Çocuk İşi Demeyin O Size Bir Şey Diyor Mu: Kaptan Düşükdon
Dav Pilkey’in 12 kitaplık “Kaptan Düşükdon” efsanesini oğlum olmasa okumazdım. Hatta bir ihtimal dönüp bakmazdım bile. Ve haliyle de muhteşem bir eğlenceden, süper kahraman ekolünün başlangıcı olan Superman’in bir parodisini de okumaktan mahrum kalırdım.
Kısa Bir Özet
Bu dizide kahraman aslında öykü içinde öykü kahramanıdır. İki yaramaz ve yaratıcı veledin, yani George Beard ile Harold Hutchins’in ortaklığıyla ortaya çıkan amatör bir çizgi roman fanzininin çizgi karakteridir. Kaptan Düşükdon, altında donu, sırtında pelerini olan kel ve tombik bir adamdır. Ancak bir gün öyle bir şey olur ki, iki veledin okul müdürü saçma bir eşantiyon yüzükle hipnotize edilerek bu karakterin rolüne büründürülür. Müdür artık ne zaman parmak şıklatsa soyunuyor, donla kalıyor, perdeyi boynuna bağlıyor ve kahramanlığa başlıyordur. Kısaca kahramanlığa soyunuyordur. Bu süreçte ortada herhangi bir süper gücü olmasa da Kaptan Düşükdon çılgın bilim adamlarıyla, deliren öğretmenlerle, robotlar ve uzaylılarla yüz yüze geliyor “don gücü”nü kullanarak mücadeleleri kazanıyordur. Ha, yalnız söylemeden geçmeyeyim, müdür ne zaman kafasına su dökülse kendi kişiliğine dönmektedir. Bir de unutmadan ekleyeyim, sinema filmindeki yöntemle olmasa da müdür gerçek süper güçlere de kavuşur.
Kaptan Düşükdon ve Bazı Katmanlar
Dav Pilkey ilginç bir işe kalkışarak çok katmanlı bir çocuk edebiyatı karakteri yaratmış. Dışarıdan baktığımızda çıplak, kel, iç çamaşırlı, tombik ve boynunda kırmızı pelerin bağlı bir adam görürüz Kaptan Düşükdon’da. Oysa biraz dikkatli baktığımızda bazı katmanlar görürüz.
İlk katman yazarın didaktik olmaktan uzak eğlenceli tutumudur. Kaptan Düşükdon (Captain Underpants) kusmuk, tuvalet, çiş, kaka gibi çocukların konuşurken kullanmalarının yasak olduğu ve komik buldukları sözcüklerin gücünü barındıran düşmanlarla mücadele etmektedir. Ancak bunu yaparken yazarın derdi bu sözcüklerin kullanımının yanlışlığına dikkat çeken didaktik ucuz mesajları iletmek değildir. Tam tersine Dav Pilkey bu maceralarda bu sözcüklerin aslında komedi unsuru olarak ve hatta edebi unsur olarak nasıl işlevsel olabileceklerine vurgu yapmaktadır.
Öte yandan ikinci katman olarak çocukların nasıl da ikileme düşürüldüklerine dikkat çeker yazar. Çocukların bebeklikleri boyunca koşullandırıldıkları bazı konulardan uzaklaştırılmaya çalışılmasının çocukları nasıl şaşkına çevirdiğini işler bu dizide. Pilkey, yetişkinlerin bebeklerin kaka yapınca, pırt veya geğirmeyle gaz çıkarınca, bezlerine ve devamında klozete tuvaletlerini yapınca, kusunca nasıl sevindiklerini hatırlatır. Sonrasında bebeklerin bu hallerinin nasıl eğlence konusu yapıldığını, çocuklara eski günler anlatılırken bu konuların nasıl komik sunulduğunu anlatır. Son olarak da bu konuların konuşulmasının, çocuklar tarafından konuşulmasının nasıl birdenbire “tabu”ya dönüştürülmesinin, yasaklanmasının, ayıp sayılmasının çocukları nasıl etkilediğine işaret eder. Böylecede çocukların bazı konularda koşullandırmasının sonra da öğretilenlerin yanlış olduğunda ısrar edilmesinin yarattığı kafa karışıklığının saçmalığını gösterir.
Son katmanda da yazar çizgi romandaki Superman ve süper kahraman ekolünün parodisini işler. Bu ekolün kalıplarını alıp basit ve keyifli bir edebi kurguya uyarlar.
