“Balık Tutma Dersi” veya Kapitalist Sisteme “Çok Akıl Verme Sonra Sende Kalmaz” Mesajı

İlginçtir ama turiste her şey serbesttir. Normal zamanlarda birinin iznini almadan fotoğrafını çekemezsiniz. Normal zamanlarda insanları filme alamazsınız. Ama tatil zamanı tatil yerlerinde bu kural yıkılır. Turiste her şey serbest oluverir ansızın. Günlük işlerini yapan bir teyzenin fotoğrafını çeker bir turist izin almadan. Bir zanaatkarın dükkanına girer ve iş yaparken filme alır. Otantik kıyafetleriyle yolda yürüyenleri çeker. Oyun oynayan çocukları görüntüler özellerine dalarak. hayvanlar, ağaçlar, çiçekler, tarihi doku, manzara… Turistin görüntüleyemeyeceği “özel” hiç bir şey yoktur tatil zamanları tatil bölgelerinde. Kimse sormaz onlara “hop kardeşim kimsin sen?” diye. Çünkü üniformalıdır o! Turistin üzerinde mevsimine ve bölgesine uygun üniforması vardır. Ona bakan kim olduğunu anlar ve öylece izin verir kayda almasına.

Turist, temsil ettiği kapital düzenin sistemini uygular. Bir yere gelir, hizmeti satın alır, bölgenin tüm nimetlerini kiralar, o bölgede yaşayan insanların asla tadını çıkaramadığı her şeyin tadını çıkarır, mevsimi bitince o güzellikleri solarken bırakarak gider ve geride kalanlar yine tadını çıkarabilecek bir şey bulamazken mutlu mesut evine döner. Üstelik o güzellikleri kayda da almıştır. Hem de o güzelliklere hükmettiğini gösteren pozlarla.

balık3

Bir turist, sistemin ona sunduğu hakla bir balıkçının huzurlu uykusunu elinden almaya kalkışabilmektedir örneğin. Turist, aldığı yüksek eğitim ve akıllılığıyla balıkçıyı cahil ve hakir görebilmektedir örneğin. Turist, üstün kapitalist zekasıyla akıl vererek cahil ve kaba insana medeniyeti öğretme sevdasına kapılabilmektedir örneğin. Turist, dayattığı yaşam şeklinin bir doğayı ve kültürü yok edebileceğini göz ardı edebilmektedir örneğin. Turist, tek doğru yaşam şeklinin kendisinin yaşam şekli olduğu yanılsamasını yaşamaktadır örneğin. Turist, başkalarının yaşam koşullarına karışmayı parasal bir üstünlük ve hak sanmaktadır örneğin. Turist, kendisine temsil ettiği sistem tarafından sunulan hayatın aslında boş ve gereksiz olduğunun da farkında değildir örneğin.

“Balık Tutma Dersi” çizgi romanında işte bunlar anlatılıyor benim gözümde.

1917 yılında dünyaya gelen ve 1985 yılında aramızdan ayrılan, Alman Edebiyatını derinden etkileyen Heinrich Böll kısacık bir hikayede uzunca bir insanlık tarihinin eleştirisi yapmış “Balık Tutma Dersi” öyküsünde. Desen Yayınları, Bernard Friot’un çizgi romana uyarladığı, Emile Bravo çizgisiyle hayat bulan ve Figen Müge Erel tarafından dilimize kazandırılan bu çizgi romanı çocuklara özel basmış gibi görünse de her yaşa hitap eden eserin mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Ve ısrarla öneriyorum.

böll1

Herkese sesleniyorum, farklı çizgi romanlar da okuyun! Çizgi roman sadece kostümlü kahramanların macera mecrası değil, kahraman olarak hayvanların, bitkilerin, hepimizin yer alabildiği bir dünyadır.

Benzer Yazılar

Yorumlar