Video Oyunları Şiddete Yöneltir mi?
Hep üzerinde konuşulan, tartışılan, yorumlar yapılan ve benim çocukken duymaktan en çok nefret ettiğim konudur ” video oyunları çocuklar için zararlı mıdır? ” konusu. Ne yazık ki yine gündemde! Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Minecraft oyununun şiddeti özendirdiği gerekçesiyle oyunu yasaklamayı konuşuyor (şiddeti özendirmeyi bırakın, sözü edilen oyun İsveç’te bir okulun resmi müfredatına girmiş bu arada). Zamanında Grand Theft Auto ve World of Warcraft oyunları da benzer tartışmalardan nasibini almıştı. Video oyunlarının zararlı olduğunu savunan bazı araştırmalar olsa bile, şiddete yöneltmediğini gösteren araştırmalar da var.
Grand Theft Childhood
Harvard Üniversitesi’nin geniş çaplı araştırma projesi olan Grand Theft Childhood, bu araştırmalardan biri. Dr. Cheryl Olson tarafından yürütülmüş olan araştırmanın amacı kısaca video oyunlarının çocuk psikolojisi ve gelişimi üzerindeki etkilerini incelemek, video oyunları hakkında toplum tarafından benimsenmiş mitleri araştırmak ve doğruluklarını kontrol etmek. Araştırmadan çıkan sonuç: Şiddet içeren bilgisayar oyunları ve çocuklarda şiddet davranışları arasında hiçbir bağlantı olmadığı. Neticede ne oyun oynamak ne de kavga etmek aslında çocuklar için anormal davranışlar değildir ve şiddet davranışları çoğu zaman stresten, aile ve çevresel faktörlerden ya da kişilik özelliklerinden kaynaklanır, oynadığı oyunların türünden değil.
Bana göre araştırmanın en çarpıcı ve en önemli kısmı şu olmuş: Çocuklara video oyunu oynarken gördükleri şiddetin onları rahatsız edip etmediği soruluyor ve çocukların çoğunluğu etmediğini söylüyor. Sonrasında haber izlerken gördükleri şiddetten rahatsız olup olmadıkları soruluyor ve çocuklar bu kez haberlerde gördükleri şiddetten son derece rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Sebebini sordukları zaman, video oyunlarında izledikleri şiddetin gerçek olmadığını bildikleri ve bunun onları rahattığı, ama haberlerde izledikleri şiddetin gerçek olduğunu bildikleri ve bundan rahatsızlık duydukları ortaya çıkıyor. Bu da demek oluyor ki, çocuk her ne kadar fazla şiddet içeren oyun oynamış olursa olsun gerçek şiddeti hala ayırt edebiliyor ve bundan rahatsızlık duyuyor. Birçok araştırmanın savunduğunun aksine, oyunlar şiddete karşı hissizleştirmiyor. Bir suçluyu canlandırıyor olmakla bir suçlu olmak istemek aynı şey değildir.
İçerikten Önce Süre Konuşulmalı!
Üzerinde durulması gereken noktalardan bir diğeri de “çocuğum sabahtan akşama kadar oyun oynuyor, normal mi?” Şimdi öncelikle, bir çocuğun sabahtan akşama kadar oyun oynamak istemesi kadar normal bir şey yoktur. İşin aslı, ben bile sabahtan akşama kadar oyun oynayabilmek isterim. Oyun, gelişim çağındaki çocukların öğrenmek ve dünyayı keşfetmek için kullandıkları bir araçtır ve bilgisayar oyunlarıyla olmasa bile fiziksel biçimlerde, farklı türlerde mutlaka çocuğun hayatında yer edinecektir. O yüzden bir çocuğun video oyunu oynamak istemesi elbette normaldir. Ama sabahtan akşama kadar oynamalı mıdır, esas bunun üzerinde durmak gerekir.
Çocuğun çevresiyle de yeteri kadar etkileşim içinde olması gerekir ve bu yüzden anne babalar çocuklarının uzun süreler boyunca oyun oynamalarına izin vermemelidir. Bunun en güzel yöntemi de, çocuk video oyunlarıyla tanıştığı andan itibaren oyun süresini kısıtlamaktır. Çocuklara çok küçük yaşlarda oyalansınlar diye tablet benzeri araçlar alınmamalıdır. Bu araçların okulöncesi çocuklarda ince motor becerilerinin gelişimini yavaşlattığı, kalem tutmak gibi birtakım becerilerin öğrenilmesini zorlaştırdığı görülür. Aynı şekilde uzun saatler boyunca televizyon karşısında vakit geçirmenin de bazı durumlarda otizmin tetikleyicilerinden biri olduğu görülmüştür. Uzun süreli oyun oynamak obeziteye yol açabilir ve kendi başına izole bir şekilde oyun oynamak da sosyal becerilerini geliştirmesini engeller. Yani anne babanın rolü burada engellemek değil kısıtlamak olmalı, çocuğun çevresiyle de yeteri kadar etkileşim içerisinde olmasını sağlamaktır.