Transformers: Devastation – Bu Dünyayı Başımıza Yıkarlar!

Oyun az önce de belirttiğim gibi, hack & slash türünde. Savaşların büyük bölümü kılıç ve balta gibi silahlarla, rakiplere karşı burun buruna yapılıyor. Silahlar da işe yarıyor elbette, ama oyunu 3rd person shooter kategorisine sokacak kadar etkili değiller. Savaşları öyle langır lungur düğmelere basarak kotaramıyorsunuz, zamanlaması iyi savuşturma hareketleriyle şık kontrataklar yaparak üstünlüğü elinizde tutmanız gerekiyor.

Bu arada aksiyonun tadını iyice alabilmeniz için fizik kuralları da bir dereceye kadar çiğnenmiş. Zıplayıp ayaklarınız yere basmadan en az 5-6 darbe savurabiliyorsunuz. Hatta hızla robot formundan araç formuna dönüşerek kısa bir patinajdan sonra rakibe “BAAAM!” diye çarpmanız şeklinde gerçekleşen “vehicle attack” bile havadayken yapılabiliyor.

"Küçük gördünüz de Karamürsel sepeti mi sandınız?"

“Küçük gördünüz de Karamürsel sepeti mi sandınız?”

Aklıma gelmişken; oyun adına yakışır derecede “yıkım” içermiyor açıkçası. Ama en azından şehirde savaşırken etraftaki objelerle (sokak lambası, ağaçlar, araçlar vs.) olan etkileşiminiz hiç fena değil. Tutup rakiplerin kafasına koca bir otomobil atmak baya eğlenceli.

Bir de, eğer oyunu PC’de oynuyorsanız mümkünse joypad kullanmanızı tavsiye ediyorum. Zira adrenalin seviyesi bu kadar yüksek bir oyunu “ÇAT ÇAT ÇAT ÇAT ÇAT” şeklinde klavye ve fareyle oynamak bana pek keyifli gelmedi.

Sadece Kafa Göz mü Kırıyoruz?

Oyunda geçirdiğiniz zamanın aşağı yukarı yüzde 80’lik bölümünde evet. Kalan yüzde 10’unda sinematik izleyip, yüzde 10’undaysa karakterlerinizin silah ve yeteneklerini yükseltebiliyorsunuz. Karakter ya da silah değiştirme işlemleri gibi, yetenek ve ekipman yükseltme gibi işlemleri de ARK’ta yapmamız gerekiyor. ARK’a girebilmek için ya oyun içindeki sizi ARK’a ışınlayan noktaları kullanmanız ya da bir görevde başarısız olmanız gerekiyor.

Az karışık gibi sistem ama çözmeniz çok sürmüyor.

Az karışık gibi sistem ama çözmeniz çok sürmüyor.

Özellikle silah sentezleme sistemini çok aman aman beğenmemekle birlikte yeterli bulduğumu söyleyebilirim. Ancak maalesef sistemin tam olarak nasıl çalıştığını burada anlatmam çok güç. Bizzat deneyerek öğrenmeniz gerekecek.

Her Şey Bu Kadar mı Mükemmel?

Elbette değil! Kusura bakmayın çok fanboy gözünden yazmış olabilirim yazıyı. Oyunda eleştirebileceğim birkaç şey var:

Öncelikle oyundaki Devastator ve Menasor gibi “combiner”, yani birden fazla robotun birleşerek oluşturduğu türden robotların boyutları aşırı abartılmış. Elbette combiner’ların Godzilla boyutunda olmaları, oyuncu üstünde heyecan ve tedirginlik yaratma amaçlı. Ancak dev robotun yandan sarkan bir tekerleğinin sizin karakterinizden büyük olması benim gözümü çok tırmaladı açıkçası. Sanki normal boylarında oyuna yansıtılmış olsalar da aynı heyecanı verirlermiş gibime geldi ama, pek de emin değilim bu konuda.

Devastator ve Menasor. Evet, ikisinin aynı anda geldiği bir bölüm var...

Devastator ve Menasor. Evet, ikisinin aynı anda geldiği bir bölüm var…

Menasor’u oluşturan, Stunticon adı verilen tam 5 farklı robot vardır: Motormaster, Drag Strip, Dead End, Wildrider ve Breakdown. Ben açıkçası tıpkı Devastator’u oluşturan 6 Constructicon gibi onların kıçlarını da ayrı ayrı tekmelemek isterdim. Ancak oyunda maalesef sadece Menasor’un gövdesini oluşturan Motormaster’la savaşabiliyoruz. Bu durum ister istemez Menasor’un oyuna yarım yamalak eklendiği hissiyatını veriyor.

Oyundaki silah ve yetenek yükseltme sistemini çok sevdiğimi iddia edemeyeceğim. Muhtemelen sistemi oyunun konsol versiyonlarında joypad ile idare ederken sorun yaratmasın diye bu şekilde tasarlamışlar. Ama bana keyifsiz geldi. Sanki daha farklı bir sistem geliştirilse daha iyi olacakmış.

"Biz olmasak bu insanlar ayvayı yemiş Optimus!"

“Biz olmasak bu insanlar ayvayı yemiş Optimus!”

Son olarak her ne kadar Michael Bay’in çektiği Transformers filmlerini sürekli yerden yere vursam da, orada yoğun propaganda arasında çok doğru işlenen bir şey vardı: İnsanlar ve orduları! Oyunda 80’ler dönemi çizgi serilerden bile daha beter şekilde “insansızlık” sorunu yaşıyoruz. Koca şehir bile hemen tahliye edilmiş, ortalıkta tek bir insan bile yok. Pardon da, ordunun eli armut mu topluyor? Neyse…

Yorumlar