DC Çokluevren Dosyası

DC çokluevreni, pazarlama adına BİR KEZ DAHA değişecek gibi görünüyor! The New 52 ile evrenlerini birleştiren ve 2016 yazında Rebirth etiketiyle yeni bir sürece başlayacağını duyuran DC Comics’in bu süreçle beraber mevcut evren düzenini değiştirebileceğini düşünüyorum. Bana göre yaşadığımız şu muhteşem geek çağında buna benzer hamleleri daha önce de yapan DC ve onun rakibi Marvel’ın  en çok eleştirilmesi gereken iki politikası var: Sıfırlama kararlarındaki sıklık ve gözümüze soka soka bir hal oldukları diversity kavramı. Ben bu dosyada ilkini ele alacağım. Diğeri sonraya kalsın.

Evren düzenlerinde sıfırlama yapan şirketler, okuyuculara yeni maceralar okuma şansı sunarken çoğu zaman da kafa karıştırabiliyorlar. İşte bu dosya da Rebirth öncesi, New 52 sonrası bu kafa karışıklığına çare bulmak için yazıldı.

multiverse

Önceden de belirttiğim üzere, DC’nin yayın hayatı bu tarz kararlarla şekillenmiş durumda. 1930’lu yıllardan bu yana kurgusunu oturttuğu bir evren düzeni var, fakat bu düzen içerisindeki dünyalarda yaşanan birçok olay tüm çokluevreni etkileyebiliyor. Buna en bariz örnek ise; Crisis on Infinite Earths, Infinite Crisis ve Final Crisis serilerinden oluşan ve tüm çokluevreni defalarca değişime uğratan Kriz Üçlemesi.

DC’nin ana sürekliliği kapsamında 1985-86 yılına kadar sonsuz sayıda paralel evren bulunmaktaydı. Yazarlar bu paralel evrenlerdeki dünyalardan herhangi birinde bir hikaye yaratıp, içindeki kahramanları istedikleri gibi kullanabiliyordu. Durum böyle olunca, DC bu sonsuz sayıyı biraz olsun indirebilmek için birtakım kararlar aldı. Yayınlandığı yıllarda oldukça yankı uyandıran Crisis on Infinite Earths, çokluevren bakımından yaşanan ilk krizdi ve finalinde geriye sadece o dönemin en popüler beş dünyasının birleşmesinden oluşan bir evren  kaldı. DC, hikaye devamlılığını bu tek evren üzerinden sağlamaya çalıştı. Bir sonraki çokluevren hikayesi olan Zero Hour Flash ve Green Lantern temalı bir hikayeyken, üçlemenin devamı olan Infinite Crisis sonrasına zemin hazırladı. Bu krizdeyse aslında varolan evren dahil tam 52 adet evrenin ana süreklilikte varlıklarını sürdürdükleri öğrenildi. Belirli bir süre yayın tarihine bu 52 evrenle devam eden DC, son olarak Final Crisis’te işleri yine karıştırıp, ana süreklilikte yok olan bir çok evreni tekrardan çokluevrene katmayı tercih etti. Detaylarını bir başka yazıda anlatırım, fakat ana konumuz bu krizlerden doğan sorunlar.

flashpoint

Her seferinde hikaye devamlılıklarından ileri gelen sorunlar ortaya çıkıyor ve karakterlerin diğer dünyalardaki versiyonlarının birbirine benzerliği bazı tutarsızlıklara sebep oluyordu. 2011 yılında yayınlanan Flashpoint isimli event ile bu problemin önüne geçildi. Ana devamlılığı sıfırlayan bu event, The New 52 adında yeni bir süreç başlatmıştı. Böylelikle 1930’dan bu yana devam eden bir çok serinin iptal edilmesi de söz konusu oldu. Fasih Sayın’ın kaleme aldığı yazıda bu süreci ve sonrasında oluşan problemleri okuyabilirsiniz:

DC Comics The New 52 Rehberi

Modern ve düzenli bir DC takipçisi olmak isteyenler açısından, başlangıç noktası olarak The New 52 sürecini tavsiye etmekle işe başlayayım. Süreç boyunca takip ettiğim serilerden oldukça zevk aldığımı söyleyebilirim. Hem getirilen modern hava, hem de hikayelerdeki cesur manevralar inanıyorum ki okurların takdirini toplamıştır. Fakat benim bu süreçle ilgili en beğendiğim şey, DC’nin artık çokluevrenini standartlaştırma kararı almış olması.

Aslında şirketin çokluevreni sıfırlamasındaki en büyük etkenin buna yönelik olduğunu söyleyebilirim. Çünkü birçok DC yazarının bu evrenleri farklı şekillerde ele alması, ve hangisinde yaşanan olayların ana sürekliliğe dahil (yani canon) olup olmadığının pek bilinmemesi bu çabayı haklı kılıyor. DC Comics yöneticileri de sorunun çözülmesi için çareyi daha önce Marvel ve DC’de oldukça kaliteli işler yapmış Grant Morrison’ı görevlendirmekte buldular. Aslında ondan istedikleri çok basit bir şeydi: Okurların daha önce beğendikleri evrenlerle birlikte, New 52’da önem arz edecek yeni evrenleri belirli bir düzen içerisinde okuyucuyla buluşturmak. Morrison hemen işe koyulup, bu amaca yönelik bir çizgi roman serisini yayına hazırlamaya başladı. Fakat yayın ve yazım sürecindeki bazı aksaklıklar nedeniyle bu çözüm amacına ulaşmakta biraz gecikti. 2014 yılında, yani New 52 başladıktan tam 3 YIL SONRA çıkan seri, o süreye kadar çıkan çizgi romanların birçoğunun anlaşılamamasına neden olmuştu. İşte New 52 sürecinin okuyucu tarafından olumsuz hatırlanacak olmasının temel sebebi aslında bu. Multiversity adındaki bu seri, DC çokluevreni açısından oldukça önemli. İşte bu yazı sizlere standartlaştırılmış çokluevreni ve onun içerisindeki 52 evreni ana hatlarıyla tanıtmak üzere kaleme alındı.

Benzer Yazılar

Yorumlar