Superman ve Ötesi
Yukarıda da belirttiğim iki Kaptan Düşükdon öykü içinde öykü barındırmaktadır. İlk öyküde iki velet bir çizgi roman yazar-çizerler. Bu öyküde bir öğretmenle alay eder, günlük hayatta yaşadıkları bir sıkıntıyı fantastik bir dünyaya uyarlar, dertlerini dile getirirler. Tabii bolca alay eder, abartır, gönderme yaptıkları kişiyi iyiden iyiye delirtirler. Böylece de gönderme yapılan kişi kendini kaybederek bir tür “kötülüğe” başlar. Bu da ikinci öykünün başlamasına neden olur ve müdür kişisi Kaptan Düşükdon kimliğine bürünerek kötülüğü durdurur.
Bu yazdığım bile aslında bir kalıptır ama ben başka bir yerden başlayacağım sıralamaya. İşte Kaptan Düşükdon’un kalıplarla dolu hikayesi:
- Kaptan Düşükdon tıpkı Superman gibi patlayan bir gezegenden gelmiştir. Irkının son ferdidir.
- “Tayt üzerine neden don giyilir?” sorusuna uygun olarak giyinir ama altında tayt yoktur.
- Sırtında pelerini vardır. Gerçi bu perdedir ama olsun, kırmızıdır ya o yeter.
- Kahraman dünyaya gelir ve bebeklikten itibaren iyi işler yapmaya başlar. Ancak kimliğini saklamak zorundadır.
- Çizgi romandaki maceralar gönderme ve eleştiri barındırsalar da teknik olarak basmakalıptır. Çizgi romanın altın döneminden esinlenmeler taşırlar. Müdürlü Kaptan Düşükdon’lardaysa kalıp şöyle gelişir:
- Her kahramanın ortaya çıktığında duyulan veya kendinin söylediği “Up up and away” tarzı bir sloganı, müziği, namesi olmalıdır ya hani, işte Kaptan Düşükdon’unki “Tra La Laaa”dır.
- Nasıl ki Superman ortaya çıkmadan önce süper suçlular yoktuysa bu dizide de kahraman kendine yakışır düşmanların ortaya çıkmasına bahane olur. Bir bakıma süper suçluların ortaya çıkmasının sebebidir bir süper kahramanın olması.
- Nasıl ki süper kahraman varsa, bir de süper gücü olmayan baş düşman olmalıdır. Yani bir Lex Luthor olmazsa olmaz.
- Mutasyon, mekanik yaratıklar, robotlar ve uzaylılar hep süper kahramanın gelmesiyle çıkarlar ortaya.
- Süper kahraman bir ara güçlerini kaybeder, düşmanına kaptırır.
- Bir kötü ikizi ortaya çıkar.
- Zamanda yolculuk yapılır.
- Kahramanın süper güçlü bir hayvan dostu olur.
- Başka kahramanlar ortaya çıkar ve ona destek verir.
- Farklı süper kahraman dizileri de bu tarzın tutulmasının ardından ortaya çıkmaya başlar.
- Ayrıca uyduruk ama havalı bilimsel icatlar, makineler icad edilir ve okur devamlı şaşırtılır.
- Ve elbette “Bu bir kuş!, Uçak!, Yumurtalı Sandviç!” gibi de şaşıranlar olur gökyüzünde uçan biri görününce.
Dav Pilkey hem öykü hem kurgu olarak comics ekolünün altın çağının ve elbette Superman’in etinden de sütünden de faydalanarak yaratmıştır kahramanını. Ortaya da son derece eğlenceli bir öykü dizisi çıkmıştır. Peki burada kalmış mıdır? Hayır! Pilkey, çizgi romanın anlatım unsurlarını ve animasyona uyarlanmalarını da kullanmıştır Kaptan Düşükdon dizisinde.
Çizgi Roman ve Teknik Unsurlar
İlk evvela öykü kitabının içinde birkaç sayfalık çizgi romanlar yer alır. Bunlar iki yöntemle çıkar okurun karşısına. İlkinde kitabın başlangıcındadır. Altın çağdan bilindiği üzere bir önceki bölümün özeti verilir çoğunlukla, burada bu olay yolla anlatılır. İkinci yöntemdeyse çizgi roman asıl olayın başlaması için vesile olarak kullanılır. Konuşma balonları, anlatıcı yazı kutusu, efektler gibi çizgi romanı çizgi roman unsurlar hep yer alır bunlarda.
Hatta yer yer kitapta yer alan vinyetlerde de görülür bunlar.
Bunun dışında efektler yazılı metin içinde de yer alırlar. Çizgi romanın etkisi düz metnin bir parçası olarak işlev kazanır.
Öte yandan çizgi romanda sık kullanılan “tüm harflerin büyük yazılması” tekniği diyalogların çoğunda görülse de zaman zaman bundan uzak durulmuştur. Ancak etki uyandırma tekniği için yine de bir yol bulunmuştur. Harflerin küçük yazıldığı repliklerde bazı sözcüklere, ünlemlere, bazı konuşmalara vurgu kazandırmak ve okurda etki uyandırmak için büyük harf kullanımı tercih edilmiştir.
