Video Oyunu Türleri: Tur Bazlı Takım Stratejileri
Geçenlerde indie oyun piyasasına bomba gibi düşen Into the Breach‘i tanıtmıştım. Aslında bu oyun, pek de geleneksel bir türün devamı ama niş oyun türlerine anlaşılır bir tür ismi bulmak zor. Into the Breach bir tur bazlı strateji ama bu da çok geniş bir tür ve incelemek adına bir kaça ayırmak lazım diye düşünüyorum. Örneğin Civilization ile X-Com‘u aynı çatıda değerlendirmek ne mümkün, ne de mantıklı. Bu yazıda ise asıl tur bazlı stratejilerin kökeni sayılabilecek olan takım (squad) stratejilerinin öyküsünü anlatacağım. Yani X-Com türünün.
Bir takımı yöneterek görev tamamladığınız oyunlar tüm dünyada popüler olmakla birlikte, aslında uzak doğuda ayrı bir yere sahipler ve daha ziyade “tactics” ya da “tactix” olarak anılıyorlar. Ancak tactics oyunlarının da alt türleri olduğu için (örneğin gerçek zamanlı tactics oyunları da var) bu terimi de “tur bazlı tactics” gibi bir şekilde kullanmak gerekiyor. Her neyse, ben bu yazıyı spesifik tutmak adına, tanklı-toplu ordu stratejilerini de (Battle Isle, Heroes of Might & Magic), tek birimi yönettiğiniz oyunları (Transistor) da yazının dışında tutacağım. Bir de savaş tarzı uysa da strateji yönü baskın olmayan RPG (Fallout, Arcanum, Temple of Elemental Evil ve Shadowrun gibi) oyunlarına girmeyeceğim, zira bu tip oyunlarda önünüze dengeli ve stratejik görevler sunulması gibi bir öncelik gözetilmiyor. Ayrıca bu yazının sonunda, türün mihenk taşlarının haricinde son dönemde çıkan bir kaç güzel indie örneğe de yer vereceğim. Şimdi, öncelikle bu tür nasıl doğmuş bir göz atalım.
Tur bazlı stratejilerin kökeninin satranç türevi oyunlar olduğunu söylememe her halde gerek yok. Hatta satrancın daha genişletilmiş türevleri olan masaüstü savaş oyunlarının bilgisayar uzantısı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sonuçta bu tür köken olarak oldukça eskiye dayanıyor ve bilgisayar ortamında çıkışı da bir o kadar eski; zira kolay programlanabilir bir oyun türü. Ve tür de ilk meyvesini, pek çok diğer oyun gibi Atari firması çatısı altında vermişti. Atari programcısı Chris Crawford tur bazlı savaş oyunlarını ilk yapan kişi oldu. 1978’de metin bazlı oyun Tanktics ve 1981’de Eastern Front’u yayınladı. Bu oyunlar hem Amerika, hem de Japonya’da patlama yaptı. Bu yıllarda SSI ve Avalon Hill gibi ünlü firmaların ardarda savaş oyunları geliştirdiklerini görüyoruz.
1984 – Rebelstar Serisi
Bir yandan bu tip büyük ölçekli savaş oyunları yapıladursun, bizi ilgilendiren alt türün babası Julian Gallop, ilk defa büyük bir orduyu değil de, küçük bir tim askeri yönettiğiniz Rebelstar Raiders’ı yazdı. Bir harita üzerinde askerleri yürüttüğünüz ve ateş ettirdiğiniz bu ilk oyun satranç gibi iki oyuncu arasında oynanıyordu. ZX Spectrum için yayımlanan oyun büyük yankı uyandırdı. Bir kaç yıl içerisinde yapay zekaya karşı görev yaptığınız iki oyun daha seriye eklenecekti. O yıllarda ZX Spectrum sahibiydim ve Rebelstar 1 (serinin 2. oyunu) oldukça popülerdi. Hatırladığım kadarıyla basit ama oldukça eğlenceli bir oyundu.
1988 – Laser Squad
Türü başlatan ve başka stüdyolara benzer oyunlar yaptıran ilk kıvılcım Rebelstar olsa da, Julian Gallop’un ismini duyuran asıl oyun Laser Squad’dır. Dönemin hemen hemen tüm bilgisayarlarına çıkmış olan oyun, Rebelstar’ın üzerine bir sürü yenilik getiriyordu. Silah ve ekipmanla donattığınız askerlerinizle 6 büyük görevi tamamlamaya çalıştığınız oyunda, ekipman ağırlığının askerlerinizi yormasından tutun, moral seviyesine, envanter sistemine kadar daha sonraki oyunlara esin kaynağı olacak pek çok mekanik yer alıyordu.
1994 – UFO: Enemy Unknown ve X-Com Serisi
Takvimler 1994’ü gösterirken PC oyunculuğu şahlanıyor ve Julian Gallop artık Laser Squad’in çok daha gelişmiş bir devam oyununu yapmak istiyordu. Bunu yapmak için ise sağlam bir takım ve kaynak (para) gerekiyordu. Bu iş için, dönemin kral strateji oyunu stüdyolarından Sid Meier’ın MicroProse’undan daha iyi bir çatı düşünmek zor.
