Batman: Gotham Kapıları – Gotham’ın Tarihinde Yatan Karanlık Sırrı Öğrenmeye Hazır mısınız?

“Çoğu başlangıç gibi Gotham’ın geleceği de bir patlamayla başladı!”

Sonrasında ise Gotham adeta bu patlamanın, yıkımın ve yozlaşmanın müptelası haline geldi! Suçla savaşırken daha çok suçun, adaletsizlikle savaşırken daha çok adaletsizliğin türediği modern bir Gomorra’ya dönüştü! Snyder ve Higgins ikilisinin karaladığı ve 1881 yılına uzanan, gotik sulara sularını kulaç atan bu “ilk elden tanığın ağzından Gotham tarihi” öyküsünü Trevor McCarthy liderliğindeki maharetli bir ekip sayfalara işliyor!

Yıl 1881… Gotham ile Metropolis arasındaki hırslı ve bir o kadar da tehlikeli modernizasyon yarışının yaşanacağı kıvılcımın parlamak üzere olduğu günlerdeyiz. İlerleyen yıllarda Wayne hanedanının muhteris üyelerinden biri olan zeki, gözüpek ve iş bilir Alan Wayne’in de çabasıyla, Gotham bu uygarlık yarışına girilecek, fakat bu karalık şehrin sakinlerinin henüz bu detaydan haberi yok! Alan Wayne, irtifa kazanmaya odaklandığı bu süreç içerisinde Cobblepot ve Elliot aileleriyle birlikte Gotham’ı yepyeni bir surete büründürmeye karar verecek. Bu amaçla canla başla çalışan Gates Kardeşler’i işe alacak olan Wayne, kardeşlerin eşsiz dehasının da, yeni, cesur Gotham’a hak ettiği itibarı kazandıracağı bir sürece yön verecek! Peki ya sonra?

Aradan geçen onlarca yılın ardından, geçmişin hayaletlerinden biri; tam da en savunmasız anında Gotham’ın gırtlağına sarılınca minareyle kılıfın birbirini tutmadığı, tamamlamadığı anlaşılacak. Peki Gotham, Bruce Wayne’in gölgelere karıştığı, eskinin Nightwing’i olarak yeni sorumluluklar alma konusunda soğukkanlılığını korumaya çalışan Dick’in ve ekibinin büyük kahramanlığa soyunacağı bu kurtarma operasyonundan sağ çıkabilecek mi dersiniz? Batman: Gotham Kapıları her ne kadar kalibre açısından “diyet” kabul edilse de Gotham’ın en karanlık yeni nesil maceralarından birine ev sahipliği yapıyor! İşte size bu iddiamızın kanıtı olacak, ve Gotham Kapıları’nı edinmenizi sağlayacağını düşündüğümüz 5 okkalı sebep:

1- Draje Gotham Tarihi

Bulutları fetheden Gotham mimarisinin yükselişine tanık olun! Nasıl ki Sümerler, Babiller ve Asurlar tanrılara ulaşmak için Zigguratları inşa ettilerse, Gates Kardeşler de kendi tanrıları için Gotham’ın gökdelenlerini diktiler! 1940 yılında, yargıç Solomon Wayne’in, Pinkley’in çizimlerinden yola çıkarak bir dizi bina inşa ettirmesiyle başlayan bu metropolleşme süreci, her adımda farklı bir sırrı da tarihin gizli bir köşesine hapsederek devam etti. Ticaret arttı, şehir yenilendi, nihayetinde de şehir kendi kendisine yetebilecek bir yapıya kavuştu. Elbette hiçbir büyüme günahsız olmazdı! Gotham’ın da günahları vardı. Derine gömülmüş ve asla gün yüzüne çıkmayacağı düşünülen günahlar…

Peki bütün bunlar yeterli miydi? Hayır! Bu şehir durduğu yerde durmamalı, tüm dünyaya yayılmalıydı! Sadece yeryüzüne de değil! Semaya, bulutlara ve hatta ötesine! Tam da yargıç Solomon Wayne’in düşündüğü gibi, Gotham, imkânsızlığı yok etme adına var olmalıydı. Yargıç Wayne şanslıydı, çünkü iki tutkulu ve genç mimar adayı olan Nicholas ve Bradley Gates kardeşler’in de azminin kaynağı aynıydı: Bulutlara ulaşmak!

Bu sayede toplum algısı ile irtifa kazanan, alınteri ile sulanan ama büyümesine rağmen bir türlü yeşermeyi başaramayan yeni cesur Gotham yavaş yavaş emeklemeleye başladı! Gates Kardeşler’in hırsı sayesinde Gotham mimarisi, üzerinde kurulduğu coğrafyayı bir örümcek ağı gibi sarıp sarmalamaya başlamıştı! Gotham’ın geleceğe taşınma projesi nihayetinde ayaklarının üzerine sağlam bir şekilde basabilmeyi başarmıştı!

Her ne kadar Snyder’ın taslak öyküsünün büyüyüp serpilmesiyle oluşan bir “yakın tarihli Gotham” öyküsü olsa da; Batman: Gotham Kapıları, öykü evreninin içerisinde önemli bir tarihsel sürece ışık tutuyor. Sadece Gotham’a yön veren üç büyük ailenin sırrını açığa çıkarmakla kalmıyor, bununla birlikte Batman kostümünün yeni taşıyıcısının da kahraman olma çelişkilerini gündeme getiriyor.

2- Dick’in İlk Ciddi Misyonu

Snyder ve Higgins ikilisi, şehrin inşasından yaklaşık yüz yıl sonra Gotham’ın en büyük köprülerinin yıkımıyla başlayan yeni bir hesaplaşma süreci var karşımızda. Hem yeni bir düşman, hem de yeni bir koruyucu! DC evreni için mikro ölçekte yeni bir sayfa açılırken; şehrin yeni hamisini, Robin’i, Red Robin’i ve Black Bat’i bir araya getiren bir macera çıkıyor ortaya.

Öykünün büyük bir kısmını Gates Kardeşler’den Nicholas’ın günlüklerinden öğreniyoruz. İki parçalı bir öyküye sahip olan Gotham Kapıları, dengeli bir biçimde hem yirminci yüzyılın sonlarına kadar olan süreci hem de günümüzde Gotham’ın başına ekşiyen steampunk kostümlü baş belasının yol açtığı paranoyayı adım adım okuyucunun damarlarına zerk ediyor. Eline geçirdiği kafi miktarda semtex ile şehrin tüm “zigguratlarını” havaya uçurmaya yeminli görünen steampunk kostümlü arızalı intikamcımız Architect, Gotham’ın üç büyük ailesinin inşa ettiği düşler ülkesini kemirerek yok etme derdine  düşüyor.

İşte deneyimli Nightwing’den çömez Batman’liğe terfi eden Dick’in yarasa kostümü içerisindeki ilk ciddi sınavı bu şekilde başlıyor. Gotham’ı Gotham yapan miras yavaş yavaş küllere karışırken, yüzyıllık bir kan davası, nihayetinde Architect’in üç ailenin saltanatını yıkarak şehre kendi bayrağını dikme yarışına dönüşüyor. Nitekim ona göre, tüm varislerle ile birlikte şehrin küllere karışmasının gerekçesi açık: Değişecek bir nesil yok, “sadece babalarına dönüşmeyi bekleyen talihsiz ve hırslı” evlatlar var. Dolayısıyla bu lanetli mirasın yok edilmesi tek aklanma yolu!

Yorumlar