1988 Yılı Batman’inde Suriye Öngörüsü Okumak

Bugün orta-doğuda yaşanan, Irak-Şam İslam Devleti’yle (IŞİD), parçalanan Irak’ıyla, kılavuzu karga olan ÖSO’suyla, soğuk sudan sıcak sulara atlamaya çalışan Rusya’sıyla, birkaç kızgın arabıyla ve emperyalizmin savaş metoduyla maşa diktatörlerinin hikayesinin 1988 yılında, bir Batman çizgi romanında “An American Batman In London” hikayesinde anlatıldığını biliyor muydunuz?

Spoiler’lı bir yazı!

Nedendir bilinmez 1988 yılında Batman’in başkarakteri olduğu Detective Comics dizisinin 590. sayısında son derece ciddi bir konu ele alınır ve adeta bugünleri işaret eden bir kehanet ortaya atılır. Bu sayıya kadar diziyi ortak olarak yazan Alan Grant’la John Wagner’in diziye çok yeni bir şey katmadıkları gözlemlenir. Ne oldu da ani bir Alan Moore “Watchmen” göndermesine yönelerek dünyaya veya daha da çok Amerikan toplumuna uyarı yapma ihtiyacı hissettiler? Üstelik de neden bunu kendi memleketleri üzerinden yapma ihtiyacı duydular?

Kendi şaşkınlığımı fazlaca dile getirirken, yazıya hala etkili bir giriş yapamadığımı fark ettim… Yavaş yavaş ana konuya ulaşalım o halde.

Detective Comics

Detective Comics 1937 yılında Amerika’da basılan ve sadece çizgi roman içeriğine sahip olan bir derginin adıdır. Ve tabii aynı zamanda 27. sayısında okurla tanışan Bob Kane-Bill Finger yaratısı Batman’in de ilk ortaya çıktığı dizidir. O zamanlar belki de öngörülmemiştir ama Detective Comics zaman içinde Batman’in başkahraman olacağı bir diziye dönüşürken baş harflerin kullanımıyla da dünyanın en büyük yayıncılarından olan DC Comics’e isim verecektir. Ve, evet, DC Comics’in açılımı Detective Comics Comics olmaktadır…

İşte bu dizi 2011 yılına kadar sürmüş, Batman ve avanesi üzerinden onlarca çizgi roman macerasına ev sahipliği yapmıştır.

Alan Grant – John Wagner

İngiliz kökenli yazarlardır. Neil Gaiman, Alan Moore gibi birçok yetenekli yazar ve çizerle Judge Dredd’i basan punk ekolü, asi ve isyankar AD 2000 yayıncılık öğrencileridirler.

Bir gün DC Comics editörü Karen Berger İngiltere’ye gidip tüm bu yetenekli sanatçıları lüks bir otelde toplantıya çağırmış, “gelin, yazın, çizin, para da kazanın” teklifini sunmuş. Bu ikili de diğerleriyle birlikte yetenek göçüne kapılarak Amerika’ya göçmüşler. Bugün DC Comics’in yan kolu olan ve bağımsız çizgi roman örneklerini basan Vertigo’yu var eden de, popüler kılan da bu tayfa olmuş. Tabii ana akım çizgi roman dizilerinde de iş üretmişler. Ancak bu süreçte hiç de Amerikalı olamamışlar. Hep İngiliz isyanı fışkırmış işlerinden.

An American Batman in London

“An American Batman In London” hikayesi tek sayılık bir macerayı kapsamaktadır. Ve isminden itibaren bir farklılık içerir. Sting’in ünlü “An Englishman in New York” şarkısına gönderme yapılır isimde.

Sonra…

Batman’in bir grup soyguncuyu kovaladığını görür okur. Kuyumcu soyan suçlulara müdahale eden kahramanın onları yakalayışına tanık olur. Ardından da bu olayların az ötesindeki “Gotham Vietnam Gazileri” lokaline “Allahu Akbar” nidalarıyla giren iki teröristin otomatik tüfeklerle ateş açışını izler çaresizlik içinde. Bu saldırı sonrasında yedi ölü on üç yaralı olduğu bilgisi aktarılır Batman’a. Teröristler intihar görevindeymiş, zehir içerek kendilerini öldürmüşlerdir.

Batman “Daha önemli bir olaya bu kadar yakın olup müdahale edememiş olmanın” öfkesini yaşar. Ve öğrenir ki; bu saldırının arkasında SYRAQ adlı devletin diplomatik dokunulmazlığı olan büyük elçisi Abu Hassan vardır ve o sırada Londra’dadır.

Batman, suçluyu adalete teslim etmek üzere Bruce Wayne kimliğine bürünerek İngiltere’ye uçar. Otele yerleşir ve gece olduğunda çatılara çıkar. Ancak bu sırada bir grup gencin hazırladıkları bir korkuluğu sokakta yaktıkları ateşe atışlarına tanık olur. Bir de bir şiiri okumalarına; ki biz bu şiiri Alan Moore’un “V For Vendetta”sından biliyoruz:

Remember, remember the fifth of november,
the gun powder, treason, andplot,
i know of no reason why the gun powder treason
should ever be forgot.
guy fawkes, guy fawkes, it was his in tent
to blow up the king and parliament.
three score barrels of powder below,
poor old england to overthrow;
by god’s providence he wasc atch’d
with a dark lantern and burning match.
holloa boys, holloa boys, make the bells ring.
holloa boys, holloa boys, god save the king!
hip hip hoorah!

Yorumlar