Batman-Gotham Kapıları Scott Snyder, Kyle Higgins ve Ryan Parrott tarafından yazılıp, Trevor McCarthy, Dustin Nguyen gibi isimleri de barındıran bir ekip tarafından çizilmiş. Çizgi roman ülkemizde JBC Yayıncılık tarafından basılırken editörlüğünü Bora Öngürer, çevirisini ise Emre Taşkıran üstleniyor. Buradan emeği geçen herkese teşekkür edip çizgi romanın incelemesine geçiyorum.

Bir Sevdadır Gotham

Gotham bana göre çizgi roman aleminde yaratılmış en çekici ve güzel kurgu şehirdir. Bunun temel sebebi ise içerisinde barındırdığı onlarca kötü karakteri ve Batman‘i yaratan bir dinamiğe sahip olması. Şehir içinde yaşanan maceralara kayıtsız kalan etkisiz bir eleman olmak yerine denklemin temel taşlarını oluşturan bir canlılığa sahip sanki. İçine hapsolduğu suç-adalet, iyi-kötü, doğru-yanlış çatışmalarını sonsuz bir döngüye alıyor ve bu döngü sadece olayları etkilemekle kalmayıp karakterlerinde doğmasında etkili oluyor. Bu sebeplerin üstüne birde sahip olduğu Gotik mimarisini de ekleyince Gotham ve Gotham’da geçen her şey benim için okuması-izlemesi zevkli birer ürün haline geliyor.

Batman-Gotham Kapıları çizgi romanı, Gotham’ı sevenlere şehrin geçmişini yani kuruluşunu vaat eden bir çizgi roman. Gotham’ın büyük ailelerinin şehri nasıl kurduğunu ve şehir ile birlikte nasıl yükseldiklerini düzenli olarak gerçekleşen geçmişe dönüşlerle okuma fırsatı sunuyor okuyucuya. Geçmişte geçen bu hikaye aynı zamanda günümüzde Batman ve ekibinin üzerinde çalıştıkları bir dava ile doğrudan alakalı olunca okuma zevki yüksek olan, sıkmadan eğlenceli bir şekilde okuyucuyu kendisine bağlayan bir hikaye döngüsü oluşuyor.  Bir yandan günümüzde ortaya çıkan ve kendisine Architect (Mimar) diyen düşmanımızı durdurmaya çalışan Batman (Dick Grayson), Red Robin (Tim Drake), Robin (Damian Wayne) ve Black Bat (Cassandra Cain)’den oluşan ekibimizin serüvenini ve birbirleri ile olan ilişkilerini okurken bir yanda da geçmişte şehrin kuruluşuna şahitlik edip Architect adlı düşmanımızın kökenine inme fırsatı buluyoruz.

Artı ve Eksileri Neler?

Genel olarak ele aldığımızda ortalama bir çizgi roman var karşımızda. Uzun süredir Batman çizgi romanlarını yazan Scott Snyder işin içinde olduğundan beklentim yüksekti benim, sanırım bu yüzden umduğumu bulamadım. Çizgi romanı artı ve eksileri ile ele alıp bu tatminsizliği irdeleyecek olursam:

• Her ne kadar son derece sıradan bir şekilde işlense de Gotham’ın kökenini görmek bana göre büyük bir artıydı. Fakat daha az klişe olan ve şehrin geçmişine dair daha fazla detay barındıran bir hikaye görmek isterdim açıkçası.
• Çizimler sayesinde oluşturulan zaman örgüsü çok güzeldi. Klasik ardışık sahneler yerine yer yer kullanılan iç içe harmonik sahne çizimleri çok hoşuma gitti benim. O kısımları okurken sanki bir filmden temposu yüksek bir sahne izliyor duygusuna kapıldım. Zaten genel olarak çizimlerin güzel olması hem geçmişte hem de günümüzde geçen kısımlara çok şey katsa da yer yer aksiyon sahnelerinde gereksiz bir şekilde detay çizimlere kaçılması göze batıyordu. Yani 2-3 panelde aktarılabilecek bir sahneye koca bir sayfa ayırmak hikaye akışına katkı sağlamadığı için fazlalık olarak duruyordu.
• Bat Family’yi görmek ve kendi aralarındaki ilişkileri her birinin karakteri hakkında yorum yapmamıza yetecek kadar görmek artı bir puandı. Fakat Batman olarak Bruce Wayne’i değilde Dick Grayson’ı görmek ne yazık ki hikayeyi kısıtlamıştı. Gotham’ın yaratıp şekillendirdiği Batman karakteri ve onunla bütünleşen Bruce Wayne’in tam da aile mirasını konu alan bir hikayede olmaması biraz garip ve yersiz bir durum olmuş.