The Sims – Tuvalet Oyunu
The Sims deyip hakikaten geçmemek lazım. Oyunun tasarımı, geliştirilmesi, alt yapısında ve arka planındaki öğeler çene düşürten cinsten; ilk başta Murika’nın tüketici toplumuna bir yerme olarak başlıyorsa da sanal gerçekliği programlamak adına başvurulan kaynaklar şu şekilde; Abraham Maslow – Theory of Human Motivation ve yine aynı kişiye ait olan ihtiyaçların hiyerarşisi, Charles Hampden-Turner – Maps of the Mind.
The Sims’i bilgisayarıma ilk yüklediğimde daha Steam ortada yok, Torrent falan da yok. Bir parça indirmek için iki saat beklediğin oluyor falan. Olaylar olaylar… Haliyle mahalledeki DVDci abinin el altından sattığı kopya oyunlara saldırıyorduk. İlk yaptığım şey Google’a “The Sims Para Hilesi” yazmak olmuştu ve işte o ölümsüz hile; MOTHERLOAD! Hala daha değiştirmediler. Süper istikrar, tam istikrar şahane, aynen devam.
The Sims 4 ile karşılaştırdığınızda kişiselleştirme denen şey The Sims’in ilk zamanlarında yokmuş gibi gelebilir ancak döneme göre düşünün, ben hayatımda bir karakteri yaparken bu kadar uzun uzun saçını başını, kaşını gözünü, kıyafetini bu kadar detaylı düşündüğümü hatırlamıyorum. Hadi karakteri yaptınız diyelim. Hazır eve mi geçeceksiniz? E, ne anladım o zaman ben oyundan! Kendi evinizi kendiniz yapacaksınız tabii ki; yıkıp yıkıp yeniden yapacaksınız. O mobilyaları nereye nasıl koymak istediğinize bir türlü karar veremeyecek, renk tonları farklı diye sinir olacaksınız. Oyunun size sunduklarının canına okuyacaksınız. The Sims çünkü, Tanrı sizsiniz.
Kısa süre aralıklar ile çıkardıkları ek paketler ile yeni haritalar, yeni eşyalar, kıyafetler eklenmeye başladı. Tabi o zamanlar DownLoadable Content(DLC) diye bir şey yok, Expension Pack(Ek paket)‘ler çıkıyor. İlk oyuna gelenler ise şu şekilde;
- House Party, evde düzenlediğiniz partileriniz daha renkli, eğlenceli, parti gibi parti olmasını sağlıyor.
- Unleashed, The Sims’in evil hayvanlar ile ilk tanışması.
- Superstar, yazar, çizer, şarkıcı, oyuncu kariyerleri ekleniyor.
- Hot Date, eh, isminden de anlarsınız herhalde durumun ne olduğunu. O jakuziyi hiç unutmuyorum hele.
- Vacation, eklenen yeni harita ile aileniz ile tatile, geziye gidebiliyorsunuz.
- Makin’ Magic, bu ek paketin hype‘ı Harry Potter’ın ortalığı kasıp kavurduğu döneme denk geliyor. Evinizde kendi kendinize iksir yapabiliyor, sevmediğiniz insanları kurbağalara dönüştürebiliyordunuz.
Tabii her ek paket ile gelen konseptlerin yanında eklenen yeni içeriğin genişliğinin haddi hesabı yok; saçlar, aksesuarlar, kıyafetler, mobilyalar vesaire vesaire. Sadece bu ek paketler ile ilgili tek canımı sıkan nokta, daha sonra çıkan her yeni The Sims oyununa aynı paketleri değişik isimler ile çıkartıyor olmaları diyebilirim.
Yazacağım bir sonraki cümle sizi oldukça şaşırtacak. The Sims hiçbir zaman kendisini tekrar etmiyor. Açıklayayım; tabii ki de oyuna ilk baktığınız zaman yaptıklarınız neredeyse aynı ama size yaşattığı deneyim her oyunda biraz daha detaylanıyor, biraz daha gelişiyor. Her oyun ve hatta her ek paket ile kendisini geliştiriyor asla yerinde saymıyor. Evet belki ek paketlerin isimlerini değiştirerek tekrar tekrar piyasaya sürüyor olmalarına rağmen bile, bir kar topu gibi yuvarlanarak büyüyor The Sims deneyiminiz.