etmişti.

Gerçek bir Larry oyununda bu kadar antipatik bir kare bulamazsınız.

Nitekim Sierra kapatıldıktan ve oyunlarının lisansları birkaç kez el değiştirdikten çok çok sonra, 2011’de, Paul Trowe ve sahibi olduğu Replay Games, Kickstarter’da esen Double Fine rüzgarına güvenerek, Larry oyunlarını tekrar yapma işine merak sardı. Bana kalırsa kendisi bir eşcinsel olan Trowe için tuhaf bir durumdu, zira LSL serisinde dur durak bilmeyen seksist mizahın yanında eşcinsellerle dalga geçen bolca (ve kimi zaman gayet dangalakça) anekdot da yer alır. Ama daha sonra anladığımız gibi midesiz bir insanmış ya; her neyse. Al Lowe ve ekibinden iki önemli ismi de kadrosuna katarak yola çıktı, 650.000 dolar topladıktan sonra çeşitli aksaklıklarla da olsa 2013’te ilk Larry oyununun remake’i olan Leisure Suit Larry: Reloaded’ı piyasaya sürmeyi başardı.

Bilinmeyen bir stüdyo olan N-Fusion Interactive’in geliştirdiği oyun, oldukça iyi bir artwork’e sahipti ve orijinal oyundan biraz daha genişti ama yukarıda ilk remake’ten bahsederken de belirttiğim gibi LSL1, ölüm olasılığı çıkarıldığında çok minik bir oyundur ve bu da ne oyuncuların, ne de eleştirmenlerin gözünden kaçtı. Yapımcılar, “1,5 yılda yapa yapa bunu mu yaptınız?” gibi tepkilere karşı, “Bu daha sadece başlangıç, daha 5 oyun ve yeni oyunlar da yapacağız.” gibi cevaplar verse de, birkaç ay sonra Trowe, 15 yaşında bir kıza kendisiyle kızın erkek arkadaşının eşcinsel ilişkide bulunduğu bir videoyu izletmesi skandalıyla mahkemelik olunca, Al Lowe ve ekibi arkasına bakmadan uzaklaştı. Trowe suçlamaları kabul edip ufak cezalarla yırttı. Ama çizilen karizmasını Twitter’da çeşitli oyun yapımcılarına sataşarak iyice yerin dibine soktuğu için, sanırım yapımcılık hayatı sona erdi. Seri için oldukça ironik bir son olduğu su götürmez.

Lowe’a gelince, kendisi artık 70 yaşında ve 3. kez emekliye ayrıldı. Son olayların onu yıprattığı bilinen bir gerçek. Yapımcılık dosyasını kapatmadı ama Larry’nin haklarını geri almak için uğraşmayacağını biliyorum. Yani bir başka girişimci Al Lowe’a bu fırsatı sunmadıkça serinin devamı gelmeyecektir.

Bu yazının amacı, daha ziyade bilgisayar oyunu tarihi adına önemli bir seriye saygı duruşunda bulunmak. Ama eğer eğlenmek istiyorsanız ve seksist hassasiyetleriniz keyfinizi kaçırmayacaksa, bu seriyi gözden geçirmenizi kesinlikle öneririm. İlk oyunun son remake’i Steam’de var, geri kalan her şeyse gog.com’da oldukça uygun fiyata bulunuyor. Bu yazıda bahsi geçen diğer macera oyunu klasikleri de dahil.