DC Süper Suçlu Dosyaları: Lex Luthor

Her süper kahramanın, tam olarak zıttı diyebileceğimiz, temsil ettiği tüm değerlere karşı bir düşmanı vardır. Süper kahraman denildiği zaman akla gelen ilk isim olan Superman, çizgi roman tarihinin en farklı ve tehlikeli düşmanlarından birine sahip. Para var, kurnazlık var… Bazen de vicdanlı(?). Bir zamanlar saçı da varmış, öyle diyorlar: İşte karşınızda Lex Luthor.

Nerede, Ne Zaman Ortaya Çıktı? Kimdi?

1938’de ilk Action Comics sayısıyla ortaya çıkan Superman, 1940’a kadar birçok macera yaşadı. 1939’da başlayan II. Dünya Savaşı çizgi roman dünyasını da etkiliyor olacaktı ki, Superman, Action Comics #23‘de Alexei Luthor‘la karşılaştı. Deli bilim adamı olarak kontrol etmek istediği küçük Avrupa ülkelerini savaşa sürüklemişti. Superman’in gelip planlarını bozması, ikilinin arasında ezeli bir rekabet başlatacaktı. Action Comics, Jerry Siegel ve Joe Shuster tarafından yazılıp çiziliyordu. Tıpkı Bob Kane ve Bill Finger gibi yıllar sonra Superman kimliği için davalık olacak ikili, Lex Luthor’u da yaratmış oldu.

Alexei Luthor - Action Comics #23 (1940)

Alexei Luthor – Action Comics #23 (1940)

İkinci Dünya Savaşı yıllarından günümüze gelene kadar Lex Luthor, binbir şekle büründü. Şaşırtıcı değil, hiç bir kahraman ilk defa sayfalarda göründüğü gibi değil. Siegel’ın yazdığı Adventure Comics’de Superman’in gençliği ve Lex Luthor ile olan karşılaşmaları anlatılır. 271. sayıda Lex’i kurtarmak için ters giden deneye müdahele eden Superman’in güçlü nefesi, kimyasalları uçurur ve Lex’in saçları dökülür. Uzun bir süre boyunca Luthor’un Superman’e olan nefretinin nedeni, saçlarını kaybetmesi olarak gösterilir. Aslında karakterin bu kadar ikonlaşmış olan kelliği, aslında bir çizerin hatası. Joe Shuster’ın işi başından aşkın olduğu bir zaman, Superman’in çıkacak yeni panellerini çizmesi için Leo Nowak adlı çizere rica ediliyor. Nasıl olduysa, o zamanlar dağınık, kirli kızıl saçlı Luthor’u adam kel çizmeyi başarmış. Aynı şeyi Superman #10 sayısında da yapınca, Lex Luthor çizgi roman hayatına kel olarak devam etmiş.

1986 yılında yayınlanan, John Bryne tarafından yazılan, çizilen The Man of Steel çizgi romanı, Superman mitini yeniden yarattı. E tabii bu işin ucu Luthor’a da dokundu. Çılgın bilim adamı tadında bir kötü adam olarak resmedilen Luthor, artık büyük bir şirketin başındaki vahşi kapitalist patrondur.

Güçleri ve Yetenekleri

Lex Luthor her alanda başarılı birisidir. Bilim, ekonomi hatta siyaset… Yakın bir örnek olan Bruce Wayne’nin sahip olduğu azim ve irade, Lex Luthor’da hırs olarak ortaya çıkmıştır. Miras olarak aldığı çok da büyük olmayan LexCorp şirketini gerek yasal, gerek yasal olmayan yollarla dünya birincisi haline getirir. Metropolis şehrindeki en güçlü kişidir… Tabii ki bizim “kırmızı pelerinliyi” saymazsak. Gördüğünüz üzere kendisinin özellikle bir süper gücü yok, fakat yaptığı silahlar ve geliştirdiği tehlikeli teknolojilerini, kurnaz zekasıyla birleştirdiğimiz zaman, istediklerini almak için her şeyi mübah gören beyaz yakalı bir caniyle karşı karşıyayız.

lex-luthor-1

Lex Luthor sahip olduğu hırs onun “süper” gücüyse, bu kadar büyük bir hırsın getirdiği zayıflıkta kibir ve hiç bitmeyen egosudur. Superman’e karşı olan duruşunun en temel nedeni, kendini beğenmişlik yapıp, kendisinden güçlü birinin varlığını çekememesidir. Lex Luthor, Superman’in gerçek kimliği olan Clark Kent’i öğrendiğinde, Superman kadar güçlü birinin, Clark Kent gibi “ezik” biri olabileceğini kabul etmez… İronik, sayın okuyucular, değil mi?

Lex Luthor, 2000’li yıllarda A.B.D.’nin başkanı olmayı başarabilmiş bir karakter. Emri altında mafya, paralı askerler ve hatta diğer süper suçlular olsa da, eğer işleri kendisi halletmesi gerekirse diye yeşil-mor bir savaş zırhı tasarlamıştır. Makineli tüfekler, uçuş motorları, enerji kalkanları… Ne ararsanız bulabileceğiniz bu zırhla elbette Superman’e karşı duramaz. E haliyle kas ve pistonlardansa zekasına güvenen Lex Luthor, kriptonit kullanmaktan çekinmez.

Bu yazı, "Süper Suçlu Dosyaları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar