Ayaklı Wikileaks – Bloodshot 1: Dünyayı Ateşe Boğmak

Rising Spirit isimli bir projenin ürünü olan Bloodshot kanındaki nanitler sayesinde bol bol aksiyon içine girmekten de hiç mi hiç kaçınmaz. Ne mi bu nanitler? Kısaca bahsetmek gerekirse; nanitler, bir nanometrelik veya daha küçük robotlardır, Bloodshot’ın kanında ise bu nanitlerden milyarlarca dolanmaktadır. Bloodshot nanitler sayesinde yaralı hücreleri yeniden onarma, soğuktan-sıcaktan etkilenmeme ve refleksleri arttırma gibi özellikler kazanır.

Nanitler Bloodshot için büyük kolaylıklar sağlasa da Bloodshot’ın işi çok zor. Her görevden sonra etkisiz hale getiriliyor ve hafızasında değişiklikler yaratılıyor. Hikayemiz ise Bloodshot’ın bir arkadaşının kaçırılması ve o arkadaşını kurtarmak için göreve gitmesiyle başlıyor. Görev bölgesine bırakıldığı andan itibaren düşman füzeleriyle etkisiz hale getirilen Bloodshot, bir hücreye kapatılır ve hücrede nanitler sayesinde kendine geldiğinde düşman üssünü yok etmek için merkezden emir alır ancak beklenmedik bir sürpriz ile karşılaşırlar. Rising Spirit projesinin kurucularından bilim adamı Kuretich’in de orada olması işleri değiştirir. Bloodshot’ın zaaflarını bilen Kuretich bir çeşit zihin oyunuyla Bloodshot’ı tekrar etkisiz hale getirir ve Bloodshot’ın zihnine erişim sağlayarak bütün verileri toplamaya başlarlar. Bu süreç içerisinde Bloodshot, Rising Spirit için sadece bir kukla olduğunu fark eder ve oradan kaçar.

bloodshot-3

Okuduğumuz kitap bizlere bu süreçten sonrasını anlatıyor. Bloodshot’ın kimlik arayışı ve hayatta kalma mücadelesini gerek dram, gerek aksiyon haliyle okuyoruz. Şunu söyleyebilirim ki; yazık bu adama.

Bloodshot’ın çizimlerine ve hikayesine diyebilecek hiçbir şeyim yok. Çizgiler harika, hikaye zaten çok güzel. Hatta bu iddiamı büyütüp diyorum ki; hikaye o denli güzel ki çöp adamla çizilse dahi hoş gelir insana. Bloodshot’ın yazarı ise birçok başarılı seride gözümüze çarpan Duane Swierczynski. Deadpool’dan tutun da Moon Knight, Punisher gibi birçok seride yazarlık yapmış. Şahsen Duane Swierczynski’nin yazdığı diğer kitapları da okumayı kendime görev edindim.

Serinin çizerleri, Manuel Garcia ve Arturo Lozzi ise Duane Swierczynski gibi çok çok başarılı serilerde çalışmış kişiler değiller. Manuel Garcia diye Google’da aratırsanız karşınıza İspanyol bir müzisyen çıkıyor zaten.  Elbette Manuel Garcia’yı yabana atmıyorum. Bloodshot’ın çizimleri cidden çok çok güzel. Arturo Lozzi ise belki bir nebze daha tanınmış bir çizer diyebilirim. Marvel’da ve DC’de kısa süreli de olsa bazı serilerin çizerliğini yapmış. Çizerlerin çok da tanınmamış olmaları kötü bir durum değil hatta Valiant’ın yapısına uyan bir durum diye düşünüyorum. Gizlice, gölgelerde bekleyen ve kimseye çaktırmadan efsane işler çıkartan kişiler onlar.

bloodshot-6

Büyülü Çizgi Roman’ın bastığı ciltte bazı kusurlar bulduğumu da eklemek isterim. Gözüme en çok batan şey elimde bulunan kitabın matbaada basılırken sayfaların kenarlarında bırakılması gereken payın üstüne çıkılmış. Okurken çok da büyük bir sorun yaratmıyor ama iki sayfalı çizimlerde görselin bazı noktalarda katlanmış olması biraz can sıkıcı bir durum. Gözüme çarpan bir diğer şey çok da kusur veya hata gibi görülmemesi gereken bir şey. Kitabın grafik uyarlamasını kötü bulduğumu söyleyebilirim. Daha iyi olabilirmiş sanki. Ancak Bloodshot gibi ülkemizde neredeyse hiç bilinmeyen bir seriyi büyük bir risk alarak basan Büyülü Çizgi Roman’ı tebrik etmemek de olmaz. Büyük bir risk ancak tamamen değmiş.

Harbinger ve Bloodshot

Bu iki seri kendi içlerinde birbirlerine sıklıkla değiniyorlar. Bloodshot’ın içinde Harbinger, Harbinger’ın içinde de bazen Bloodshot’ı görürsünüz. Harbinger Wars’da ise ikisini birden görebilirsiniz. Dört bölümden oluşan seri Bloodshot ve Harbinger’ı biraz beklenilenin dışında karşımıza çıkartıyor. Yer yer grafik roman gibi yer yer çizgi roman gibi ilerleyen Harbinger Wars hikayesi bakımından Bloodshot veya Harbinger kadar çekici değil ancak aksiyon sahneleri cidden bol.

Harbinger Wars

Harbinger Wars

Film mi?

Valiant Comics, Marvel ve DC’nin kontrolünde olan süper kahraman filmlerine de el atmaya karar vermiş. 2017 yılında beyaz perdeye gelmesi beklenen Bloodshot ve Harbinger’ı John Wick’in de yönetmeliğini yapmış olan David Leitch ve Chad Stahelski üstlenmiş. Şahsen John Wick’i izlemiş ve sahnelerin çekim tekniklerini beğenmiş birisi olarak bu tekniklerin Bloodshot’a da çok yakışacağını düşünüyorum. Bekleyip görelim… Biz de umuyoruz ki Bloodshot ve diğer Valiant serileri de ülkemizde yavaş yavaş merak edilir ve yayınevlerimiz de Valiant Comics kitaplarını basmaya karar verirler.

Yorumlar