Binbir Çeşit Luthor

Öncelikle Superman’le ilgili en çok sevdiğim şeyle başlayayım: Smallville’de Michael Rosenbaum’un canlandırdığı Lex Luthor! İnsanların çok sevip saydığı bir dizi olmasa da izlemenizi öneririm, beraber büyüdüğüm dizidir. Buradaki Lex Luthor’un da psikolojik sorunlarının babasından kaynaklı olduğunu görüyoruz. İsmini Büyük İskender’den alan Luthor, burada Clark Kent’in arkadaşı ve iyi niyetli biri olsa da, gittikçe “deliren” bir karakter. Baba Lionel Luthor’un bunda katkısı çok tabii.

Bir başka Luthor ise Injustice evreninden. “Superman karanlık tarafa geçer, kötü yola düşerse neler olur?” sorusunu işleyen eserde Luthor, Superman’in dikta rejimine karşı duran özgürlük savaşçılarından. Injustice’i düşündüğüm zaman, şunu fark ettim: Ne zaman Superman kötü yola düşse, Lex Luthor iyi tarafa geçiyor. Bunun aynısı Justice League çizgi filminde de olmuştu. Sonradan bu fikre alışmış olsa gerek, günümüz çizgi romanlarında iyi bir Lex Luthor’u daha çok görür olduk.

Beyaz Perdede en çok görünen süper suçlu değilse bile neredeyse her Superman filminde gözüktüğünden Luthor en çok tanınan isimlerden biri. Gene Hackman tarafından oynanan, Superman: The Movie, Superman II ve Superman IV: Quest of Peace’de seyirci karşısına çıkıyor. Her ne kadar 1986 Man of Steel çizgi romanı, günümüz Lex Luthor’unu başlatan hikaye olsa da, oradaki Lex Luthor’un ilham alındığı kişi. Sempatik davranıp, izlediğiniz her saniye bu ne iğrenç bir herif diyerek sizi kendinden iten, istenilen kötü adam rolünü çok iyi üstlenen usta bir oyuncu. Yönetmen Richard Donner onu saçlarını ve bıyıklarını kesmek konusunda zor ikna etmiş, ancak “hadi Gene, ben de bıyığımı keserim senin için” dediği zaman ikna olmuş. Hackman’ın bilmediği şey, Donner’ın takma bir bıyık taktığıdır. İkili bunun üzerine iyi dost olmuşlardır ve Superman II çekimleri sırasında Donner kovulduğunda çekimlere gitmeyi reddetmiştir.

2006 yılında çıkan Superman Returns filminde ise benim çok sevdiğim Kevin Spacey oynuyor. Film genel olarak Richard Donner tarafından çekilen Superman’lere bir saygı duruşu havasında gittiğinden Kevin Spacey’nin oynadığı Luthor, Gene Hackman’ın ekolünden ilerliyor. İzlemesi çok eğlenceli bir Luthor kendisi.

Ve gelgelelim Jesse Eisenberg’ün Lex Luthor’una. Kaçınılmaz bir şekilde Gene Hackman’ın Luthor’undan etkilenmiş olsa da, beyaz yakalı canavar tipini, çılgın bilim adamı tipiyle birleştirmişler. Şu zamana kadar gördüğümüz Luthor’ların ortaya karışık çorba edildiğini söyleyebilirim. Aklıselim, soğukkanlı ve mantıklı, okuyabileceğiniz en rasyonel süper suçlulardan Luthor’u deli olarak yansıtmaları da hoşuma gitmedi.

Aklınızda tam bir Lex Luthor imajı oturtmak isterseniz All-Star Superman çizgi romanını okuyup, animasyon filmini izleyebilirsiniz.