Life Is Strange: Hayat Garip, Hortumlar Falan

Seçim tabanlı oyunların olmazsa olmazı farklı seçimlerin sonuçlarını merak etmektir. Ancak Life is Strange, zamanı geri alma özelliği sayesinde merak faktörünü büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Bu nedenle yapmaya zorlandığınız seçimler çok daha zor ve sizi ahlaki anlamda ikileme düşürüyor. Ayrıca Max’in sevgili iç sesi, her yaptığınız seçimde “acaba diğer türlü mü yapsaydım” diyerek sizi mutlaka geri dönüp diğer seçeneği de görmeye zorluyor. Merak etmeyin, ne seçerseniz seçin Max hep bir huşu içerisinde, yani asla “oh ne de güzel yaptım” demiyor.

Oyun boyunca yapılan seçimler ne yazık ki sonuca gelindiğinde büyük bir rol oynamıyor. Life is Strange iki adet alternatif sona sahip, ve yaptığınız seçimlerden hiçbiri bunu değiştirmiyor. Her şey, son bölüm olan “Polarized”da verdiğiniz o son karara bağlı, bu da biraz can sıkıcı. Diğer tüm seçimler sadece küçük detayları değiştiriyor da diyebiliriz. Bir de, Max ve Chloe’nin arkadaştan daha fazlası olup olmadığını. Benim oynayış biçimimde sevgiliye çok yakınlardı, araştırdığım kadarıyla kesin olarak sevgili olabiliyor ya da sadece arkadaş da kalabiliyorlar.

life-is-strange-4

Kendi adıma en hayran kaldığım şey ise, muhteşem sanat yönetimi ve müzik seçimleri. Miyazaki hayranlarının aşina olduğu bir kavram vardır: “Ma”. Bu, “boşluk” anlamına da gelebilir ve hikayede karakterlerin nefes almasına izin vermek olarak yorumlanabilir. Tüm önemli olayları arka arkaya sıralamak yerine, arada es vererek hikayeyi rahatlatmak ve daha zengin bir hale getirmek. Ma, Life is Strange’te de sık sık kullanılan bir konsept olmuş ve ne kadar tadını çıkarırsanız size o kadar iyi bir oyun deneyimi olarak geri dönüyor. Sürekli koşuşturup oyunun gereklerini yerine getirmek yerine yatağınızda yatıp müzik dinleyebilir, deniz kenarında oturup gün batımını izleyebilir veya arka bahçede sincapları besleyebilirsiniz. Bu aynı zamanda Arcadia Bay’i sadece bir dekor olmaktan çıkarıp canlı, hareketli ve daha gerçek bir yere dönüştürüyor. Bu esnada duyduğunuz muhteşem şarkıları tekrar dinlemek isterseniz de, şuradaki playliste koşabilirsiniz.

Oyunun bir başka güzel özelliği ise, throphy kazanmanızı sağlayan fotoğraf çekimleri. Bildiğiniz gibi, Max bir fotoğraf öğrencisi ve yanından fotoğraf makinasını ayırmıyor. Günlüğünüzün olduğu menüde her bölüm için çekmeniz gereken fotoğraflara ait ipuçları bulabilirsiniz. Fotoğrafların hepsini çekmeyi başarırsanız, ayrı bir ödül kazanıyorsunuz. Bu özellik aslında sizi daha çok keşif yapmaya ve acele etmeden oyunun tadını çıkarmaya zorlayan bir şey olmuş. Bazı fotoğrafları çekebilmek için gittiğiniz yoldan ayrılıp biraz dolanmanız, insanlarla konuşmanız ya da zamanı geri almanız gerekebiliyor, ipuçlarını takip edip dikkatli olmanızı tavsiye ederim.

life-is-strange-5

Genele bakacak olursak; oyun aynı anda birçok şey olmaya çalışmış. Aile içi şiddet, zorbalık, cinsel keşif ve uyuşturucular ile toplumsal konulara dokunmuş, zamanı geri alma seçeneği ile bilimkurgu olmuş, bir de spoiler vermemek için hiç dokunmadığım birtakım olaylar nedeniyle sizi dedektifliğe bulaştırıyor. Daha az şey olmayı seçip hak ettiği gibi çok daha güçlü bir finalle son bulmasını dilerdim, ancak yine de, “Kötü bir oyun olmuş!” demeye içimin el vermemesi de düşünmeye değer.

Özetle, sabırlı ve kurcalamayı seven, sanatsal yöne önem veren ve iyi müzik dinlemekten hoşlanan insanlara kesinlikle tavsiye edeceğim bir oyun. İsteyenler PlayStation 4, PlayStation 3, Xbox One ve Xbox 360 kullanarak oynayabilirler. Windows kullanıcıları Steam’de bulabilirler, MacOSX için ne zaman uygun olacağına dair ise henüz bir bilgi yok.

Yorumlar