DC Evrenine Dr. Manhattan Dokunuşu – The Button
We’re All Puppets, Laurie
Ama çizgi roman burada bitmiyor. Asıl bombalar, dört sayıdır hatta DC Rebirth sayısından beri beklediğimiz ve görmeyi umduğumuz noktalar finalde geliyor. Thawne onun deyimiyle Tanrının karşısındayken yanmaya başladığı sırada elinde duran rozeti yere düşüyordu. Bu panellerde rozeti düştüğü yerde dururken görüyoruz. Yerde duran rozete mavi bir el uzanıyor ve Watchmen çizgi romanında (9. sayı) Dr. Manhattan’un söylediği beylik sözleri okuyoruz tekrardan. Evet koltuktan koltuğa atlamalık yerlere geldik sonunda! Dr. Manhattan’ın eli dahi olsa sonunda resmen tam anlamıyla görebildik ve direkt Watchmen çizgi romanında söylediği sözleri okuduk. Gaz daha bitmedi. Yavaş yavaş sarı rozetin üzerinde duran kırmızı kana yaklaşıyoruz her panelde ve sonra kırmızılıktan uzaklaşmaya başladıkça rozetin sarı kısmının Superman‘in armasındaki kalkan kısmının sarısı ve kırmızılığın ise tam ortasında duran “S” olduğunu görüyoruz. Evet Superman’in göğüs kısmındaki sembolü tam karşımızda duruyor ve sayfayı çevirdiğimizde Kasım 2017 de Doomsday Clock isminde yeni bir DC evreni\Watchmen crossover haberi ile karşılaşıyoruz.
Cevap Bulamadığımız Sorular
Burada hemen şunu söylemek istiyorum; ABİ NAPTINIZ YA? Bunu deme sebebim ise süper bir twist olabilecekken Jay Garrick’i direkt kapakta kullanmaları. Aklıma BvS fragmanlarında çıkan Doomsday’i getirdi. Bu sayının da yazarı Joshua Williamson ve çizer olarak Neil Googe geliyor. Googe’nin çizimlerini Porter’dan daha iyi buldum. Hikayenin finali ise tam beklediğim gibi oldu. Event’in bitmiş olmasına rağmen hala rozetin neden Batcave’ye geldiği sorusu cevaplanmadı. Hatta hiç bir soruyu cevaplamadı diyebiliriz. Özellikle ikinci sayıdan sonra finalinin cevabını beklediğimiz hiç bir soruya cevap vermeyeceğini anlamıştım. Bu dört sayı sorulara cevap vermek yerine kafamda yeni sorular oluşturdu. Özellikle son sahnede Bruce Wayne’nin babasının sözlerini düşünüp ikilemde kalmasının nasıl devam edeceğini ve sonuçlarının neler olacağını merak ettiriyor. Jay Garrick’in görünmesi ve kaybolması ne anlama geliyor? İlk iki sayının başında çıkan ve bir yere bağlanmayan Saturn Girl ve Johnny Thunder hikayeleri nereye bağlanacak? Flashpoint evreni bu sefer gerçekten son buldu mu?
DC evreninin güçlü kötülerinden Reverse-Flash’ın ilk sayıdan bahsederken değim gibi Dr. Manhattan önünde çaresiz kalışını bu sayıda ayrıntılı görüyoruz. Thawne onu “Tanrı” olarak tasvir ediyor. Watchmen çizgi romanlarını bir kenara bırakırsak Reverse-Flash ile olan etkileşimi DC ana evreninde nereye konumlandırıldığı ve kahramanlara kıyasla ne kadar kudretli olduğunu açıkça gösteriyor. Ayrıca Batman 21’de nasıl ki Batman Begins’e güzel bir gönderme varsa bu sayıda da Jay Garrick’in çizimi The Flash dizisinde Jay Garrick’i oynayan (1990 yılındaki The Flash dizisinde de Barry Allen/Flash’ı oynayan) John Wesley Shipp‘in birebir aynısıydı.
