DC Süper Suçlu Dosyaları: Harley Quinn

Öncelikle Harley Quinn, anlattığımız çoğu süper kahraman ve suçlunun aksine fazlasıyla genç bir karakter, üstelik kariyerine baskı olanağı sınırlı 1960 tarzı çizgi romanlarla değil, 1992’de Batman: The Animated Series ile başladı. Yaratıcıları Paul Dini ve Bruce Timm’dir. Harley Quinn, animasyon serisinde karakter öyle tutuldu ki, “Bir el atalım şuna” dediler ve 1993’te The Batman Adventures’ın 12. sayısıyla çizgi romanlara giriş yaptı. 1994’te ise, Dini ve Timm’in  Harley’nin Arkham Asylum’da Joker’in terapistiyken aşık olmasını detaylandırdığı The Batman Adventures: Mad Love, Eisner and Harvey Awards’ın “Yılın En iyi Tek Sayılık Çizgi Romanı” ödülünü aldı.

Harley Quinn

İş şuna dönüşünce bilin ki sıkıntı var.

Tabii ki zamanla değişimden o da payını aldı, özellikle Arkham serilerinde ama buna daha sonra değineceğiz. İlk olarak,

Harley Quinn Kimdir?

Gerçek adı Harleen Frances Quinzel’dir. Harleen, Arkham Asylum’da staj yapan bir psikiyatristti. Okulun en başarılı öğrencisi olmasını geçtim, ödüllü bir jimnastikçiydi hatta bu sayede Gotham Üniversitesi’ne bursla girmişti. Peki hem güzel, hem zeki hem yetenekliyken ne yanlış gitti de bu kızcağız sapıttı? Çok basit. “Ben çok yanlış anlaşıldım” diye kendisini başarıyla pazarlayan bir manyağa aşık oldu. Tanıdık geldi mi? Pek çok kişiye tanıdık gelmiş olduğunu karakterin kazandığı sempatiden anlamamak mümkün değil.

hq_3

Harleen, Arkham’daki hastaları incelerken Joker’e ilgi duymaya başladı. Onu analiz etmek ve terapi seansı uygulamak için defalarca gönüllü oldu. Ne olduysa bu seanslarda oldu zaten. Joker, Harleen’in mesleki ilgisini kazanmakla kalmayıp onu baştan çıkardı. Kız öyle fena aşık oldu ki, ayakları yerden kesildi ve Asylum’dan kaçmasına yardım etmekle kalmayıp, ortağı Harley Quinn’e dönüştü.

Aşk Nelere Kadir

Joker’le olan ilişkisi çizgi roman tarihindeki en kompleks ve gerçekçi aşk hikayesi olabilir (Tabii aşk hikayesi demek ne kadar doğru, belki saplantı diyebiliriz). Harley’in Joker’in aşkından tek kazancı Arkham’dan birkaç kez kaçmasına yardım ettikten sonra doktorluk lisansının iptal edilip bir zamanlar incelediği hastaların arasına konmak olmuştur. No Man’s Land’e konu olan büyük deprem sırasında Arkham’dan kaçarak Harley Quinn’e dönüşür.

Joker genel olarak bu ilişkiyi kabul eder, ama istismarın bini bir paradır, Harley’le şakalaşır, flört eder ama genelde öyle kötü davranır ki sizin içiniz acır. Joker de taştan değildir sonuçta, ama bir şeyler hissettiğini anladığında verdiği en hafif tepki rahatsızlık, en aşırısı ise Harley’i öldürerek kurtulmaya çalışmak olur (Şimdi bu yazıda çok fazla psikologluk tasladığımın farkındayım ama manevi taciz gibi başlıkları okursanız, istismarcı tarafın yavaş yavaş karşı tarafı yok etmeye başladığını görürsünüz. Tabii Joker olunca süreç ağır olmuyor, tuttuğu gibi roketle fırlatıveriyor).

hq_2

Harley’nin ‘yakın’ olduğu kişilere lakap takma huyu vardır. Jokere “Mr. J”, “Puddin” gibi sevgi pıtırcığı şeyler, Poison Ivy’e ise “Red” der. Sesi de cırlaktır malum, kabul ediyorum çok dinleyince insanın şiddet dürtüleri oynuyor.

Poison Ivy Ne Alaka?

Joker onu roketle fırlattı demiştim ya, işte o roket Robinson Parkı’na çakıldı ve bu esnada tanıştılar. (Animated Series’deki tanışmaları bu kadar vurucu değil, birlikte polisten kaçarken olur) Ivy’nin başta niyeti onu öldürmektir, ama bakar ki ölmek Harley’nin umrunda değil, merak eder. Bizimki de anlatır hikayesini. Kıza acıyan Ivy, ona Joker ve Batman’den intikam almayı teklif eder. Ona bakarak sağlığına kavuşmasını sağlar, hatta ona zehirlere karşı bağışık olmasını sağlayacak bir serum enjekte eder. Ne var ki, bu emekleri karşılığını görmez. Harley sadakatten nasibini almış biri değildir, daha doğrusu sadakat kavramı için fazla kaotik bir karakteri vardır ve o sırada Batman’den intikam almak umurunda değildir. Tüm gücüyle nefret ettiği kişi Joker’dir. Bu nedenle onu ele geçirmek için Batman’le işbirliği yapar. Tam Joker’i yakalayıp öldüreceği sırada, bilin bakalım ne olur?

hq_5

Joker özür diler. Bizimkinin de yüreği erir ve affeder. Ne olacak canım, adam seni roketle fırlatmıştı, ilişkilerde olur böyle şeyler. Bu özür ve ani affetme sahnelerini onların ilişkisinde daha çok görürüz.

Poison Ivy o dönem için ortaklıklarını bitirir tabii, ama büyüklük bende kalsın diye Harley’e abla tavsiyesi verir;

“Kızım… Sana o soytarıdan hayır gelmez!”

Bunu pek çoğumuz duymuşuzdur (çoğumuza Poison Ivy söylemez, belki daha iyi dinlerdik), tabii sıfat serseri/ sorumsuz/ havai/ olarak değişebilir. Ve ne yazık ki çoğu kişinin kaderi de doğru olanı yapıp sorunlu taraftan kurtulmak yerine, karakterinin ona benzemesini göze almaktır. İşte Harley’nin metaforik trajedisi kısmen budur. Neden kısmen? Harley kendisi de az manyak değildir de ondan. Bunun büyük bir nedeni yalnızlığıdır. Ailesinden sevgi görmemiştir, kendi kızını bile dolandırmaktan çekinmeyen bir baba (bir daddy issues vakası diyebiliriz evet), işsiz bir tembel olan erkek kardeşi ve annesi onun sorunlarını anlamaktan hayli uzaktır. Bilakis, Harleen’in psikiyatriye en baştan ilgi duyma nedeni de çoğu sorunlu çocuk gibi ailesini anlayarak kendini kurtarmaya çalışmaktır zaten. İçiniz acımadı mı? Şimdi sorarım size, insan nasıl bu kızı kendine yakın hissetmez?

Bu yazı, "Süper Suçlu Dosyaları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar