Storie Da Altrove’dan Rüyalarda Öldüren Katil

Storie Da Altrove yani Başka Yer’den Hikayeler çizgi roman dizisi belki de Çizgi Düşler Yayınlarının en az okunan yayınlarından biridir. Bir Türk İtalyan çizgi roman okuru muhafazakarlığı kurbanı olan dizi, aslında her sayısıyla bir başka gözden kaçan ayrıntıyı taşıyor sayfalarına. Bu nedenledir ki; her bir öyküsünün büyük bir araştırma sonucu ortaya çıktığını okuyan az sayıdaki okurun beğenisini kazanıyor.

18. sayısında ülkemizde neredeyse hiç bilinmeyen bir çizgi romanla Freud’u yan yana getirebilmiş olan dizi. Başarılı bir gizem oluşturmuş, rüyalara ve sanata bir kez daha dikkatlice bakmayı önermiş gibidir. “Rüyalarda Öldüren Katil” öyküsünde asıl değinmek istediğim konunun ilham alınan çizgi roman olduğunu anlamışsınızdır eminim. Ancak önce ana hikayeye bakmak gerekiyor;

“Başka Yer” adını taşıyan gizli örgüt bu sayıda da bilinmezlerin ve doğaüstü olayların peşinde koşturuyor. İnsanları rüyalarında öldüren bir seri katili yakalamaya uğraşıyor. Bu seri cinayetlerde de en büyük ipucu bir gazetede basılan bir çizgi roman bandı oluyor “Dream of the Rarebit Fiend”. Bu ipucunu kovalayan ajanlar, çizgi roman sanatçısı Winsor McCay’den Sigmund Freud’a kadar uzanan bir yolda ilerleyerek, sürrealizmin uçuk çizgileri arasında yolculuk yaparak bir yandan da dünya barışını kurtarıyorlar.

Storie Da Altrove

Dream of the Rarebit Fiend

1904 yılında, daha sonra yarattığı “Little Nemo in Slumberland” ile çizgi roman tarihine geçecek olan, Winsor McCay; “Silas” mahlazıyla sürrealizm akımının öncülü sayılabilecek inanılmaz bir tarzla donatıyordu gazete sayfalarını.“Dream of the Rarebit Fiend” çizgi roman dizisinde uyku öncesinde ağır yemek yiyerek rahatsız uykulara yatan, sonra da kabus gören insanları karelere taşıyan McCay kabusları gerçeküstü bir tarzla yorumlamıştır.

Bu kabus dizisine adını veren “Rarebit fiend” yani peynirli kraton, kızarmış peynirle servis edilen kızarmış ekmektir ve asıl adı halk dilinde “Welshrarebit”, köken olarak da “Welshrabbit”tir ve görünen o ki; o yemeği yatmadan önce yiyenler hazım konusunda sıkıntı yaşayınca rüyalar da etkileniyor, kabuslar başlıyor.

Hatta o kadar etkileniyorlar ki; rüyalarında hep “ölümlerini” görüyorlar. Gün geliyor bir sivrisinek tüm kanını emiyor kişinin, gün geliyor vahşi hayvanlar parçalıyor, gün geliyor uçan yatağından düşüyor, gün geliyor vapura binmeye çalışırken bacakları birbirinden ayrılıyor, gün geliyor kişi tavada kızartılıyor… Veya söndürmeden attığı sigara bulunduğu kağıdı yaktığı için onu da kül ediyor…

Ama neyse ki “Dream of theRarebit Fiend”de kabuslar; kabuslarda kalıyor, kişiler hep uyanarak hayata dönüyorlar. Bununla birlikte rüyalar veya kabuslar alemi McCay’in at oynattığı bir alan olmuştur. Ancak sanatçı rüyalara olan düşkünlüğünü ilk olarak bu dizide ortaya çıkarmamıştır. 1904 yılında başlayarak, 1906 yılında sona erdirdiği “Little Sammy Sneeze” comicstrip dizisinde aslında çizgi romanın karelerini yıkmaya ve çizgilerin sınırlarını gerçeküstücü bir tarzda zorlamaya hazır olduğunun ipuçlarını vermekteydi.

Döneminin çeşitli illüstrasyon ve çizim sanatçılarından ilham alan McCay’e belki de en büyük ilhamı Altrove dizisinde de yolu kesiştirilen Sigmund Freud vermiştir. Psikanalistin 1900 yılında yayınlanan “Düşlerin Yorumu” kitabı neresinden baksak sanatçıyı yüreklendirmiş, dilini yaratmada kaynak olmuş gibidir.

Ancak belli ki; onu yüreklendiren ve işine olan aşkını ortaya dökmesini sağlayan teknik gelişmeler de olmuştur. Gazetede comicstrip çizmenin yanı sıra, McCay animasyona da yönelmiş “Dream of the Rarebit Fiend”ı canlandırma sinemasına uyarlamıştır. Bu sırada da tarih 1906’yı göstermektedir. İlk filmin ardından sırasıyla How a Mosquito Operates (1912), Bug Vaudeville (1921), The Pet (1921), The Flying House (1921) adını taşıyan beş animasyon film hazırlayan McCay çalışmalarını yeni bir boyuta taşıyabilmiştir.

Bu arada da McCay’in tarzı onlarca esere ilham kaynağı olmuştur. Bunların bence en önemlisi resim sanatındaki sürrealizmin en bilinen ismi Salvador Dali’nin “Soft self-portrait with fried bacon” adlı eseridir.

İşte Böyleyken Böyle…

“Rüyalarda Öldüren Katil” (L’Assasino Che Uccideva Nei Sogni) macerası ortaya çıkaran yazarlar; Alfredo Castelli – Carlo Recagno ikilisi, çizenler de Antonio Sforza ile Giovanni Romanini olmuş.

Bu arada unutmadan ekleyeyim, dizide McCay’in çizgi roman bandındaki hikayeleri, yeni bir yorumla ele alınırken o dönemin siyasi olayları da başarılı bir şekilde ele alınıp, Rus-Japon savaşına da değinilerek McCay’in o konudaki çizgilerine göndermede bulunulmuştur.

Özetle; 1906 yılında ortaya çıkan ve 1925 yılına dek süren “Dream of the Rarebit Fiend” adlı comicstrip dizisi Storie Da Altrove yani “Başka Yer’den Hikayeler” çizgi roman dizisinde kendine çok da uygun bir yorumla yer bulmuş, arşive konulmayı hak etmiştir.

Yorumlar