Çizgi Roman Kahramanlarının Gözden Kaçan Özellikleri
Batman v Superman’den sonra vaziyet gösterdi ki, uzun soluklu çizgi romanları okumamış olanlar karakterleri oldukça eksik tanıyorlar. Zira ellerindeki referans genelde filmler ve kulaktan dolma bilgilerden ibaret oluyor.
Açıkçası bu eleştirilecek bir durum değil. Çizgi roman oldukça spesifik bir hobi ve herkesin ilgisini çekmemesi anlaşılır bir durum. Ayrıca çizgi roman kahramanları da artık sadece çizgi romana ait bir unsur olmayıp, 2010’lu yılların en önemli sinema malzemesi haline geldiler. Çizgi roman severlerin karakterleri çok fazla sahiplenip, filmler dışında okumamış olanlara da nefret duymasına pek gerek olduğunu düşünmüyorum.
Bununla birlikte, kahramanların değerlendirilirken sıklıkla bazı hatalar yapıldığını fark ettik. Belki buradaki görece kısa yazıyı okuyup, bazı şeyleri daha iyi öğrenen, bu hobiye yeni giren ya da girmeyi planlayan okuyucular için başlangıç rehberi görevi teşkil edebilir.
Superman
Artık Superman’in, en azından ülkemizde çok sevilmediğine eminiz (inanmıyorsanız konuyla ilgili şu anketimize göz atın). Geçenlerde de geyiğini yaptığımız üzere; bizler efendi adam sevmeyiz. Zira kültürümüz kağıt üzerinde bizi buna zorlasa da pratikte durum öyle değil. Çakallık, hinlik, bireysellik gibi özellikler günlük yaşamda değer verilen özellikler haline gelmiş durumda. Benzer şekilde özveri, olduğundan daha az görünme ve mütevazılık, örnek insan olma gibi erdemler de çoğunlukla saflık olarak yorumlanıyor. Bunun üzerine bir de güçsüz olanla empati yapma özelliğimiz gelince, Superman’in anlaşılmamasını normal karşılamak gerekiyor.
Superman hangi açıdan bakarsanız bakın çok, çok güçlü bir karakter. Seviyeleri değişse de bir şeyi en iyi yapan çoğu kadar kadar iyi. Yani Flash kadar hızlı, Hulk kadar güçlü ve dayanıklı, uçuyor, Cyclops gibi göz ışınları var, Iceman gibi soğuk hava yayabiliyor, zeki vs.
Tam anlamıyla “full paket” bir süper kahraman! Tabi süper kahramanların atası olması durumu var ki, klişe olarak görenlerin en çok yanıldıkları yer burasıdır. Kronolojik olarak bakarsanız Superman modern dönem çizgi romanları içinde en eski karakter olarak göze çarpıyor. Yani esinlenildiği (en azından popüler) karakter olmamakla birlikte pek çoğuna ilham vermiş durumdadır. Fakat Superman’e karakter olarak hak ettiği değerin verilmemesinin en büyük göstergesi, kişiliğinin yorumlanmasındaki eksiklikten kaynaklanmaktadır.
Özellikle mitolojik tanrılar gibi görülen DC kahramanları arasında, en insani olanların başında gelir. Umarsızca bir şekilde normal hayat peşinde koşar, evlilik, arkadaşlar, eş, anne-baba, toplumun değerleri, insan hayatı, dürüstlük gibi erdemlere önem verir. Bir tanrı gibi Dünya’yı yönetebilecekken (Injustice serilerinde bunu yaptığında neler olduğunu görürüz) bir kahraman gibi olmayı ve muhabir olarak gazetede maaşlı çalışmayı kabul eder. Esasen karakterden çıkarılması gereken ders ve verilmek istenen mesaj da tam olarak budur: Kim olursanız olun, ne kadar güçlü olursanız olun, günün sonunda önemli olan nasıl biri olduğunuzdur!
Fakat bu mesajı almak, günümüz dünyasında ve üçüncü dünya ülkelerinde maalesef pek kolay değildir.
Batman
Batman’in popülerliğinin en önemli sebeplerinden biri de şüphesiz “normal insan” olmasıdır. Batman’in Taşıdığı Kişilik Bozuklukları ve Batman Olmak Kaç Yıl Sürer? yazılarımızda da belirttiğimiz gibi; esasında Batman pek de normal bir insan değildir.
Tahmin edilenden çok daha fazla zihinsel sorun üst üste binmiş, ancak bunlar hep kahramanlık yolunca bir avantaja dönüşmüştür. Sahip olduğu yeterlilikleri kazanmak için yüzyıllar sürecek eğitimler gerekmektedir. Çoğu hikayede en efektif karakter olarak ortaya çıkar. Diğer süper güçlü tanrısal kahramanların yenildiği düşmanları dörtlü gruplar halinde paketler, yeni Dünya düzenini değiştirir, gerektiğinde Superman ile birebir dövüşür, diğer kahramanları istediği yönde manipüle eder, Darkseid’e bile kafa tutar…
Batman’in yaptıklarının ve yapabileceklerinin bir limiti yoktur. Bu yüzden “en gerçekçi/normal insan” olarak düşünülen karakter olmasına rağmen, açık ara en gerçek dışı karakter olarak ortaya çıkar. Dikkatli ve tecrübeli okurlar bunu Batman’in olduğu her bir sayıda fark ederlerken, iyi beceremeyen bazı çizgi roman yazarları da zaman zaman bu durumu tüm okuyucuların gözüne sokarlar. Buna rağmen en gerçekçi/normal insan algısı değişmez ve bir şekilde sürüp gider.