Adım Adım Çizgi Roman #2 – Karakter

Karakter Yaratma

Evet, hikayeden önce bize karakter lazım. Kısa macera da olsa, uzun macera da olsa çizgi romanda önemli olan karakterdir. Elime birçok proje geldiği için (sadece çizgi romandan bahsetmiyorum) şunu söyleyebilirim ki; bizdeki en büyük sorun karakter yaratma sorunudur.

Karakter yaratması istenince yazarlar genelde şöyle şeyler yazıyor: “Evli ve iki çocuk babası, kahverengi gözlü, çok güzel menemen yapar.” Bize karakterle ilgili ne verdi bu açıklama? Hiçbir şey.

Bize kendinden bahset. Kimsin sen?

Tabii “Anger Management” filmindeki bu uç örnek bizi yanıltmasın, üçüncü kez sorulduğunda doğru cevap geliyor aslında. Karakteri belirleyen özellik kişiliktir.

Hikayeler vurucu olmaya çalışır; dünya yok olma tehlikesindedir, korkunç bir kaos vardır, fırtınalar insanları kibrit çöpü gibi oraya buraya savurur. Fakat bu karmaşa içinde bizim empati kurabileceğimiz bir tane karakter bile bulunmaz. Sonuç: O hikaye okunmaz.

Karakter yaratırken ilk örneklere (archetype) göz atın. Kafanızda bir karakter oluştuğu zaman, onun önceki örneklerine bakın, inceleyin. Benzerlerini inceleyin, aralarındaki farkları bulun. Sizin yapacağınız karakterin diğerinden ne farkı olacak? Bazen kopyalanmış karakterler, öyle güzel değişiklikler yapar ki; aslından daha oturmuş ya da popüler olabilirler.

07

Deadpool’un ilk taslakları gösterildiğinde Deathstroke karakterinin aynısı olduğu yaratıcılarına da söylenmiştir.

Mary Sue

Karakteriniz hem akıllı, hem güçlü, hem yakışıklı, hem lider olmasın. (Twilight kitabı yazmak istiyorsanız bu durum değişebilir.) Ufak tefek hataları, yanlışları, eksikleri; o karakteri sizin fantazi dünyanızdan çıkartıp, daha yaşayan bir karakter haline getirecektir. Yarattığınız karakterleri değiştirmekten korkmayın, Batman’in şimdiki haline gelmesi yıllar aldı.

Mary Sue hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayın.

Hayatınızdan Örneklendirin

Bu da yazarların yanlış anladığı bir konu. “Hayali bir dünya, hayali kahramanlar yazıyorum gerçek hayattan neden örnek alayım ki?” diye düşünülür. Tamamiyle hatalı bir düşünce! Hikayenizi özgün ve ayakları yere basar hale getirecek tek şey, sizin kendi tecrübelerinizdir.

İki yakın arkadaşı işliyorsanız, en yakın arkadaşınızı ve kendinizi onların yerine koyun. Kötü ve nefret edilesi bir düşman istiyorsanız; sınıftan, iş yerinden, komşularınızın arasından sevmediğiniz kişiyi alın ve onun özelliklerini kötü adamın üzerine giydirin. Neden sevmediğinizi ortaya koyabilirseniz, aynı hisleri okuyucularınız da paylaşacaktır. Yoksa kötü karakter yaratma kısmında, eline bomba almış “Dünyayı yok edeceğim!” diyen kötü adamdan ileri gidemezsiniz.

08

Crohn’s hastalığından muzdarip bir yazarın biraz hayal gücü ile ağrısını dönüştürdüğü yaratık.

Sonuç olarak siz karakterinizi yapın, onu hangi hikayeye, hangi döneme koyarsanız koyun; karakterin sınırlarını iyi belirlemişseniz, okunacaktır.

İlk başta karakterin geçmiş hikayesini anlatmayın, karakterin nasıl kuvvet kazandığını anlatmayın, karakterin ne gibi acılar çektiğini anlatmayın.

Karakterin önceden ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor (Bu noktada bazı klişelerden yararlanabilirsiniz bir yakını öldürülmüş intikamcı hikayesi gibi. O kadar çok gördük ki, bu hikayeyi bir kere daha anlatmanıza gerek yok, eski bir fotoğrafa üzülerek baktığını gördüğümüz bir kare bütün hikayeyi anlamamıza yetecektir.)

09

1974 Death Wish, karısına ve kızına saldırılan kahramanımız eline silahı alır ve intikam almaya başlar.

Sorunu nasıl çözüyor? Diğer kahramanlardan farkı ne? Neden bu karakterle empati kurmalıyız? Bunu gösterin, sonrasında okuyucular zaten karakteri daha fazla tanımak, geçmişini öğrenmek, deneyimini ne zaman kazandığını görmek isteyecektir, acele etmeyin. Önce karakteri sevelim, geçmişini sonra öğreniriz.

Büyük olaylar, büyük kahramanlıklar, büyük karakterler yaratmaz.

Meraklısına Ödev:

Sevdiğiniz ve sevmediğiniz iki kahramanın özelliklerini yazın, karşılaştırın. Kişilik özellikleri hangisinde ağır basıyor?

Bu yazı, "Adım Adım Çizgi Roman" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar