DC Süper Kahraman Dosyaları: Wonder Woman

Animasyonlar

Acıyın bana, hepsini yazmak zorunda mıyım? En ünlülerini yazayım bari. Tabii ki önce çizgi diziler Justice League ve Justice League: Unlimited var. Film olarak ise, en başta 2008 yapımı Justice League: The New Frontier’da yer aldı, hem de seslendiren Xena’yı canlandırmış Lucy Lawless’dı. 2009’da Wonder Woman adında kendi orijin hikayesi çekildi ki, favorim budur. Burada Altın Çağ ile Gümüş Çağ geçmişleri birleştirilmişti ve Steve Trevor’la tanışarak dünyaya gelmesi, aynı zamanda Yunan tanrılarının entrikaları yer alıyordu. Hippolyta ve Ares arasındaki nefret de çok iyi işlenmişti.

Bundan sonra, 2010 yapımı Crisis on Two Earths’de Vanessa Marshall tarafından seslendirildi. Supergirl’ün çıkışını konu alan, yine 2010 yapımı Superman/Batman: The Apocalypse’de ise Susan Eisenberg.

The Flashpoint Paradox’ta  (2013) Aquaman ile yaşadığı aşk yüzünden dünyayı savaş alanına çeviren versiyonunu izledik. Seslendiren, yine Vanessa Marshall’dı. 2014’te çıkan Justice League: War, Lois Lane ile sürtüşme yaşadığı animasyonlardan bir tanesi. 2015 yapımı Throne of Atlantis’de ise Diana’nın sesi Rosario Dawson’du.

2009'daki animasyonda Amazonlar, ortada Artemis, sağdan ikinci Diana.

2009’daki animasyonda Amazonlar, ortada Artemis, sağdan ikinci Diana.

Diziler ve Sinema

Wonder Woman, beyaz perdeye ilk kez 1974’te aktarıldı. Canlandıran, Cathy Lee Crosby idi, evet, SARIŞIN bir Wonder Woman’dı kendisi. Senaryo, Diana’nın güçlerinden vazgeçtiği dönemdeydi ama hepsi değil; hayvanlarla iletişim filan kurabiliyordu mesela. Taklidinin aslından daha başarılı olması durumu, Wonder Woman’ın o dönemde ilham verdiği Emma Peel karakteriyle yaşandı; Avengers çok daha popüler oldu. Olympos tanrılarına şükürler olsun ki film tutmadığında “Bari bu kez daha aslına uygun olsun!” diyerek yeniden denediler ve ortaya Lynda Carter’ın rol aldığı dizi çıktı.

1975-79 arasında 4 yıl devam eden dizinin çok daha başarılı olduğunu anlayabilirsiniz. Wonder Woman, Steve Trevor ile birlikte maceradan maceraya koşuyordu.

Cathy Lee Crosby ve Lynda Carter.

Cathy Lee Crosby ve Lynda Carter.

Smallville’de de görünmesi söz konusuydu, ama ne yazık ki olamadı, bunun için Joss Whedon’u (Age of Ultron’un yönetmeni) suçlayabiliriz. Whedon, 2005’te Wonder Woman filmi yapmak üzere Warner Bros ile anlaşmıştı. Ama iki yıl boyunca senaryoyu bir türlü bitiremedi ve 2007’de projeden ayrıldı. 2011’e kadar aralarında David Goyer’in de olduğu pek çok isim Wonder Woman’ın filmini çekmek istediklerini beyan etse de, Silver Pictures bu konuda çok titiz davrandı, 2. Dünya Savaşı’nda geçen bir dönem filmi istemiyorlardı. Sırf bu yüzden İşin ironik yanı, 2017’de gelecek Wonder Woman 1. Dünya Savaşı’nda geçecek.

2011’de, Agents of S.H.I.E.L.D.’Dan bildiğimiz Adrienne Palicki’nin başrolde olduğu bir Wonder Woman dizisi için pilot bölüm çekilecekti. Ama internete sızdı ve özellikle CGI kullanımı ve görünmez jetin görüntüleri öyle olumsuz tepkiler aldı ki, projeden vazgeçildi. Daha sonra Amazon adlı bir dizi yapılması gündeme geldi, ama o da Flash için harcandı.

ww_24

Nihayet, Wonder Woman şeytanın bacağını kırdı ve henüz vizyona giren Dawn of Justice’de beyaz perdeye yeni ve modern haliyle yansıdı. Savaşçı Prenses Diana’yı canlandıran Gal Gadot’un modellik resimlerinden başka referansı olmadığı için oyunculuk ve fizik açısından doğru bir seçim olup olmadığı çok sorgulandı. Aynı zamanda İsrailli olduğu için, tamamen politik sebeplerden rolü kaptığı da irdelendi. Şimdi açıkçası bunların bir kısmının arkasında kıskançlık olduğuna eminim, çünkü internette biraz araştırırsanız göreceksiniz ki, özellikle Whedon’la yapılan ve sonu gelmeyen anlaşmadan sonra bu rolün çok fazla talibi oldu ve hepsi güzel, tecrübeli oyunculardan oluşuyordu. Boru değil, DC’nin en güçlü kadın karakterini modern çağ sinemasında ilk defa canlandıracak aktris olabilmek önemli.

Gal Gadot için şu kadarını söyleyebilirim; bence olmuş. Görünüşü, fark edeceğiniz üzere Wonder Woman’ın orijinal haline epey yakın, tabii çok daha karanlık, tıpkı Superman’in Kingdom Come kökenli kostümü gibi. Kılıç var, kalkan var, kement var, daha ne olsun? Üstelik Doomsday ile savaşırken gülmesi benim çok hoşuma gitti. “Doomsday Diana’yı döver, öyle gülemez!” diyenlere Diana’nın artık Zeus’un kızı olduğunu hatırlatır, kendilerini acilen güncellemelerini tavsiye ederim. Film genelde New 52’den yürüyor, ama Lois Lane filan olduğu için, Diana da ölümsüz bir yarı tanrıça olduğu için 2017’de gelecek filmde Steve Trevor’un varlığını da böylece kotaracaklar. Kraliçe Hippolyta için ise, The Gladiator’daki prensesi canlandıran Connie Nielsen’ın adı geçiyor. 4000 küsür kelime yazdıktan sonra ne diyebilirim ki? Beklemedeyiz!

Bu yazı, "Süper Kahraman Dosyaları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar