XCOM 2 ve Uzaylılar Üzerine Düşünceler

Şu yazı yazıldığı sırada benimle beraber on binlerce kişi XCOM 2’nin çıkışı yüzünden kendilerini ekranlara gömmüş ve dışarıyla iletişimlerini kesmiş durumdalardı. “Neden oyunu oynamaya devam etmedim de şunu yazıyorum”un sırrı bende kalsın, oyunla alakalı bazı meseleler üzerine buraya biraz dökülesim vardı aslında. Ben de bilinç akışımı biraz daha düzene sokup yazabildiğimi yazdım. Aradaki anlamsız konu atlamalarından rahatsız olmazsanız, önce XCOM 2 üzerine, sonra biraz bilim üzerine, biraz da bilimkurgu üzerine bir kelime çorbası okuyacaksınız kısaca.

Öncelikle XCOM 2 muhteşem olmuş. Yeni serinin ilk oyunu olan 2012 yapımı Enemy Unknown, oyun dünyasının taktiksel sıra bazlı stratejiyi neredeyse unuttuğu bir dönemde patlamış ve hem selefi olan efsane oyun serisinin ruhunu bozmamayı, hem de yeni nesil oyuncuları kendisine kaptırmayı başarmıştı.

xc2o

Özlemişiz…

XCOM 2 aynen birinci oyun gibi “burası eksik” dediğimiz noktalara sahip, bunu söylemekten kesinlikle çekinmemek lazım. Başarılı olduğu şey ise aynen birinci oyunu ilk gördüğümüzde yaşadığımız heyecanı yaşatması. Eksiklikler ve optimizasyon sorunları oyunu oynanmaz kılmadıkları (bkz. Arkham Knight) sürece gerçekten sorun değildir, eğer oyuncularınıza gerekli ve yeterli gazı verebilmişseniz tabi.

Firaxis’in XCOM 2’nin senaryosunu birinci oyunun kaybedilmesi üzerine kurması bile büyük bir riskti aslında. Yıllardır her oyunda hikayeyi kazanarak ilerletmeye alışık bir oyuncu güruhuna hitap ediyorsunuz sonuçta, bunu çok ciddiye alıp “Bana ne ben uzaylıların ana gemisini patlatmıştım BÖHÜHÜ!” çeken ergenlerle uğraşmak zorunda kalabilirlerdi.

“Kalabilirlerdi…”

Eğer insanlar oyunu daha yüksek zorlukta oynamaya, Ironman kavramına, Long War gibi modlarla mücadeleye alışmasalardı böyle olabilirdi. XCOM yeni nesle kaybetmenin normal olduğunu, baştan başlayıp tekrar denemekte utanılacak bir şey olmadığını öğreten oyunlardan biriydi. Ironman (veya permadeath) kavramını bize X COM öğretmedi, ama kafamızdaki yerini kuvvetlendirdi.

Burada Long War modu için bir not düşmek istiyorum. XCOM EU kesinlikle modlamaya müsait bir oyun değildi, ama Long War ekibi büyük uğraşlarla ortaya muhteşem bir iş koydu. Eğer oynamadıysanız vakit ayırıp mutlaka onu da oynayın. Zaten Firaxis adamları işe aldı, XCOM 2 için mod yaptırıyor harıl harıl.

longwar

Ey gidi Long War, az küfür ettirmedin bize…

XCOM 2, bizi uzaylı işgalinin 20’nci yılına götürüyor. Bir taraftan dünyanın yönetimini işbirlikçi insanlarla beraber tek elde toplamış uzaylılar insanları iyi düzenlenmiş şehirlerde toplarken, öteki taraftan kırsalda dağılmış olan insanların arasından bir direniş hareketi yükseliyor. Biz de XCOM inisiyatifinin komutanı olarak 20 yıldır tutulduğumuz deney tübünden direniş tarafından kurtarılıyor ve bir uzay gemisini mobil üssü haline getirmiş XCOM inisiyatifinin tekrar başına geçerek direnişi örgütlüyoruz.

sevinmek

Şu adamı gördüğüme, anamı babamı gördüğümden daha çok sevindim. Gerçi favori mühendisim ve vicdan pusulam Shen yok, yerine XCOM hakkında fikri olmayan yüzlerce velet tarafından cosplayi yapılacak olan kızını koymuşlar. Hayallerimizin Alman aksanlı dominatriks bilimkadını Vahlen ortalarda yok ama eminim sonradan çıkar.

Oyunun genel harita modunu çok sevdim, özellikle uçakla UFO düşürmeye çalışmaktan, UFO kovaladıkça başka yere kaçıp direniş örgütleyen mobil üsse düşmek oldukça heyecanlı. Üs kurma ve teknoloji geliştirme mekanikleri gayet güzel. Oyun modlanabilir yapıldığı için bunu çok daha iyi hale getiren modlar olacaktır. Askerlerimizin sınıfları ve alabildikleri yetenekler biraz eksik kalmış (yine modla düzelecek bir şey). Yine de hacker benim yeni gözdem oldu, önüme gelen cihazı hacklemek ve hack başarısız olunca kafama düşman askeri yemek çok eğlenceli.

Yorumlar