Küçük Notlar
Dav Pilkey, sıkı bir DC Comics hayranıdır bence. Kaptan Düşükdon’un kahramanlığa başladığı süreçte diğer kahramanları yaşlanmış gösterdiği kareler bunu ispat etmektedir. Wonder Woman, Superman ve Batman triosu elde baston, parkta zaman öldürmektedir. Bir de diğer uyarlama eserlerinin hepsi yine DC Comics’dendir.
Mesela gaza gelerek Superboy’la köpeği Kripto’yu da uyarlamıştır: “Süper Bezli Bebek (ve süper köpeği)”. Üstelik bu dizide “bu bir uçak, bu bir kuş, bu Superman” dizesi de az biraz değişiklikle kullanılmıştır: “Bu bir uçak, hayır bu bir kaka… Evet, kaka”
Bu kadar mı, peki? Hayır, dahası var.
Ülkemizde basılmamış olan ve Batman referanslı bir çizgi roman uyarlaması daha var: Dogman and Cat Kid. Polis ve köpeği bir görevde ağır yaralanırlar bu dizide. Köpeğin başı, adamın bedeni sağlamdır. Böylece bir doktor sağlam kısımları birbirine diker. Ortaya da kötülerin amansız düşmanı Köpek Adam çıkıverir. Daha sonra ona “Boy Wonder Robin” göndermesi Cat Kid katılır.
Bu kadarla bitiyor mu derseniz, yok, bitmiyor.
Son olarak da Kaptan Düşükdon’un zamanda yolculuk esnasında tanıştığı iki mağara adamının, pardon Gelecekten Gelen Kung-Fu Mağara Adamları Uk ve Gluk’un maceraları çıkıyor ortaya başka bir kitap olarak. Gerçi bu ikili sıradan çizgi roman karakterlerinden daha çok 70’lerle 80’lerin “beyaz ve siyahi polis ortaklığıyla” “kung-fu modası” dönemine de atıfta bulunmaktadır. Ve belki de Power Man – Iron Fist ikilisini de kapsadığından Marvel Comics’e en yaklaşılan andır.
Bir de hemen ilave edeyim kitabın orta kısımlarında animasyon film izleyebilirsiniz. Bunca çizgi roman tadına ek olarak orta kısımda büyükçe resimler konmuş. Bu bölümlerde eğer sağ alt köşeyi parmaklarınızın arasına kıstırıp sayfaları hızla çevirirseniz karelerin canlandığını görürsünüz.
Özetle Dav Pilkey çocukluğunda içine gömüldüğü ve severek okuduğu comics’lerinden aldığı ve öğrendiği her şeyi bu öykü ve çizgi roman kitaplarında kullanmayı tercih ederek çok sevimli işler çıkarmış ortaya.
Türkçe Baskıya Dair Son Sözler
Altın Kitaplar akıllıca bir iş yaparak isimlerin kolay okunabilmesi için Türkçe telaffuzları parantez içinde vermeyi seçmiş. Harılt Hatçins ve Corc Bird mesela. Ben bu tercihi çok sevdim. Dizinin çevirmenleri İpek Demir (çoğunlukla) ve Petek Demir çok eğlenmiş gibi görünüyor zira dil son derece esnek ve dikkatlice kullanılmış. Hem çocukların yaşı göz önüne alınmış hem de yazarın arzu ettiği mizahın bozulmaması için uğraşılmış.
Yalnız bizdeki baskıda dikkatimi çeken bir şey var o da çocuk erkek karakterlerden birinin geleceğe gittiğinde kendisiyle karşılaşmasıydı. Bu karşılaşmada bu kişi “erkek kuzeniyle aynı evde yaşıyor ve bir çocuk büyütüyordu”. Açıkçası orijinal metni bilmiyor olmakla birlikte ben burada bir değişim olduğunu düşündüm. Benim anladığım asıl metinde bu iki erkek bir çiftti, birlikte yaşıyorlardı, çocuk evlat edinmişlerdi ve gaydiler! Böylesi bir değişimin (yapıldıysa eğer) neden yapıldığını anlamakla birlikte yüreğimden bir şeylerin koptuğunu itiraf etmek isterim.
Son Söz…
Canlandırma sinemasına da uyarlanan Kaptan Düşükdon nerden bakarsanız bakın eğlenceli bir iş sunuyor okuyana. Eğer çocuk işi demez de kimi yerlerdeki basitliklere takılmazsanız yetişkin çizgi roman okuru olarak belki de defalarca gülümseyeceğiniz, hatta yer yer kahkaha atacağınız bir dizi. Üstelik harfler iri, 12 kitap diyerek gözünüzde büyütmeyin, hemen alın okuyun, çabuk bitiyor ama tadı uzun süre damağınızda kalıyor.