Bu evlilikten doğan çocuk, Laser Squad 2 yerine, oyun tarihini kökten değiştirecek olan UFO: Enemy Unknown oldu. Dünyayı ele geçiren uzaylılara karşı tüm dünyanın desteği ile mücadele ettiğiniz oyunda strateji adına yok yoktu. Gerçek zamanlı bir makro yönetim, bilimsel araştırmalar, üs kurma, asker, silah ve tank yapımı ve tüm bunların desteklediği nefis görevler. Tamamen yıkılabilir ortamların da olduğu UFO, tüm zamanların en çok oynanan oyunlarından biri oldu.
Kısa dönemde iki de harika devam oyunu (X-Com: Terror from the Deep ve X-Com: Apocalypse) gelen seri, Sid Meier ve takımının ayrılmasından sonra zora giren MicroProse’un (o dönem pek çok firmanın denediği ve başarılı olamadığı) tuhaf tür kaydırma denemelerine kurban gitti. Kötü bir uçuş simülasyonu olan X-Com: Interceptor, MicroProse’un son oyunlarından biri oldu. X-Com lisansı, MicroProse’u satın alan Hasbro’nun elinde kaldı. Seriye kötü bir shooter olan X-Com: Enforcer dışında bir şey katamayan Hasbro, yapım aşamasındaki iki strateji oyununu da çöpe atarak oyun stüdyosunun fişini çekti.
Seri hakkında detaylı bir yazımıza ulaşabilirsiniz:
XCOM: Uzaylılara Karşı Savaşta Geçen Bir Ömür1995 – Jagged Alliance Serisi
X-Com’un popülaritesinin yaygınlaşmaması düşünülemezdi. O yıllarda pek çok takım stratejisi çıktı ama en flaşlarından biri hala ismi bilinen Jagged Alliance idi. Hafif bilimkurgu soslu ama daha ziyade realistik bir mafya savaşını konu alan oyunda, tropik bir adayı ele geçirmek için bir dizi göreve çıkıyordunuz. Parayla kiraladığınız karakterlerden takım kurduğunuz oyunun makro yönetimi, daha ziyade çeşni niteliğindeydi ama savaşları çok iyiydi. Pek çok devam oyunu da üretilen seri, hala ortalarda bir yerlerde sürünmekte.
1997 – Final Fantasy Tactics
Stratejinin her türü uzak doğuda her zaman iş yapmıştır ama takım stratejilerinin Japonya’da çok sağlam bir yeri var. Front Mission, Disgaea ve Fire Emblem oldukça popüler serilerden bazıları (bunlar hakkında da yazarımız Hamit Gökalp yakında yazacak). Benim PlayStation’da oynama fırsatı bulduğum ve hastası olduğum Final Fantasy Tactics ise, basit oyun tarzı ve hafif RPG sosu ile çok iyi bir örnekti. Birbirinden farklı işlevlerdeki sınıflarda eğitebildiğiniz karakterlerinizle, yürüme ve saldırma kadar basit bir şekilde oynadığınız oyun, belki X-Com ya da Jagged Alliance serisine göre çok sadeydi ama daha bir satranç-vari yapısıyla türün köklerine de selam çakıyordu.
Önceki Final Fantasy oyunlarına göre çok daha ortaçağ fantezisi türevi bir evrende geçen FF Tactics, o kadar sevildi ve o kadar iyi sattı ki, Square bu evrende geçen, kimisi strateji, kimisi aksiyon, kimisi J-RPG, pek çok oyun yaptı.
2001- Fallout Tactics: Brotherhood of Steel
Yeni binyıla girerken, dönemin en güçlü oyun markalarından biri Interplay’in RPG serisi Fallout idi. Postapokaliptik şaheser Fallout ve devam oyununun efsane questleri ve çok sevilen yetenek sisteminin yanı sıra en güçlü yanlarından biri de tur bazlı savaşlarıydı. Bir sürü eşsiz savaşçı karakteri, bir sürü geliştirilebilir yetenek, onlarca farklı silahı ve pek çok düşmanıyla Fallout savaşları gerçekten eğlenceliydi. Bunu bilen firma, bir yandan hiç bir zaman çıkaramayacakları Fallout 3 üzerinde çalışırken, diğer yandan da bağımsız bir stüdyo olan Micro Forte’ye Fallout motoru ile bir taktik strateji oyunu geliştirtti.
Jagged Alliance serisine benzer bir şekilde takımınıza kattığınız karakterlerle bir dizi göreve çıktığınız oyun gayet lezzetliydi, ancak biz Fallout fanları arasında, acaba Interplay Fallout’un ekmeğini yemek için mi bu oyunu çıkarttı sorusu soruldu. Sonuçta az diyaloglu, bol kanlı, hafif RPG sosuyla BoS, hafızalarımızda iyi bir oyun olarak kalsa da, hepimiz buna harcanan kaynakların Fallout 3’ü tamamlamaya harcanmış olmasını dilerdik. Hakeza finansal olarak Fallout serilerinin arkasında kalan oyun, finansal olarak Interplay’i ayakta tutamadı.