Mount&Blade, eminim ki her Türk oyuncunun karşılaştığı bir isim, en azından duyduğu bir kült. Ankara’da 2005 yılında Armağan Yavuz ve İpek Yavuz çiftinin hayallerini 3D bir platforma aktarmasıyla başlayan açık-dünya Rol Yapma Oyunu (kısaca RPG ya da ORPG). Çıktığı günlerde Türk oyun piyasası henüz gelişmeye çok da açık olmayan bir sektör iken (en azından şimdiye göre), o günlerden bugünlere çok sağlam adımlarla gelmiş ve inanılmaz sadık ve olgun bir oyuncu kitlesine sahip olmuştur. Devamlı gelen güncellemeleri ile her seferinde çıtayı bir tık daha yukarı taşımış ve PCGamer’ın “Top 100 all-time” en çok satan oyunlar listesine girmeyi başarmıştır. Ve, şimdi karşımızda…Bannerlord!

Mount&Blade serisinin son üyesi olmaya hazırlanan bu yepyeni ve ağız sulandıran RPG oyunu, yıllardır Mount&Blade’in en çok sevilen özelliklerini ve Mount&Blade topluluğundan dinlenerek süzgeçten geçirilmiş birtakım yenilikleri de beraberinde getiriyor. Bakalım, bu müthiş oyunun bize sunacakları nelermiş göz atalım.

Bannerlord’da kuşatmaların son hali.

Geliştirilmiş Grafikler

Grafikler tamamen geliştirilmiş durumda. A’dan Z’ye her şeyine el atılmış ve yepyeni bir oyun motoru yapılmış.  Yerdeki çimler yeni shader sistemi ile beraber gerçekçi bir şekilde rüzgarla birlikte sallanabiliyor. Yukarıdaki görselde görmüş olduğunuz kale duvarlarını aslında şu an kadrajda solda kalmış olan mancınıklar sayesinde yıkıp içeri dalabiliyorsunuz; ayrıca kale kapısı sağda gördüğünüz koçbaşı ile kırılabiliyor ve bunlar sadece fizik motorunun yapabildiklerine birkaç örnek. Bunların haricinde, kadrajın dışında kalan özellikle dünya haritası başta olmak üzere; karakterler, silahlar, zırhlar ve daha pek çok obje de 2016’da çıkacak bir oyuna yakışır durmakta. (Grafiklerin ne kadar geliştiğini görmek için buraya tıklayabilirsiniz.)

Lore

Orijinal seride alışık olduğumuz Calradia’nın monarşik sistemi ve 12. yüzyılları anımsatan Orta Çağ havası yerini daha kapitalist merkezli bir dünyaya bırakıyor. Bannerlord’da bildiğimiz krallıkları geride bırakıyoruz ve henüz krallık olmadan önceki orijinlerle; yani kavimler ve bütün gücü elinde tutan tek bir İmparatorluk ile tanışıyoruz. Pek çok tanıdık karakter görmeyi beklerken, aynı zamanda bütün bu yeni oluşumların üzerinde incik cincik çalışıldığını duymak hoşunuza gidecektir. Her bir oluşumun kendine özel görevleri, kültürel motifleri/özellikleri ve pek çok detayı bulunmakta.

Öyle ki, her bir kavim ve İmparatorluğu tam anlamıyla yansıtmak ve bize en güzel deneyimi sunabilmek için Almanya’dan özellikle etnik enstrümanlar üstünde uzman olan bir ses ve müzik ekibi tutulmuş. Muazzam müzikleri TaleWorlds sitesinde bulunan 9. Developer Blogu’ndan dinleyebilirsiniz.

Başrolde bulunan bu oluşumların dışında tabii ki; her türden belalı haydut gruplarını, kafa avcılarını, yol gezerleri ve pek çok farklı oluşumu da görmek mümkün olacak. Henüz bu konu hakkında çok bir şey bilinmese de, geliştirilmiş politika sistemi ile birlikte belki onları saflarımıza bile katabileceğiz ya da belki gelin-güvey olup ittifak olacağız. Bence direk onlara katılalım.

Sword crafting’deki son durum. Kılıcın pek çok dinamiğini belirleyip, tam istediğiniz kılıcı yapmanız mümkün. Üstüne, bir de isim koyabiliyorsunuz bu kılıcınıza!

Crafting

Gelelim yepyeni bir özelliğe. Şu ana kadar sadece topluluk tarafından yapılan modlarda görebildik bu şahane özelliği. Sağolsun TaleWorlds bizi dinlemiş ve oyuna Crafting özelliğini ekleyivermiş. İyi de yapmış. Resimde de görüldüğü üzere, kılıcın pek çok dinamiğiyle oynamak mümkün; yapacağınız kılıcın ağırlığını, kullandığınız malzemeleri ve başka henüz duyurulmayan başka etkenleri toplayıp bir değer elde edip buna göre kılıcınızın ne kadar güçlü olduğu belirlenebiliyor. İsterseniz bir demirci olup hayatınızı buradan kazanabilirsiniz ya da ona bir isim taktıktan sonra savaş alanlarında kan kusturabilirsiniz. Size kalmış!

Kılıç dışında pek çok başka silah ve zırhı da craftlamak mümkün olacaktır.