Dr. Manhattan v Superman
Sırada Doomsday Clock crossoveri var. Gerçi bu crossoverdan çıktı, Dr. Manhattan bu işlerin tam ortasında duruyor. Ayrıca görünen o ki Dr. Manhattan ve Superman’in karşı karşıya geleceği (İlla kavga edecekler anlamında algılamayın) bir event olacak gibi duruyor. Bunu söylerken bile nasıl heyecanlandığımı anlatamam. İnsanlardan uzaklaşan Dr. Manhattan’a Superman’in tekrar insanlığını hatırlatması üzerine olacak diye söylentiler var. Bunların şu anlık söylenti olduğunu tekrarlıyorum. Ama uzaydan gelip insanlaşan ve insanların bir simge olarak gördüğü Superman’in, insanken tanrısal bir varlığa dönüşen Dr. Manhattan’a tekrar insan olmayı hatırlatması hikayesi benim gözümde oldukça hoş ve heyecan verici duruyor.
The Button bize inanılmaz şeyler vadetmedi ve vermedi de ama işi “Elimizde Watchmen var, hadi evrenleri birleştirelim!” mantığıyla değil de yavaş yavaş işleyerek yaptıklarının bir göstergesi bu bence. Bir çok fan bu dört sayıyı bir şey vermediği gerekçesiyle eleştiriyor. Kendilerine göre haklılar da. İşin içinde DC evreni ve özellikle Watchmen var. Ama ben zaten ortaya pek bir şey çıkacağını düşünmediğimden ortalama bir beklentiyle aldım çizgi romanları ve sayıları okumadan önce aklımda ne varsa aradığımı buldum. Ne eksik ne fazla. Çünkü zaten Dr. Manhattan’ı hemen ortaya çıkarıp hadi bunları dövüştürelim demeyeceklerini veya her şeyi bu mini-eventle çözüme ulaştırmayacaklarını, açık etmeyeceklerini herkes gibi ben de tahmin ediyordum. Ki öyle de yapmayı düşünselerdi ellerindeki bu altın külçesine yazık etmiş olurlardı.
Doomsday Clock
The Button’un kasım ayında çıkacak olan Doomsday Clock’un bir teaserı olduğu dört sayı sonunda belli oluyor zaten. Bu beni rahatsız etmedi. Rahatsız olanlarsa beklentilerinin altında kaldılar diyebilirim. Watchmen gazını bir kenara bırakırsak da çizgi romana bakınca küçük küçük ilerlemişler, çok şey açık etmeden, Rebirth one-shotındaki gizemleri devam ettirip ve hatta yenilerini ekleyerek okuması keyifli dört sayı çıkarmışlar. Çizgi roman olarak okuması keyifli sayılardı. Rahatsız edici veya göze batan bir hikayesi yoktu. Gayet keyifle okudum. Hele bu aralar genel çizgi roman dünyasında çok iç açıcı hikayeler yazılmadığı için bu çoğu içinde iyi bir dört sayıydı.
Zaman kaybı veya evrene hiçbir şey katmıyor eleştirilerine saygı duymakla birlikte ben keyif aldığımdan ve en azından Doomsday Clock için beni heyecanlandırmayı başardığından okunulması ve edinilmesi gereken bir dört sayı olduğunu düşünüyorum. Şu da var ki Doomsday Clock için beklentim The Button’dan çok daha fazla. Yine bu tarz bir event yaparlarsa The Button’u hoş gördüğüm gibi Doomsday Clock’u hoş görmem. Umarım bu Watchmen’i kullanma kafasını işleri ucuzlatmadan korurlar ve biz de aynı zevkle okumaya devam ederiz. Geoff Johns’u eleştirenler de var övenler de. Ben işini iyi yaptığı kanısındayım. Artık kasım ayını sabırsızlıkla bekliyoruz.
3D Kapaklar
Fasikülleri İngilizce olarak çizgi roman dükkanlarında hala bulabilirsiniz. O muhteşem 3D kapaklar için tek yol karaborsa gibi duruyor. Ya da Amazon vb yurtdışı sitelerinden 3D kapaklar da dahil temin edebilirsiniz. Son olarak söylemek istediğim şey keşke Watchmen’den uzak dursalar. Evet Before Watchmen okuduk, bunları okuyoruz ve yeni çıkacak Watchmen’le ilgili her şeyi de okuyacağız. Beğendiklerimiz de olacak, beğenmediklerimiz de ama tercihim en başında daha bize sadece o 12 sayılık Alan Moore klasiğinin kalmasından yana olurdu.