Don Kişot, Yel Değirmenlerine Karşı Mücadelesine Çizgi Roman Olarak Devam Ediyor!
-
Doğa Önen
- Çizgi Roman
- 29 Eylül 2014
Okumak, ülkemiz insanının bir türlü beceremediği bir şey. 15 yaş üzeri okuyup yazma oranı %95, ama okuyan kimse yok. Bırakalım kitabı, dergiyi ülkenin en çok okunan gazetesi bir milyonu geçmiyor. Bu kadar okuyabilme ama yapmak istememe ortamında tabi ki klasik eserlerin esamesi bile okunmuyor. Klasik romanların, kısa tabiri ile “klasikler”in genç nüfusa sevdirilmesi uzun vadede bizi bu karanlıktan kurtaracaktır diye ümit ediyorum. Genç nüfusa bunu sevdirmenin keyifli bir yolu da şüphesiz çizgi roman. İşte burada NTV Yayınları devreye giriyor. Macbeth ile başlayan ve birçok klasik uyarlaması ile başarılı bir şekilde günümüze kadar süre gelen Dünya Klasikleri Serisi, Don Kişot ile devam ediyor. Hadi gelin şimdi iki cilt halinde edinebileceğiniz Don Kişot uyarlamasına bir göz atalım.
Başroller
Ana karakterler Don Kişot de La Mancha ve yol arkadaşı Sancho Panza. Don Kişot’un adı aslında Alonso Quexana. Bu asilzade beyefendi 17. yy’da İspanya’nın barış içinde yaşadığı bir dönemde, artık dönemleri kapanmış olan şövalyelerin hikayelerini okuyarak evinde zaman geçirmektedir. Sakin, sessiz hayatından bir gün sıkılır ve kendini okuduğu hikayelerin etkisiyle gezgin bir şövalye ilan eder, adını Don Kişot olarak değiştirir ve yola koyulur. İlk maceralarını yalnız yaşayan kahramanımız, bir şövalyenin seyissiz olamayacağına karar verir ve gariban bir köylüyü, bir delinin hayalleri ile kandırarak yanına alır… Evet, o gariban çiftçimiz de Sancho Panza. Panza: Dünyadan bihaber, Don Kişot’un maceraları ile zengin olabileceğine inanmış ve başına gelmedik kalmayan sözde seyisimiz.
Soylu şövalyemize ve maceralarına yol boyunca katkıda bulunan birçok yan karakter de mevcut. Hayali sevgilisi, atı ve hancılardan, rahiplere, keşişlerden, koyunlara ve hatta değirmenlere (Evet yanlış okumadınız, değirmenler!) kadar birçok canlı… ve cansız.
Çakma Şövalyenin Dünyası
Don Kişot romanı, dünyada İncil’den sonra en fazla dile çevirilen ikinci eserdir. 2002 yılında “gelmiş geçmiş en iyi yazılı eser” seçilmiştir. Dolayısıyla Miguel de Cervantes’in bu şaheserinin konusunu eleştirmek bana düşmez ama uyarlama açısından bakacak olursak, çizer ve yazar Rob Davis hikayeye oldukça bağlı kalmış diyebilirim. Çevirmen Kutlukhan Kutlu da kullandığı dille hem bize o dönemi yaşatmış hem de bir tiyatro oyunundaymışız hissi vermiş. Yine de bazı noktalarda dilin Eski Türkçe’ye çok kaydığını, bunun da yukarıda bahsettiğim “gençlere sevdirmek” konusunda sorunlar yaratabileceğini düşünmüyor değilim.
Don Kişot’u ilgi çekici yapan en büyük özelliği; komik olması. Gerçekten çok komik! Çizgi roman okurken bu kadar güldüğümü hiç hatırlamıyorum. Kahramanlarımızı değirmenlerle savaşması, koyunlara saldırması, bir cenazeyi manasız yere basması ve bütün bunların sonunda da başlarına gelenler bir mizah dergisi kadar komik. Diyaloglar eğlenceli. Özellikle Panza karakteri gerçekten güldürüyor.
Büyük maceranın içinde ufak tefek küçük maceralar, farklı karakterler olması da okuma konsantrasyonunu yüksek tutuyor.
Ya çizimler?
Don Kişot’u okurken çizimler hakkında “üstün körü karalanmış” diye düşündüm ve garip bir şekilde bu hoşuma gitti. Özellikle yüz hatları belirli karakterlerin ama onun haricinde karakalem ile hızlıca çizilmiş ve renklendirilmiş gibi bir görüntü var. Bence bu tarz hikayenin komedisine çok uygun olmuş. Tiplemeler çizgi roman kahramanından ziyade karikatür kahramanı diyebilirim. Çizer, hikayeye daha önem vermek istemiş olacak ki arka plan konusunda çok uğraşmamış. Renklendirmeleri beğendim, canlı.
Sonuç olarak hayallerimizin peşinden gitmeye, başarısızlık karşısında yılmamaya dair bir hikaye Don Kişot. Okuyun, okutun. Ayrıca klasiklerin yayılması için küçüklere güzel bir hediye olarak alınabilir diye düşünüyorum.
Don Kişot de La Mancha ile at sürmeye hazır mısınız?