DC Süper Suçlu Dosyaları: Lex Luthor
Beyaz Yakalı Milyarder Bir Canavarın Psikolojisi
Psikolojide bir insanın kişiliğinde olması hiç hayra yorulmayan üç özellik vardır. Bunlar Narsisizm, Makyavelizm ve psikopatlıktır. Empati yoksunu, diğerlerini amaçları için harcamaktan çekinmeyen insanlar karşılaşabileceğiniz en karanlık insanlardır. “Dark Triad” (Kara Üçlü) olarak bilinen bu özelliklerin hepsini Lex Luthor’da bulabilirsiniz. Diğer süper suçlulardan farklı olarak Lex Luthor günlük hayatta görebileceğiniz bir canavardır. Amerika’daki sigorta sisteminin insanlara ne bahanelerle ilaç parası vermediğini düşünürsek, Lex Luthor bu karanlık tarafı temsil etmektedir. Filantropist diye gezinen Luthor, kamuoyunun gözünü boyamak için “bir-iki milyon” doları kolaylıkla gözden çıkarabilir, çünkü amacına hizmet etmektedir.
Ateist olan çizgi roman karakterlerinden olan Luthor, filozoflar ve kitaplarla haşır neşir olduğundan bol bol gönderme yapmaktan çekinmez. Kendini tarihteki veya mitlerde yer alan karakterlerle ve rollerle bağdaştırır. Bu onun narsistliğinin bir parçasıdır. Ego tavan.
Luthor’u Farklı Kılan Ne?
Luthor’u, çok sevilen bir başka ikonik süper suçluyla karşılaştırmak istiyorum: Joker. Joker ne kadar tahmin edilmez ve kural tanımazsa, Luthor’un kendine has prensipleri vardır. Oyunu kurallarına göre oynar. Örnek vermek gerekirse, The Dark Knight filminde Joker gemideki insanları rehin aldığında ellerine fünyeler vermiştir. Fünye karşı geminin mi, kendi gemilerinin mi, bu benim için her zaman muallakta kalmıştır. Söz konusu Lex Luthor olsaydı “sözünün eri” birisi olarak fünyelerin nereye bağlı olduğu belli olurdu. Karanlık kişiliğinin ve kör hırsının altında Luthor, bir çok farklı yerde “doğru” olanı yapacak vicdana da sahiptir. Rol yapma oyunları kıstasından bakarsak Joker “Chaotic Evil”, Lex Luthor ise “Lawful Evil” noktasını doldurur.
Yalnızca Superman’e değil, bir hayli tehlikeli bir süper suçlu olduğundan Batman gibi diğer DC kahramanlarıyla da çarpışmışlığı vardır. Gotham’ın bir saldırı sonucu Birleşik Devletler’den çıkarılmasının ardından, LexCorp şehri kurtarmak ve yeniden kurmak için çalışmalara başlar. Luthor’un amacı esinlikle iyilik değildir, şehrin arşivlerine sızıp bütün tapuları çalıp şehri ele geçirmeyi planlamaktadır. Batman planlarını bozsa da kamuoyunda topladığı sempati, ona Amerikan Başkanlığının yolunu açar. Bu dönem aynı zamanda George W. Bush’un başkanlığına denk geldiği için önemlidir. Bill Clinton ve Barack Obama, Bush’dan önceki başkanlar olarak DC Comics’de görünse de Bush “Yeni 52″ye kadar devamlılığa dahil edilmemiştir. Christopher Reeve, yani Superman’i oynayan efsane aktörün hastalığı için yapılan araştırmalara Bush’un nane olup, engel koyması da kaçırılmaması gereken bir detay.
Yaptığı karanlık işler, kendi çıkarları için Amerikayı ve Dünyayı riske atması yeterince tepki toplar. Bruce Wayne, Luthor’un daha da güçlenmesini engellemek için Wayne Enterprise’ın Birleşik Devletler Hükümetiyle olan tüm bağlarını koparır. İntikam almak isteyen Lex, Bruce Wayne’i cinayetten suçlu durumuna düşürecek bir plan hazırlar ve bunda başarılı olur. Kibirine yenilip, aynı şeyi Superman’e yapmaya çalışınca insanlar durumu çakozlar, Superman ve Batman, Luthor’un karşısına çıkar. Kendini korumak için Bane’nin güç veren serumu Venom’u kullanan Luthor, ilacın etkisindeyken gerçek yüzünü gösterir ve yenildikten sonra başkanlık görevinden alınır.