Undertale – Azimle Dolup Taşıyoruz!
Oyunun başlangıç anına geri dönüyoruz ancak bug’lanıyor ve Flowey the Flower Kral’dan ruhları alıp bizim de ruhumuzu almakla tehdit ediyor bizi. Canavarların hepsine gerçek dünyanın nasıl olduğunu ve onun kurallarını öğreteceğini söylüyor. Save dosyamızdan medet ummamamız gerektiğini çünkü onu da silmiş olduğunu ve bizim ölümümüz üzerine bir kayıt daha alacağını söylüyor. Böylece tekrar oyuna girdiğimizde ölü olacağımız için, bir daha Underground’a gelemeyeceğiz veya yüzeye de asla dönemeyeceğiz.
Flowey the Flower’la olan olan karşılaşmamızda, sahip olduğu ruhlardan kaynaklı olarak Flowey’nin tasarımı değişiyor, daha gerçekçi oluyor. Bu oyunun çoğunlukla tek kişinin elinden çıkmış olması gerçekten inanılır gibi değil.
Flowey dövüşü tam bir sinir krizi ve stres bombası. Daha da başka bir şey diyemeyeceğim.
Flowey’i yendikten(yenebildikten) sonra, Kral Asgore’da olduğu gibi karşımıza iki seçenek çıkıyor, dövüş veya merhamet et. Ne kadar çok bu aklını kaybetmiş çiçeği öldürmek istemiş olsam da, sinirlerime hakim oldum. Çünkü AZİMLE DOLUP TAŞIYORUM! Merhamet gösterdim. Ettiği bütün hakaretlere, savurduğu bütün tehditlere rağmen merhamet etmeye de devam ettim. Gördüğü iyilikten iyice çıldıran Flowey de kaçtı gitti.
Ben de sadece kendimi kurtarabilmiş oldum.
Bir şekilde canavarları da kendimi de kurtarabilmemin yolu vardır diye düşünürken, oyunun farklı sonları olduğunu okudum. Ne yazık ki, ben kendim oynayıp da deneyimleyemediğim için neler olduğunu yazamayacağım.
Undertale, son zamanlarda oynadığım en muhteşem hikayeye sahip oyunlardan biri. Görüntü bakımından oldukça minimalist bir yol izlese de, oyunla ilgili okuduğum yorumlardan biri de bir Comic Teoricisi olan Scott McCloud’a aitti. Kendisi şöyle demiş, “Basit dizaynlara sahip çizgi karakterler genel okuyucuyla, aşırı detaylandırılmış karakterlere kıyasla daha iyi bir bağ kuruyor. Basitlik bir dereceye kadar bağlılık ve karaktere bir kimlik veriyor.” Undertale ise bu düşünceyi bire bir uygulamayı başaran bir karakterde bir oyun. Oynadığınız karakter aslında sizsiniz, etrafınızdan gelip geçen her karaktere de bir şekilde yakınlık duyacak ve sonunda her birinin teker teker karşınıza çıkmasıyla da daha da bir içiniz burulacak.
Oyunu oynayacaklar için, kalbinizin kırılmasına hazır olun. Hali hazırda oynamış olanlar için, bizim için üzülüyorum… İyi oyunlar!