Blueberry – Vahşi Batıyı Kandıran Kovboyun Serüvenleri
Denizlerimizin çok ötesindeki “Western” kültürünü yıllar yılı çizgi roman kanalıyla iyi misafir ettik. Misafir etmekle kalmadık bağrımıza da bastık. Yeri geldi, “Teks” bir popüler kültür ekolü oldu, yeri geldi, Sadri Alışık Red Kit oldu hatta en çok Red Kit filmi bizim ülkede çekildi. Kızlara artistlik yapmaya çalışırken birbirimize “Gringo” diye seslenir olduk. Batıdan gelen vahşi esinti kuşkusuz pek çoğumuzda bir etki bıraktı. Bu serilerden bence en yaman olanlardan bir tanesi bize batı hakkında bildiğimizin de çok ötesindekini gösteren “Blueberry” çizgi romanıdır. Kendisinden önceki örneklerin çok üstüne koyan yapım; Frankofon yapımları içinde önemli bir yere sahip.
Yaratıcılar
Ustaların usta olarak kabul ettiği efsane isim Jean Giraud (Moebius) ve Belçikalı tecrübeli yazar Jean Michel Charlier tarafından maharetle yaratılan yapım çizgilerinde dünyalar yaratan bir adamın sihirbazlığıyla akılcılıkta dönemin algı derinliği içinde ezber bozan adamın dehası üzerinden bize Western tabelasının yönünü gösteriyor. Biz de önce İnkilap Yayınlarının 11 ciltlik sonrasında Büyülü Çizgi Roman’dan hala devam eden 6 ciltlik çevirisiyle serüvene ortak olabiliyoruz.
Hikaye
Hikâye alternatif bir tarihte Amerikan ordusunda görevli Teğmen Mike S. Blueberry’nin işleri yoluna koyma görevleri üzerinden yol alıyor. Mike; dik başlı, kumarbaz ve disiplinsiz bir asker olarak anti-karakter formunda verilmesiyle birlikte çoğunlukla hümanist duygularla hareket ediyor. Askeri düzene tamamiyle zıt olan kişiliğine karşın, sahip olduğu becerilerle zorlu görevlerin daimi adamı oluyor ve sürekli kendini belanın içinde buluyor.
Belalar başlarda iç savaş teması içinde çeşitlenirken, sonrasında kurgu derinleşiyor. Bunun yanı sıra Kızılderililer, Demir Yolu Ticareti, Yankee çatışmaları gibi kalıplaşmış Western meseleleri kurgu içine bolca serpiştiriliyor. Gittiği yollarda bin bir çeşit durumla karşılaşan ve şansıla kumar oynamayı seven tecrübeli kahramanımız, kendini güç durumlardan kurtarmak için eşi benzeri görülmemiş taktikler geliştiriyor. Pek çok macerasında yalnız da değil, Arizona havasını daha sempatik yapan Mac Clure gibi güvenilir ama ayyaş bir dosta sahip.
Blueberry’nin ahlak değerleri kimi zaman ordu düşmanlarının menfaatine hareket etmesini gerektiriyor. Mesela an geliyor Siyuların Amerikan ordusu tarafından katledilmesini engelliyor. Tüm bu hareketleri zamanla Kabileler, Uluslar arasında diplomatik köprü olmasını sağlıyor. Fakat karşılıklı ölümlerin büyük düşmanlıkları besleyip kin ürettiği bir coğrafyada kalıcı bir barış kolay değil. Okudukça konu, bir adamın koca bir coğrafya üzerinde fark yaratma hikâyesine doğru evrimleşiyor.
Anlatım
Konu anlatımı zenginlikle kurgulanmış hikaye gelişimiyle aşama aşama ilerliyor. Genellikle hikâye derinleşip başka bir hikâyeye bağlanıyor. İşleyiş olarak, çeşitli entrikalardan oyunlara daima “akılcılık” esasına dayanarak ilerleme söz konusu. Bu akılcılık fiziksel mücadelelere de çok yansımış, Blueberry’nin takip edilmemek için sahte iz oluşturması veya kızıl derili kampından atları kaçırması bunlara küçük bir örnek olarak verilebilir. Anlatım batıyı bize iyi aktaran betimlemelerle birlikte dönemin iç, dış, toplumsal ve sistematik sorunlarına değinmiş. Hatta Blueberry çizgi romanı; dönem Amerika’sının hiyerarşik düzeninden doğan sıkıntıların, coğrafyaya etkisini konu alıyor aynı zamanda. Kızılderililerle barış söz konusuyken kişisel kinlerinin esiri olmuş rütbeli bir Generalin attığı küçük taş, çığ gibi büyüyüp savaşa dönüşebiliyor. Aynı şekilde madalya ve ün peşindeki başka bir General, kendi çıkarı doğrultusunda savaş başlatıp ülkesi için diplomatik felaketle yol açabiliyor. Tüm bunları çözmek genelde Blueberry’nin işi oluyor.