Oddmar: Eskişehir’den Valhalla’ya Yolculuk

Nereye baksam Oddmar! IGN, Destructoid, Toucharcade derken dün iOS Appstore ana sayfasında manşet oldu ve ben bu oyunu biliyorum! İnternet üzerindeki Türk oyun geliştiricileri sayfalarında uzunca bir süredir ön çalışmalarını gördüğüm platfom oyunu Viking Mushroom, sonunda isim değişikliğiyle mobil ortamlara düştü. Hem de ne düşüş. Herkes onu konuşuyor, birden fazla yabancı incelemede “Oddmar’ı almazsanız ahirete kadar iki elim yakanızda” türevinden tehditler görüyorum. Tam da yeni Doughlings: Arcade incelemişken bu derece iyi bir diğer Türk oyunu çıkması beni neşelendirdi, aldım, oynadım, yazdım.

Asgard Asgard Olalı Böyle Görsellik Görmedi

Oddmar bir platform oyunu. Ancak bir platform oyunu, hem de tanınmayan bir Türk firması MobGe’den, nasıl bu derece ses getirdi, nasıl Metacritic’de %90’larda takılıyor derseniz, bir numaralı sebep grafikler. Artık bu grafik lafını da kullanmayı sevmiyorum, hele böyle bir oyun için. Oyunun her yerinden görsel ve işitsel sanat akıyor. Oyun boyunca bir dolu yerde durup arkaplanı incelerken buldum kendimi. Karikatürize bir tarzda, ama 3D hazırlanmış ve yağlıboya efektlerinde inanılmaz ince bir iş var. Telefon ile başladım, kesmedi tablette devam ettim.

Bölümler, yaratıklar, oyunun ana haritası, hepsi ayrı bir eser ama bol sayıda cutscene, hem o kadar şirin ve masalsı, hem de o kadar büyük bir görsel şölen ki. Sadece bu açıdan oyun gayet eğlenceli ama gelin biraz da oynanıştan bahsedeyim. Oddmar’ı benzetmem gerekirse en rahat vereceğim örnekler, Mario, Sonic, Rayman gibi oyunlar. Kısa ama zorlayıcı bölümler, sakladıkları onlarca gizli eşyayı da almaya gayret ederseniz 5-10 dakika alıyor, bazen, özellikle de hız başarımı olan bölümleri 2-3 kez tekrar oynamak istiyorsunuz. Bulduğunuz para-pul ile bölümlerden daha gelişmiş silah ve kalkan alıyorsunuz – ki oldukça farklı işlevleri olan bu edevat oyunu bir hayli değiştiriyor.

Rüya bölümleri çok çok iyi.

Parmaklarım!

Mobilde bu tarz platform oyunları hep olmuştur ve iyileri hep iş yapar. İyilerini de ayıran en önemli özellik, tabii ki kontroller. Oddmar’ın kontrolleri pastadaki çilek. Kusursuz. Karakteriniz inanılmaz hareketli ve zıplıyor, tırmanıyor, duvara yapışıyor, sallanıyor ama hele ki alıştıktan sonra bir kere bile kontrollerden dolayı ölmedim. Zaten oyun başarısızlığı da ağır cezalandırmıyor, sık yerleştirilmiş checkpointler yardımcınız olurken, arada kaçırdığınız 1-2 para sizi başarımlardan mahrum bırakmıyor.

Oddmar da pek çok türdaşı gibi basit ve düz bölümlerle başlıyor. Hatta ilk dünyadaki dört bölüm oldukça kolay. Yaban domuzunun sırtında delice hız yaptığınız 5. bölüm şaşırtırken, 6. bölümdeki boss dövüşü (yoksa kaçışı mı demeliydim) terletmeye başlıyor. Buradan itibaren bölümler art arda reflekslerinizi sınayan sürprizler sunmaya başlıyor. İlk bölümlerinde sırıtarak hız başarımlarına kastığım oyunun ikinci dünyasında, her bölümde 10-15 kere ölmeden bitirmek nasip olmadı. Hız başarımları da kalsın dedim.

Geber Kraken gibi seni!

Oyunda hepi topu 24 bölüm var ve tek amacınız bitirmekse bir kaç saatte bitirebilirsiniz ama biz normal insanlar için gayet doyurucu ve tekrar oynanabilir bir içerik sunulmuş. Özellikle birbirinden tamamen farklı boss dövüşleri çok iyi, ilki hariç tüm bosslar saç baş yoldurdu. Bölüm içeriğinin haricinde oyunun öyküsü de gayet doyurucu. Mobilde bundan daha dolu içerik bulmak zaten çok mümkün değil.

Oyunun iOS fiyatı 5 dolar ve bu aralar standart bir fiyat olmaya başladı. Doların fırladığı bu günlerde biraz pahalı gelebilir ama oyun açık ara hak ediyor. Tabii ki umarım başka platformlarda da çıkar. Eskişehir’li MobGe firması ellerinde bu yetenek ve bu donanım varken, Oddmar’la da yakaladığı başarıyla eminim gelecek yıllarda çok iyi işlere imza atacaktır. Şimdiden pek çok başka projeleri olduğunu biliyorum ve heyecanla bekliyorum.

Yorumlar