1988 Yılı Batman’inde Suriye Öngörüsü Okumak

Büyük elçiliğe ulaştığında plan yaparken Abu Hassan’ın bir grup teröristle yaptığı telefon görüşmesi canlanır okurun önünde. İngiltere’nin kalbine bir saldırı hazırlığı vardır ve plandan geri adım atılmayacaktır.

Batman, bu görüşmenin hemen sonunda saldırır elçiliğe. Abu Hassan ülkeyi terk etmek üzere toplanmaktadır. “Bir yere gitmeyeceksin! ” der ona Batman ve kavga başlar. Batman üstünlük sağlar ve “Başka masumun kanını mı akıtacaksın?” diye sorar…

Abu Hassan karşısındakinin cahilliğini küçümseyerek bakar, söze “Siz Amerikalılar ve İngiliz soyunuz” diye başlayarak; “Dünyaya kabadayılık taslıyorsunuz ve anlayın artık bu dünya sizinle dans etmek istemiyor” diye tamamlar. Ardından da “Sizden neden nefret ettiğimizi, sizinle neden savaştığımızı hiç düşündünüz mü?” diye sorar. “Acaba yoksul ve yoksunluğa terk edilmiş ülkeler neden sizden nefret ediyordur? O kadar kibirlisiniz ki; bunu aç gözlü politikalarınızın nelere sebep olduğunu görmüyorsunuz. Suni teknolojinizle ve muhteşem dolarınızla ülkelere tecavüz ediyor sonra da saf numarasına yatıyorsunuz…

Batman’in sabrı taşar bu söyleve “Yeter, bir katilden ders alacak değilim! ”.

Abu Hassan’ın ise anlatacakları vardır “Terörü kullanarak savaşıyoruz çünkü bize başka bir şey bırakmadınız! Ve ülkeniz… O öldürmedi mi? Çocuklarla kadınları bombalamadı mı? Hatta desteklediği diktatörlerle halklara şiddet uygulatmadı mı? Ve bunu kendi bencilliği için yapmadı mı? İkiyüzlü! Ardına saklandığın maskenin altında mutlu musun?

Ve…

Abu Hassan yanlışlıkla pencereden düşerek ölür, Batman bir kez daha işittiği şiir sözleriyle yeni saldırının parlamentoya yapılacağını anlar, önler ama hem polisler ölür hem de kendisi yaralanır.

Son sayfada Bruce sokaktaki gençlere bakar. Yakılan ateş camdan yansımaktadır ve o “Adam fanatikti ama hayli netti bakış açısı, memleketim Amerika suçlu mu acaba?” diye sorarken hikaye biter.

Peki, Öngörü Neresinde Bu Öykünün?

Ele alınan birçok konu daha çok var olana dair saptamaları içerse de öngörüler var bence.

SYRAQ – Bugünkü Irak’la Suriye’nin karışımı bir ülke ismi. Dikkatli bakarsak bugün kısaltması ISIS olan (ama sürekli abuk şekilde değişen) Islamic State of Iraq and Syria adlı terör devletinin kapladığı alanla eşit bir tasarım olmuş bu isim. Uydurma ülkenin bayrağı bile iki ülkenin bayrağından kolajlanmış.

İslami Terör – Çaresizlikle karışık fanatizm, dışlanmışlığın ve yoksulluğun doğurduğu nefretle saldırmak… Yüz yüze dövüşemediğin bir düşmana; onaylanacak tarafı olmasa da, gizlice saldırmak zorunda kalmak. Üstüne de intihar saldırıları.

Rusya’nın Etkisi – Fonda görüleceği üzere duvarda “orak-çekiç”li bir tablo asılıdır. Rusya’nın etkili olduğu Suriye’ye gönderme yoksa ne var ki burada? Bu da mı öngörü değil?

Kızgın Grup – Haklı veya değil, teröristler kızgın mı? Kızgın!

Maşa Diktatörler – Bakıyoruz, var mı? Gerçek dünyada ve orta-doğuda hiiiç yok.

İkiyüzlü Avrupa/Amerika–Çifte standardın Allah’ını yaşayan ve yaşatan bir sistem.

Maske Takmak – El altından pislikleri destekleyen, sonra da üzülmüş gibi yapan gelişmiş ülkeler.

Sonuç

Sonuç hikayenin içinde. Bence ne yapın edin bu sayıyı okuyun, bir de üstüne edinin ve arşivinize ekleyin.

Not: Diyalogları hayli serbest çevirdim. Ancak içerikte bir değişiklik yok. Kafanız karışmasın.

Yorumlar