The Sims – Tuvalet Oyunu
Serinin son oyunu her ne kadar olağan üstü bir şekilde karakterinizin fiziksel kişiselleştirmesinde çığır açmış olsa dahi, inşaat/döşeme ve kıyafet konusunda The Sims 2’nin pabucunu dama asla atamam. Üçüncü oyun çıktıktan sonra bile ikinci oyunu oynamaya devam etmemin tek sebebi, oyuncuların oyuna ekledikleri modların haddi hesabi yok. Oyun sadece oyun içi içerikleri kişiselleştirmenize değil, aynı zamanda oyunun kendisini de kişiselleştirmenize izin veriyordu. Ne olduysa oldu, üçüncü oyundan itibaren tüketici topluma eleştiri olan çıkan oyun, kapitalizmin kölesi oldu ve bu ekstra içerikleri kendileri, Türkçesi parasını verip alın kardeşim olan, İngilizce’de de DLC dediğimiz ürünleri çıkartmaya başladılar. 2006 yılında Electronic Arts bütün sorumluluğu Maxis üzerinden alıp kendi The Sims Division‘ını kuruyor. Üçüncü oyun da bu dönemde çıkıyor zaten; Will Wright ve Maxis, The Sims 3’ten itibaren sahalardan çekiliyor, dolayısıyla da oyunun vizyonu biraz da olsa değişikliğe uğruyor.
Peki ne oldu da “Tuvalet Oyunu” diye yerilen bu oyun, piyasaya çıktıktan sonra her yeri her şeyi kasıp kavurdu? The Sims’e tuvalet oyunu deyip geçmek biraz aşağılayacı da olsa, hakikaten gerçek hayatta yaptıklarımızın aynısını yapma imkanı sunan bu oyunu neden herkes oynamaya başladı?
The Sims’in ne kadar büyük bir risk olduğunu Will Wright da kabul ediyor. Electronic Arts ile şansı dönen dahimizin bir röportajında, “Oyunun ya bir milyon kopya ya da 50 kopya satacağını” düşündüğünü söylüyor ve ekliyor, “Ya bir milyonu görecek ve turnayı gözünden vuracaktık ya da yerin dibine girecektik.”
Kendi kişisel fikrim, elinizin altında istediğiniz hayatı ve evi yaratma şansınız var. Gerçek hayattan kaçıp rahatlayabileceğiniz, MotherLoad hilesini üst üste girerek para derdinizin olmadığı sadece eğlenebileceğiniz bir hayat kurabilirsiniz. Biraz Tanrı kompleksi de giriyor işin içerisine tabii. Aynı zamanda diğer oyuncuların da fikirlerini öğrenmek için şöyle The Sims forumlarına göz attığımda gördüklerim de benim düşüncelerime çok da ayrı düşmüyor. Ancak bunların yanında hiç aklıma gelmeyen, aklımın ucundan bile geçmeyen sebepleri var aslında. Bir kaçı şu şekilde;
Alışveriş bağımlılığımı tatmin edebiliyorum.
Filmler çekip, çizgi roman hazırlayabiliyorum.
Hikaye yazabiliyorum.
Sim serisi sadece SimCity ve The Sims’den oluşmuyor tabii ki de, Will Wright 1984 yılından beri fabrikasyon bir şekilde üretiyor bu simülasyon oyunlarını. İlk oyun Raid on Bungeling Bay(1984) Sim serisine dahil olmasa da, Will Wright’a SimCity fikrini veren oyun oluyor. Sonrasında da SimCity(1989), SimEarth(1990), SimAnt(1991), SimLife(1992), SimCity 2000(1993), SimFarm(1993), SimCopter(1996), The Sims(2000), The Sims Online (2002), The Sims 2 (2004), Spore Creature Creator (2008) ve Spore (2008).
En nihayetinde hepimiz bir çocuğun karınca çitfliğindeki minik karıncalar gibiyiz. Çocuk arada bir ayarını kaçırıyor veya canı sıkılıyor üzerimize örümcekler böcekler atıveriyor, hepimiz de bu sorunlarla cebelleşiyoruz. Sonuç olarak, tuvalet oyunu deyip geçmemek lazım. Neyse bari sifonu çekmeyi unutmayın. İyi oyunlar!