Prosedürel Üretimli Evrenler ve Keşif Hissi
Tüm bu söylediklerimden bu olayı kötülediğim çıkmasın. Demeye çalıştığım şey bu türden size özel üretimli dünyaların her yeni oyunda aldığınız keşif hissini yenilenebilir kıldığını düşünüyorum. Çünkü bu konuda aklıma gelen ve dünyalarını keşfetmekten haz aldığım oyunlar olan Fallout ve Elder Scrolls’taki sorun bir defa keşfettikten sonra, diğer karakterle gittiğinizde de aynı şeylerin olması. Bu türden oyunlarda ise her şey yenilendiğinden ötürü size her yeni başlangıçta yeni bir hikaye üretme şansı veriyor.
En azından teorik olarak böyle, gerçekte olana baktığımızda ise belli bir optimal oyun stratejisinin bu yeniliğe karşı baskın çıktığını söyleyebiliriz ilk bakışta. Mesela Minecraft bize nasıl bir dünya üretirse üretsin, ilk yaptığımız şey ağaç yumruklayıp odun almak. Veya yeni bir oyun olan Rimworld’de ise kolonistlerimizin geceyi geçireceği tek göz barakayı yapmak için malzeme toplaması evrensel olarak yapılması gereken ilk hareket. Ama bu türden bir “tanıdıklığın” üretilen evrenin benzersiz noktalarını keşfetmek için gereken temeli sağladığını düşünüyorum ben. İlk başta verdiğim oyun tanımına tekrardan dönersek bu eylemlerin, oyunların tutarlı biçimde kurallara uygun davranması ilkesine uygun olduğunu söyleyebilirim.
Peki gelecekte ne olabilir, bu sorulmaya ve üzerinde spekülasyon yapmaya değer bir soru. Dünyalarla beraber karakter üretimi de prosedürel üretilebilir, ki nethack ve diğer roguelikelar bunu bir dereceye kadar yapıyorlar. Veya bu dünyalar üzerindeki hikayeler ve hikayelerin aktörleri de bu şekilde üretilebilir. Bu konuda da bunu halihazırda yapan Dwarf Fortress’i söyleyeceğinizi düşünüyorum ancak oyunu oynayabilmek için gerçekten ciddi vakit harcamak gerekiyor. Ve programlama kitapları ile ünlü O’Reilly firmasının Dwarf Fortress’i oynamak için yazdırdığı 300 sayfalık bir kitap olduğunu düşünürsek, gelecekte onun özelliklerine sahip ama daha kolay bir oynanabilirliğe sahip olan oyunların çıkacağını öngörmek çok zor değil. Her ne kadar oyun dünyasında bir çalkantıya yol açsa da No Man’s Sky’ın bu konuda Wright Kardeşlerin ilk uçağına benzediğini söyleyebilirim. İtirazlara katılıyorum bu arada, en iyi ihtimalle bir tech demo olan bir ürüne 60 dolar fiyat çekip üstüne hype beslemek için alenen yalan söylemek veya kıvırma politikası yapmak zorunda değillerdi. Ki dümdüz “arkadaşlar biz bir teknoloji deniyoruz, ister alın ister almayın” deselerdi bu kadar tepki de çekmezdi sanırım. Ama spekülasyon işte bu da.
Bu geleceğin de çok uzak olduğunu tahmin etmiyorum. 20 senede geldiğimiz noktaya baktığımızda bundan 20 sene sonrasını tahmin etmek çok zor. 1996’da piyasaya sürülen oyunların bazılarını listeleyeyim size:
- Duke Nukem 3D
- Civilization 2
- Warcraft 2: Beyond the Dark Portal
- Quake
- Master of Orion 2
- Command & Conquer Red Alert
- Diablo 1
Bu oyunlara bir bakın, ve şimdiki oyunlara dönüp tekrardan bakın. 20 sene sonra virtual reality teknolojisi tutarsa mesela prosedürel biçimde üretilen kendi evreninizde takılmak mümkün gibi sanki ha? Ne dersiniz. Ya da çoktan keşfettik ve onun içindeyiz belki de…