Boğazda Düğümlenen Grafik Roman: İlmekler
-
Emre Ömer Zehir
- Çizgi Roman
- 3 Temmuz 2018
İlmekler boğazınızda bir şeyleri düğümlerken gözlerinizin bağını çözen bir grafik roman. Mülteci krizini ve etkilerini derinlemesine ve kalp kırıcı gerçekleri gizlemeden inceliyor. Size Suriyeli Mülteci Krizi’ni, ülkemizin sınırının hemen güneyinde yaşanan insanlık dramını falan anlatmam gerekmediğine inanıyorum. Üstelik bu, resmin sadece gözümüze sokulan kısmı. İnsanlık tarihinin en büyük sınavlarından birisi verilirken en idealist görülen toplumlarda bile en realist ve otokrat eğilimdeki iktidarların yükselişi ile beraber insanlığın notu da aşağı yukarı belli olmaya başlıyor. İnsan ırkına dair iyi yönde bir beklentim olsaydı hayal kırıklığına uğradığımı bile söyleyebilirdim.
Kate Evans, göçmenlere yardım etmek konusunda elini taşın altına koymuş, aktivist bir sanatçı. Bu eseri de kendisi yazıp/çizmiş. Çizim tarzını olabildiğince basit tutmuş, bu anlamda adeta dünyanın en uzun tumblr gönderisini okuyormuş gibi hissedebilirsiniz, tabii çizgi romanın ağırlığı sizi başka bir şey hissedecek kadar serbest bırakırsa.
Benim Adım Orman
Orman, hepimize aynı şeyi çağrıştıran bir sözcük. Calais’teki mültecilere değil. Onlar için durum çok farklı. Orman, onlar için özgürlük ve insanca yaşama hakkına kavuşmadan önce tutuldukları son yer, önlerindeki son engel. Orman onların evi. Onlar, Calais’in mülteci kampındaki insanlar, ve yaşadıkları yerin adı Orman (The Jungle).
Orman, kendi içinde bir habitat oluşturmuş bir yer. “Üç yıldızlı” restoranları, ufak tefek aktiviteler yapabildikleri avluları ve derme çatma bir yaşamları var. Ellerindeki çok az şeyle mutlu olmaya çalışan, son bir hayale tutunmuş insanlar. Ve bu insanlar gerçek. Sahip oldukları üç kuruş çalınan insanlar bunlar. İnsan kaçakçılarının hayatları üzerine bahis oynadığı kişiler. Ve bu insanlar gerçek. Yaşadıkları acılar gerçek. Siz hikayeyi okuyup bitirdiğinizde hala orada birileri umutla İngiltere’ye gitmelerine izin verilmesini bekliyor.
İlmekler, otobiyografik bir çizgi roman. Kate Evans’ın bir gönüllü olarak Calais Kampı’ndaki gönüllü çalışmaları sırasında karşılaştığı şeyleri görüyoruz. Karşılaştığı insanlar, olaylar, davranışlar ve tutumlar bu kitabı oluşturuyor. Kampta Suriyeliler, Afrikalılar ve her çeşit zulümden kaçan insan var. Onların hikayesini Kate ne kadar biliyorsa biz de o kadarını görüyoruz. Bu hikayeler, genellikle mutlu sona ulaşamıyor.
Yardım yaparken nelerin önemli olduğunu, nelere dikkat edilmesi gerektiğini görüyoruz kitapta. Oradaki insanların nasıl düşündüklerini ve nasıl hissettiklerini anlıyoruz. Pek çok şey, gözümüzün gördüğünden ya da aklımıza gelenden farklı cereyan ediyor orada. İlmekler, her bir olayın bir diğerini nasıl etkilediğini, düğümlerin nasıl kaderin ağlarına dönüştüğünü ve bazı konularda ayrıcalıklı olanın hakkını korumanın nasıl da talep gören öncelik haline geldiğini gösteriyor. Bir de Fransız Polisi Zimbardo’nun gözlerini gaz kapsülsüz yaşartır. F.C.A.B. diyeyim en hafif şekilde.
Yaraları Sarmak
Kitapta yer yer cep telefonu ekranlarını görüyoruz. Ön yargıları, yanlış anlamaları, biaslı fikirleri gözler önüne sermek için ara sıra ve çarpıcı şekilde kullanılmışlar. Bazen bir tweetin ya da düşüncesizce yapılmış bir yorumun etkilerini anlatmanın en basit ve çarpıcı yolu olarak kullanmış Kate Evans onları. Mazlumluğun her köşe başında görülebildiği bir dünyayla bir araya geldiklerinde en hafif tabiriyle gaddarca kalmış bu yorumlar.
Yaralar burada iyileşmiyor, sadece üstleri sarılıyor. Bunun en güzel örneklerinden birisi olmuş İlmekler. Buradaki insanlar kabul edilecekleri bir toplum bekliyor. Bir gün, özgür ve mutlu olmanın hayaliyle direniyorlar yaralarına. Yaşadıkları travmalar dört bir yandan çıkıyor.
İlmekler Öğretsin: Nasıl Yardım Yapılır?
Bir yerde sığınmacı, felaketzede vs bir insan varsa, insana yardım ettiğinizi unutmadan sığınma yapın arkadaşlar. Kitapta da değinildiği üzere en iyi yardım nakit yardım, ancak elinizde başka bir kaynak varsa lütfen uygun şekilde yardım edin. Örneğin bir tekstil atölyesi sahibisiniz ve elinizde ıskartaya çıkacak kumaş var. Yapabiliyorsanız önce neye ihtiyaç olduğunu öğrenip ona göre iş yapmanız daha doğru olacaktır. Bu tarz konularda kitabın size öğretebileceği çok şey var.
Keza yardımı bir aracı kuruluş üzerinden yapmak işin doğrusudur. Örnek vermek gerekirse Van/Viranşehir’de yer alan çadır kent 20.000 kişilikti, buraya kontrolsüzce verilecek 1000 kutu ilaç, içeridekilere faydadan çok zarar getirirdi. (Karaborsa, eski husumetler vs. gibi nedenlerden dolayı.) Bu yüzden doğrusu, doğru kuruluşlara doğru kaynakla yardım ulaştırmak.
Nasıl Olmuş Kitap?
Kitap, Desen Yayınevi tarafından dilimize kazandırılmış. Tam adı İlmekler: Mülteci Krizinden Bir Kesit. Açıkçası Desen, Metis ile çalışan bir yayınevi olduğuna ve Metis de zamanında Metis Çeviri gibi muhteşem bir dergiyi çıkarttığına göre, elbette ki çeviri kalitesinin yüksek olmasını bekledim. Ha, bir White Knight örneğindeki gibi İngilizce orijinalini okumadım, ancak çeviri de hiç bir noktada sırıtmadı. O konuda çevirmen, editör ve son okuma konusunda hizmet veren kişilere de hakkını teslim etmek lazım.
Sonuç olarak İlmekler, hayatın belki de en acı gerçeklerinden birini ve yaşanmasına müsaade edilen en büyük insanlık dramlarından birisini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.