Sonunda Geldi Gönüllerin Efendisi – Stygian: Reign of the Old Ones

2016 yılında, kırmızı cübbeleri içinde bir grup oyun yapımcısı kült mensubu, Lovecraft evreninde geçen bir rol yapma oyunu üretmek için bir Kickstarter kampanyası yapma deliliğine girmişti. 2019 Eylülü sonunda bu deliliğin meyvelerini Stygian: Reign of the Old Ones oyununun çıkışı ile yemeye başladık. MMMM LEZİZ!!!!!

Peki Nedir Bu Stygian?

Stygian, en temelinde iki boyutlu ve Lovecraft mitosunu baz alan bir bilgisayar rol yapma oyunu. Ama özele inersek eski rol yapma oyunlarının belli başlı temel özelliklerini, Lovecraft mitosunun “kozmik korku”su, çaresizliği ve bilinmezliği ile birleştiren, sevgi ve emek ile yoğrulmuş bir eser.

İşte o deliler!

Oyun bir Lovecraft klasiği olan “1920ler Amerikası”nda geçiyor ve bütün Dünyanın karanlık tanrılar tarafından yok edildiği kara gün sonrasında bilinmeyen bir sebeple ve açıklanamayan bir şekilde kendi başına uzayda sürüklenen Arkham şehrinde başlıyor. Mafya ve kültlerin egemenliği altında delirmekte olan bir şehirde, size girdiğiniz maceranın iyi bir sonla bitmeyeceğinin, hatta yola çıktığınıza bile pişman olacağınızın sinyalleri veriliyor.

2019 yılında bunun gibi eski tarz bir rol yapma oyunu yapmak biraz cesaret işi. Her şeyi bilen ve her şeyi yapabilen tanrısal karakterlerle oynamaya, görevlerini “GÖREV BURADA” yazan kocaman tabelalar ve oklarla takip etmeye, sıkıştığı yerde oyunu geri yüklemeye ve yazılı hiçbir şeyi okumak zorunda olmamaya alışmış olan yeni nesil RPG oyuncularını korkutup kaçırmak pahasına oyuncuları belli açılardan zorlayan bir sistem yapılmış.

Çeşitli yerlerde geçmişte kime ne dediğinizi veya bulduğunuz kitapta ne okuduğunuzu hatırlamanız gerekiyor ve karakteriniz eğer her yeteneği almaya çalışırsa hiçbirinde uzman olamıyor. Ayrıca oyunun kendi deyimi ile belirtmek gerekirse “Hiçbir şey size gümüş kaşıkla verilmiyor”.

Yükleme ekranına şunu yazdıktan sonra neden narkotik şube bizim ofisi bastı dememek lazım ama…

Ayrıca oyun, en eski RPG oyunlarının bile zihnimize işlediği “Girdiğin her savaşı kazanmalısın” zihniyetini çöpe atmamızı salık veriyor. Kazanamayacağın veya büyük kayıplarla kazanacağın bir mücadeleyi vermek yerine topuklamak bazen en mantıklı seçenek oluyor. Bunu ne kadar başarabildiğinin eleştirisini ileride yapacağım.

Stygian gerçekten zor bir oyun. Sürekli akıl sağlığımızı belirten “sanity” ve “angst” özelliklerini takip etmeniz, karakterlerinizin fiziksel yaraları dışında zihinsel yaralarını da iyileştirmeniz gerekiyor. Zihnimi toparlayacağım derken alkol ve uyuşturucu bağımlısı olmak ve hatta onlara rağmen de başaramayıp deliliğin derinliklerine sürüklenmek çok olası. Oyunu manuel kaydetme seçeneği yok ama ekran değişimlerinde, kritik noktalarda ve oyundan çıktığınızda kayıt alındığı için geriye dönmek istediğinizde bol miktarda seçeneğiniz oluyor. Yine de oyunun asıl keyfinin minimum geri yükleme yapılarak çıktığını söylemek gerekiyor.

Görsel ve İşitsel Tasarım

Oyunun grafik ve animasyonları 2019 için düşük bir kalitede ama fiyatından ve bütçesinden zaten daha iyisini beklemek çok zor. İlüstrasyon ve ortam tasarımları ise muhteşem. Ses ve müzik bazı yerlerde parıldıyor ve ilham veriyor ama genelde ortalama. Yükleme ekranı güzel ama çok fazla yükleme olduğu için keşke daha çok çeşit koysalarmış diyorsunuz. Aralardaki videolar bütçe kısıtları sebebiyle çok hareketli ve uzun değil ama oyunun teması ile muhteşem uyumlular.

Tabi ki tepenin başında yeşil yeşil parıldayan hayalet eve gideceğiz, başka ne bekliyorsunuz?

Arayüz tasarımı çoğu yerde başarılı olsa da ekipman takibi hafif sıkıntılı ve savaş arayüzüne alışmak biraz vakit alıyor. Buna “Tutorial” kısmının biraz zayıf olmasını da eklesek dahi bütün bunlara adapte olmanız 15 dakikayı geçmez.

Hikaye ve Karakterler

Bu oyunu asıl sırtlayan, dağları bayırları aşarak taşıyan kısmı tabi ki hikayesi. Yazarların gerçekten Lovecraft dersine iyi çalıştığını çok net fark ediyorsunuz. Her tarafta Lovecraft okuyanların yakalayacağı küçük detaylar oyuna tad katarken, hiç okumamış olanların bile kendini kaptıracağı bir senaryo akmaya devam ediyor. Bir yandan üstünüze yağmakta olan kabuslarla mücadele ederken, bir yandan yeni gizemleri ortaya çıkarıyor ve ince ince deliriyorsunuz.

