Stellaris: Galaktik Cihat, Diplomasi ve Kavga Dövüş
Şimdi Biraz Savaş
Er ya da geç birbirinize gireceksiniz. Sonunda bir Paradox Interactive oyunu savaşsız olmaz. Savaş sistemi Distant Worlds usülü, ancak filo formasyonu her daim dikkate alınan bir tarzda. Zaman geçerken, gerçek zamanlı, yani günler süren çatışma başlıyor ve bir taraf kaçana ya da ölene kadar devam ediyor.
Çatışma basit: iki taraf da filolardan karşılıklı ateş ediyor. İsabet oranı 1.1 versiyondan itibaren şu durumda:
İsabet ihtimali% = (Silahın isabeti – hedefin kaçma oranı) / Silahın isabeti.
Yani 100% isabetli bir güdümlü füze, 40% kaçma oranı olan bir korvete 60% ihtimal isabet edecektir. Ama 80% isabetli bir otomatik top mekanizması, 40% kaçma oranı olan korveti 40% değil, 50% ihtimalle vuracaktır ({80-40}/80). Düz aritmetik. İşin detayı filolar yenilince olanlarda. Düşman gezegeninin yörüngesine inen filo bombardımanla yavaş yavaş gezegenin tahkimat oranını düşürüyor. Tahkimat oranı çok düşmeden asker indirmek bir hayli tehlikelidir. Yer savaşı bir hayli basit, inen transport mekiklerinden gelenlerle gezegendekiler (artı nüfusa oranla garnizon askerlerı) çatışıyor ve karşılıklı zarar veriyorlar. Ünitelerinize Paradox’un bir diğer başarısı Hearts of Iron isimli oyundaki gibi ek parçalar takabilirsiniz: ekstra robot yardımcıları veya mobil sığınak araçları gibi: zamanla egzotik ek birimler de ekleniyor, genetik süvari hayvanları, komisar birlikleri veya psişik zihin savaşçıları gibi.
Savaş çatışma başlayınca bir hayli düz. Ancak filo kumandanları ve gemi oranları durumu son derece esnekleştirebiliyor. Kumandanlar, yani ordu liderleri, filolara özellikler kazandırarak bir hayli değiştirici bir faktör olabiliyorlar. Kurnaz bir kumandan silahtan kaçma oranını yükseltirken, Fırtına Doktrini özelliği kazanırsa (Gale Speed Doctrine), bu oran daha da artıyor, üstüne de tecrübesi artınca 90% kaçıs oranlı korvetlerle katliam üzerine katliam yaparsanız uzayın Cengiz Han’ı olabiliyorsunuz.
İhtiyar Irklar
Sizden milyonlarca yıl önce galaksiyi domine etmiş ama şimdi sınırlarına çekilmiş ırklar var. Bunlar Fallen Empire adında kendilerince takılan ve garip dogmaları olan küçük devletlerdir. Ufak, birkaç sisteme kendilerini kapamış kendi hallerinde oturan kadim ırklar kimseye ilişmez. Teknolojileri son seviyede ama kendileri 3. sınıf avel imparatoruklar olarak sakin sakin otururlar: Bir nevi Time Lord – Gallifrey vak’ası.
Peki bunlar neye yarar? Barbarlık yapıp teknolojileri için yağmalayabilirsiniz, veyahut ilişmezsiniz. Bu ırkların dogmalarına karşı gelmedikçe ilişmezler…eğer ilişirlerse… kıyamete hazır olun. Tachyon mızraklı gemileriyle bütün filo ve gezegendışı HER ŞEYİNİZİ silene kadar durmazlar. Tabi kurnazca hareketlerle tongaya düşürmek ve soyup soğana çevirmek de mümkün… Daha önemlisi bu ırkların bazıları Halkadünya inşa etmişlerdir. O dünyaları yağmaladığınızda gelecek güc ve kaynağı düşünün (Tigir:Er’e selamlar).
Galaktik Krizler
İşte burası zurnanın zırt dediği yer. Klasik 4X veya paradoks oyununda rutin yayılma sonrası düz çatışma-oyun sonu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tüm Galaksiyi tehdit edecek ve rastgele bir konseptin gerçekleşmesi kaçınılmaz oluyor. Şimdilik üç tane kriz var ve üçü de kıyamet senaryosu temelli ve galaksiye geliş noktaları tamamen rastgele.
- Yapay Zeka Krizi: Mass Effect oynadıysanız Geth krizinin birebir, hatta daha ruh hastası hali. Sentetik hayat kullanacaksanız dikkat edin, asla köleleştirmeyin ve zekaları gelişince vatandaşlık hakkı verin. Aksi takdirde…bütün galaksideki organik hayatı silmeye programlanmış sentetik birlikle karşı karşıya kalırsınız. Bunu tetiklemek için yapay zeka geliştirip robotlara it gibi davranın.
- The Unbidden: Özetle “Galaktik Cin İstilası”. Dördüncü ve gizli “ışıktan hızlı seyahat yöntemini” uygularsanız gerçekleşme ihtimali var. Dördüncü boyuttan devasa garip enerji varlıkları tüm galaksiyi yemeye geliyor, durdurmak için portalı patlatın.
- Prethoryn Swarm: Komşu galaksiden bir organik böcek istilası. Evet, Tyranidler. Devasa işgallere, savaşta çiğ çiğ yenen sivillere ve soykırımlara hazır olun.
Daha anlatılacak çok şey var…çok. Uzaya çıkamamış taş devri ırkları kızılderili gibi rezervasyonlara mı kapayacaksınız, yoksa ülkenize mi alacaksınız? Bronz çağından soğuk savaş çağına kadar varyasyon gösteren yüzlerce ırkla karşılaşırken aralarına genetik manipülasyonla deri değiştirmiş (evet Avatar filmini hatırlayın) ajanlarla ilhak mı edeceksiniz, yoksa bilim adamlarıyla liderlerine DİREKT teknoloji verip vassal hizmetçi minik uydu devletler mi kuracaksınız?
Bunları yaparken bilimadamınız size ihanet edip kendini peygamber ilan edip gezegene yerli olarak katılabilir, daha kötüsü, soğuk savaştaki medeniyete düşen mekiğiniz teknoloji hazinesi için gezegen savaşı çıkarıp koruduğunuz ırk yanıp kül olabilir.
Tercih sizin, galaksi sizin. Etiğinizi, amacınızı, prensiplerinizi ve hükümetinizi belirleyin ve başlayın!
Daha çok şey yazabilir ve caps yağdırabilirim ama fazla aklınızı yormadan oyunu almanızı ve oynamanızı tavsiye edeceğim. Sorularınız varsa sormaktan çekinmeyin. Bir başka yazıda görüşmek üzere.
PS: Bütün “nerd” çağının film, kitap ve oyunlarına göndermeleri keşfettikçe daha da eğleneceksiniz.