Batman’in Taşıdığı Kişilik Bozuklukları

Çoklu Kişilik Bozukluğu

Bu konuda sadece Batman’i değerlendirmek yanlış olabilir. Maskeli süper kahraman temasının arkasında çoklu kişilik bozukluğunun yattığı, uzun süredir ciddi ve gayrı ciddi platformlarda tartışılmaktadır. Batman’deki ise çoklu kişilik bozukluğunun ileri bir halidir. Rahatsızlık temelde, normalde tek olan kişilik bilincinin ya da şahsiyetin, bölünmesi ve birden çok hale gelmesi şeklinde özetlenebilir. Yukarıdaki bir ya da birden çok rahatsızlığın sonucunda ortaya çıkabilir ki zaten Batman örneğinde aynen bu şekilde olmuştur.

Çoklu kişilikte en sık tekrarlanan ikinci bir şahsiyet oluşturulması ve bireyin kişiliğinin bastırılmış parçalarının özellikle bu ikinci şahsiyet üzerinde ortaya çıkması şeklinde görülür. Akıl hastanesi karikatürlerinde sık görülen “Ben Napolyon’um” diyen akıl hastaları, çoklu kişilik bozukluğundan muzdariptir. Üçüncü. dördüncü ve daha fazla şahsiyetlerin yaratıldığı da zaman zaman gözlemlenebilir. Konu ilgisini çekenler için 2006 yapımı olan Beyza’nın Kadınları filmini ayrıca öneririm.

Batman’in rahatsızlığı ileri seviyededir. Sıklıkla söylediğimiz üzere bireyin esas şahsiyeti olan Bruce Wayne zamanla çözülmüş ve Batman esas şahsiyet haline gelmiştir. Bu bir süreçtir, yıllar içinde ilerleme göstermiş, Bruce Wayne gittikçe silikleşmeye başlamıştır. Karakteri daha ilerlemiş yaşlarda gösteren çizgi roman ve filmlerde Bruce Wayne’in daha az belirgin olmaya başladığı ve neredeyse 7/24 Batman olarak yaşamını sürdürdüğüne şahit oluruz.

Bir dakika sonra hangisi olacak?

Bir dakika sonra hangisi olacak?

Benzer örneklere bakarsak Clark Kent, Peter Parker gibi diğer karakterlerin esas şahsiyetlerini pek az kaybettiklerini görürüz. Bu konudan bakıldığında, eğer varsa da rahatsızlıklarının çok daha hafif olduğu görülebilir. Buna rağmen Batman’in ilk ve esas şahsiyetini kaybetmediğinin, kısıtlı olsa da varlığının sürdürdüğünün en temel kanıtı Bruce Wayne kimliğini reddetmemesidir. Bu yüzden en yakınındaki insanlar daima Bruce diye hitap ederler ve buna hiç bir zaman karşı çıkmaz. “Bana Bruce demeyin ben Batman’im” şeklinde tepkiler vermez.

Çok çok ünlü bir Türk dizisinde, yüzü değiştirilen başrol oyuncusunun ikinci şahsiyetin içinde eriyip eskiden sahip olduğu esas karakteri reddettiğini hatırlayanlar olabilir. Hangi dizi ve hangi karakterdi dersiniz?

Daha Başka?

Bir de Batman’de olduğu düşünülen ancak büyük olasılıkla sahip olmadığı bozukluklar var.

Bunların en başında Batman’in mazoşist olabileceği ve bunun sonucunda (belki de bağlantılı olarak) ağrı kesicilere bağımlı olduğu konusu geliyor. Karakter çok sık yaralanıyor ve sadece bazı durumlarda ağrı kesici ilaçlar alıyor. Fakat bu durumları kendisini esas işinden alıkoyan durumlar olarak gördüğü çok belirgin. Hiç bir zaman kendini olması gerektiğinden fazla bir fiziksel acıya maruz bırakmıyor. Bunu gerçekten yapan bazı karakterler var ki, bunların başında Wolverine geliyor. Bir keresinde Spider-Man’in “Adamları yaralaman için sana bir sebep verdiği için o kurşunları bilerek yediğini düşünüyorum” demesine gülerek karşılık verdiğini hatırlayanlar olabilir.

Batman olarak giydiği yarasa maskesi ve kostümünün de bir çeşit cinsel fetiş olması da sıkça dile getiriliyor. Fakat kostümün rengi, işlevi göz önüne alındığında fetişten çok işlevsel olması amacı göze batıyor. Gizlenebilmek için koyu renk, koruyucu olması için kevlar bileşenler, duyuları arttıran farklı ekipmanlar, süzülmeyi sağlayan pelerin ve benzerleri… Burada tek soru işareti “bunların hepsi yarasa ile sembolize edilmeyen, aynı renk ve işleve sahip başka kostümle de gerçekleşebilir” şeklinde geliyor. Bunun için de suçluların büyük kısmının batıl inançlı ve eğitimsiz oldukları için, insanlık tarihi boyunca korkutucu bir figür olan yarasanın sembol olarak seçildiği yönünde mantıklı bir açıklama devreye giriyor.

Yorumlar