Hikayenin bazı kısımlarının zaman ve para kısıtlarından kırpılmış olduğunu fark etmek zor olmasa da bu zorlu tercihi yaptıkları için yapımcılara kızmam mümkün değil. (Sadece oyunu bitirdikten sonra ekipteki tanıdıklarıma özel mesajdan yolladığım küfürlerin buradan Innsmouth’a duble yol olduğunu belirtmek isterim, gerçi arkadaşlar arasında olur öyle şeyler değil mi canım…)

Oyun boyunca iletişim kurduğunuz karakterler oldukça güzel yazılmış ve yeteneklerinize göre bir sürü farklı interaksiyona (ağız kalabalığı, kur yap, büyüle, hipnotize et vs…) girmeniz mümkün. Direk grubunuza katabileceğiniz sınırlı sayıda yoldaş var ama hepsi ayrı ayrı iyi yazılmış ve bağlanma potansiyeli olan karakterler. Bunun dışında direk grubunuza katılmasa da yer yer sizin peşinize takılan veya ekstra kol gücü olarak kiralayabileceğiniz karakterler var.

Humanist, Materyalist, Nihilist, Rasyonel, Dindar ve Ezoterik

Ana karakter yapımında sunulan arketip (sınıf), yetenek ve beceri çeşitliliği yeterli ve anlaşılır olmuş. Yetenekler arasında tam bir denge olduğu söylenemez (Yakın dövüş, medikal ve bilim yetenekleri kat kat daha işlevli geliyor bana) ama asıl derdiniz bir karakter üretip onu tarzına göre oynamak olacağı için bunu çok dert etmenize gerek yok. Ayrıca her arketip için minik bir hikaye farklılığı var.

Oyunda gerçekten bayıldığım kısım inanç sistemleri oldu. Karakterleri basitçe iyi/kötü olarak etiketlemek yerine 6 farklı inanç sisteminden birini seçiyorsunuz (Humanist, Materyalist, Nihilist, Rasyonel, Dindar ve Ezoterik). İnancınıza göre diyaloglar ve hareketler yaptıkça akıl sağlığınızı toparlıyorsunuz, ayrıca dinlenme sırasında inancınıza uygun kitaplar okursanız yine akıl sağlığınız daha çabuk düzeliyor.

Oynanış

Yeni çıkmış olmasına rağmen oyundaki hata (bug) miktarı oldukça az ve yapımcılar geri dönüşlere göre yamamak için oldukça hızlı çalışıyorlar.

Epey bir süredir popüler olan oyunları şiddet kullanmadan ve kimseyi öldürmeden bitirme (pasifist) akımı Arkham için çok geçerli değil. Dövüş yeteneği olmayan bir karakterle beladan kaçınarak ve gizlenme yeteneğiyle oynamak teknik olarak mümkün olsa da oyunda dövüşmeden geçilemeyecek 1-2 kritik noktada yancıların becerilerine güvenmek zorunda kalacaksınız. Ayrıca oyunun dengeleri ayarlanana kadar düşmanları dövmek kaçmaktan daha avantajlı. Bu noktalara kısa sürede yamalarla el atılacağını düşünüyorum.

Tüfeğin icadı Arkham’da mertliği bozmamış…

İmalat (Craft) sistemi benim gibi bir craft delisini bile tatmin edecek yeterlilikteydi. Özellikle mermi ve medikal ürünleri imal edebilmek size paranızı başka şeylere harcama şansı tanıyor. Eşyaları yapmanızı sağlayacak tarifleri satın alabildiğiniz gibi kendiniz dinlenirken araştırıp bulabiliyosunuz.

Büyü oldukça karakteristik olmuş ve sadece savaşlarda değil görevlerde de işe yarıyor. Ayrıca büyülü eşyaların tamamı hem iyi hem de zararlı özelliklere sahip ve zararlı özelliklerini öğrenmek için üzerinde okült araştırma yeteneği kullanmanız gerekiyor.

Oyunun karanlık, akıl sağlığı ve dinlenme mekanikleri oldukça iyi ama yine tutorial ve wiki eksikliğinden birçok şeyi kendiniz keşfetmeniz gerekiyor ki, bunun bir sorun olup olmadığı tartışılabilir.

Kanaat Notu

Sonlara yaklaşırken “Peki bu oyunu alalım mı ne dersiniz?” diyor olabilirsiniz. Genelde internette birçok insan sırf Türk yapımı olduğu için bu oyunu almamızı önerse de ben bu sebepten değil, gerçekten iyi bir oyun olduğundan ve yapımcı ekibin bize bunu sunmak için ortaya koyduğu çabayı tebrik etmek için alınması gerektiğini düşünüyorum. Stygian, bütün aksaklıklarına rağmen muhteşem bir korku/rpg deneyimi sunuyor ve fiyatını kesinlikle hak ediyor. Oyunun henüz Türkçe versiyonunun olmadığını ama çevirinin devam ettiğini hatırlatalım ki İngilizce bilmeyen oyun severler sıkıntı yaşamasın.

Yazarın Notu: 8.5/10

Yazarın arkasındaki gölgenin notu: 11/10

Yazarın arkasına döndükten sonra düzelttiği no…. AHAHAHAHAHAMUHAHAHAHA!!!!!!

Yorumlar