Batman: Arkham Tımarhanesi – Özgürlüğe Giden Yol

Akıllı Bir Deli : Joker

Çizgi romanda Joker için üstün zekalı, insan algısının yeni ve muhteşem bir uyarlaması olan bir zihne sahip olabileceği söyleniyor. Her seferinde kendisine yeni bir kişilik yarattığından aslında sabit bir kişiliği olmadığı vurgulanıyor. Belki de bu karakterin Kollektif Bilinç’ten kaçma yoludur. Yani bir nevi özgürlüğe giden yol delilikten geçiyor olabilir. Zaten çizgi romanın geneline hakim olan “deliler aslında akıllıdır” tarzında bir görüş var. Joker ve ekürisi Arkham’ı ele geçirince duvarlara kendilerince yazılar yazıyorlar. (çünkü deli olmak bunu gerektirir)

“Einstein yanılıyordu! Ben titrek atomları yarıp geçen ışık hızıyım ve gökyüzü tanrısı eriyen bir gökkuşağı gibi fırıl fırıl dönüyor ve soluyor.”

“Bazıları Tanrı’nın bir böcek olduğunu düşünüyor.”

“Ben Tanrı’nın insanlarda yaşadığına inanıyorum.”

Bu sözler pekte bir delinin sayıklamaları gibi gelmiyor insana. Özgür bir zihnin ürettiği yaklaşımlar gibi daha ziyade. Özgür bir zihin diyorum çünkü delilik özgürlüğe giden ikinci adımdır bana göre, ilki ise gülmektir. Bu yüzden deliler sıklıkla sebepsiz yere güler, bu yüzden Joker hep güler. Yani benim özgürlük-delilik-gülmek üçlüsüne getirdiğim yaklaşım hep bu yönde olmuştur. Joker bu yüzden bana hep ilgi çekici gelmiştir. Çünkü hiçbirimizin olamayacağı kadar özgürdür.

Çizgi romanın biraz da görsel yapısına değinmek istiyorum. Dave McKean her ne kadar illüstratörlük yapmış gibi gözükse de ben buna katılmıyorum. Çünkü karşımızda klasikleşmiş çizgi roman panelleri veya sayfaları yok. Kullandığı fotoğraflar ve sıra dışı çizim tekniği yine tasarlanan farklı sayfa düzenleri ile birleşince ortaya bir sanat eseri çıkmış. Her bir panel tablo niteliğinde resmen. Fakat aydınlık ve ferah bir tablo değil de karanlık, kasvetli ve yer yer korkutucu fırça darbelerine sahip tablolar var karşımızda.

Hikayenin psikolojik teması ile son derece uyumlu olan Dave McKean’in garip ve ürkütücü çizimleri ortaya mükemmel bir “psikolojik grafik roman” çıkarmış. Ayrıca her karakter ayrı ayrı bu konsepte uygun bir şekilde yeniden yorumlanıp çizilmiş çizgi romanda ve bu da karakterlerin hissettirmeleri gereken duyguları okuyucuya vermelerini daha kolaylaştırmış bana kalırsa. Örneğin Batman’in korku salan, ürkütücü bir gölge gibi dolanması ve asla silueti dışında belirgin bir detayının gözükmüyor oluşu son derece hoştu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi çizimlerde sembolizme sıkça yer verilmesi ile Batman: Arkham Tımarhanesi benim en sevdiğim Batman çizgi romanlarından birisi oldu. İlk fırsatta bu güzide eseri temin edip okumanızı tavsiye ederek yazımı noktalıyorum.

Meraklısına

  • Batman : Arkham Tımarhanesi Grant Morrison’un Batman hakkındaki ilk çalışmasıdır.
  • Joker’in sürekli kendisine yeni bir karakter yazıyor olması ilerleyen hikayelerde çok etkili olmuştur. Morrison Batman and Son adlı hikayesinde bunu derinlemesine kullamış ve Joker Batman’in kendisine bakış açısına göre daha sert ve karanlık karakter geçişleri yaşamaya başlamıştır.
  • Amadeus Arkham karakteri ilk defa bu eserde gözükmüştür.
  • Arkham, H.P. Lovecraft’ın hikayelerinde Massachusetts’de bulunan hayali bir kasabadır. Yani ismin kökeni buraya dayanmaktadır.

Yorumlar