Undertale – Azimle Dolup Taşıyoruz!

Indie oyunlar hakkında düşüncemi daha önce Deadlight adlı oyun incelememde belirtmiştim. Oldukça şüphe ile yaklaşıyorum. Ancak her geçen gün şüphelerimi kıran yeni Indie oyunlar da piyasayı kasıp kavuruyor. Bu sefer de görür görmez, “Bu nasıl güzel bir oyun!” diye kendimi kaybetmeme sebebiyet veren bir oyunu inceleyeceğim, Undertale.

Undertale, Toby Fox tarafından geliştirilmiş bir rol yapma oyunu. 15 Eylül 2015 tarihinde de Steam kütüphanelerimizde yerini aldı. Oyun orijinal olarak bir kickstarter projesi olarak başlatıldı, o sıralarda akıllarda olan şey ise her biri ikişer üçer dakika sürecek 25 30 tane bulmacadan oluşmasıydı. Ancak kickstarter’da oyun o kadar çok sevildi ve tutuldu ki, Toby Fox bir senesini daha verip oyunu şimdiki bu mükemmel haline getirdi.

Uyarı! Yazının devamı oyunla ilgili çok ağır Spoiler içermektedir.

01

Oyunun iki farklı oynanışı mevcut; ilki karşınıza çıkan her şeyi kesmek. İkincisi ve oyunu almama sebebiyet veren özelliği pasif olarak yani karşınıza çıkan hiçbir yaratığı öldürmemek. Oyunun oynanabilir süresi de hangi yolu tercih edeceğinize göre değişiyor. Ortalama bir şey söylemek gerekir ise 10 saat diyebiliriz.

Dünyada yaşayan iki ırkın aralarında geçen bir musibetten sonra canavarlar ve insanlar yollarını ayırmışlar. Canavarlar Underground denilen yer altı şehrine çekilmişler ve hayatlarına burada devam etmeye karar vermişler. Biz de bir insan bir çocuğu oynuyoruz oyunumuzda. Efsaneye göre gidenin bir daha dönmediği bir dağa tırmanıyor ve içine düşüyoruz. Bizi Flowey, Flowey the Flower karşılıyor. Sevgi, kardeşlik ve barıştan bahsederken bir de anlıyoruz ki aslında kendisi oldukça kötü biri. Bizi öldürmek istiyor. Turiel (ben Milka ineği olduğu konusunda ısrarcıyım) bizi kötü çiçekten kurtarıyor ve bizi yeni evimize götürüyor. Kekler, börekler, çöreklerle besliyor bizi.

02

Mutlu bir aile tablosu.

Ancak tabii ki de insan ve çocuk olduğumuz için kendi yerimize yurdumuza geri dönmek istiyoruz. Turiel bizi yüzeye göndermek istemiyor çünkü geri dönüş yolunda başımıza bir şey geleceğinden korkuyor. Biraz zorladıktan sonra gitmemize göz yumacağını söylüyor ama tek bir şartla; eğer onu yenersek. Ben ilk önce kaçmayı denedim oradan, ancak bir yere varamadım. Dolayısıyla Turiel’le yüzleşmemiz gerekiyor. Bir şekilde o karşılaşmayı geçiyorsunuz. Oynama stilinize göre Turiel’i ya keseceksiniz ya da kesmeyeceksiniz. Kesmemek oyunun size vadettiklerini daha iyi bir şekilde yaşamak için daha uygun bir tercih.

Yeryüzüne çıkan mağaralara girdikten kısa bir süre sonra Sans ve onun ağabeyi olan Papyrus”la karşılaşıyoruz. Bize bir sürü bilmece bulmaca hazırlamışlar ve geçilemeyeceklerinden de oldukça eminler. Sans her ne kadar bize yardım etse de ağabeyi bizi yakalamak için oldukça azimli. Bunun da sebebi Kral’ın bir insan yakalamak istemesi. Canavarları bulundukları yerde tutan bir bariyer var; buraya bir şeylerin girmesine izin veriyor fakat dışarı çıkmaları imkansız. Ancak bizim gibi güçlü bir ruh o bariyeri geçebilir(miş). Kral da yakaladığı insanı bu bariyeri kırmak için kullanacak ve canavarlar dünyaya geri dönecekler. Papyrus’un dediğine göre Kral oldukça sevimli birisi ve zaten dünyaya geri dönüş yolu onun da kalesinden geçiyor, ona gidip de “Bayım lütfen bana yüzeye giden yolu gösterir misiniz?” diye rica edersek bize bariyerin yolunu bizzat kendisi gösterirmiş.

Sans

Sans

Oyunun bir noktasında Papyrus’la randevuya çıkıyoruz, bizi buralarda takıldığı çok “cool” bir mekana götüreceğini söylüyor. Kasabayı başından sonuna gidip geliyoruz ki bahsettiği mekan kendi eviymiş. İçeri de bulunan eşyalardan birisi bir şaka kitabı var. Kitabı açınca içerisinden “Kuantum Fiziği” ile alakalı bir kitap çıkıyor. Onun da içini açıp baktığımızda yine bir şaka kitabı buluyoruz ki; onunda içerisinden yine kuantum fiziğiyle ilgili bir kitap çıkıyor ve onun da içerisinden yine bir şaka kitabı… Bu ince noktayı nasıl değerlendirmek istediğinize siz karar verin! Ne var ki, randevumuzun sonunda Papyrus’un bizi, bizim onu sevdiğimiz gibi sevmediğini öğreniyoruz ve yolumuza devam ediyoruz.

Yorumlar