Fables: Küçüklüğümüzün Masal Kahramanları New York’a Taşınıyor

Ben çok sevmezdim masal okumayı, dinlemeyi. Seven çok çocuk bilirim ama. Kimileri uyumadan muhakkak duyacak o aynı masalı bininci kez. Kırmızı Başlıklı Kız, Pamuk Prenses, yakışıklı prensler, kötü cadılar ve daha niceleri. Okumasak da kulak aşinalığımız olan bir çok kahraman, kötülük peşinde koşan huysuzlar. Mutlu sonları ummamızı sağlayan masallar.

İşte o masallar Vertigo Comics sayesinde Fables adıyla çizgi roman olmuş. Arkabahçe Yayıncılık sayesinde de Türkçe olmuş. Masallar için birebir aynısı diyemeyiz. Hatta orijinal senaryonun epey uzağında kalmışlar! Tamam, tamam ilgisiz resmen. Bildiğimiz, bilmediğimiz tüm masal kahramanları New York’a taşınmış. Doğru duydunuz! Hepsi ABD’de artık!

İlk ciltin baş artistleri..Pamuk Prenses ve Kurt

İlk ciltin baş artistleri..Pamuk Prenses ve Kurt

“Ne İşleri Var Orada Yahu?”

E ne yapsın adamlar? Memleketlerinde yer kalmamış ki! Zalim, kötü, pis yaratık (ki çizgi romanda Şeytan olarak çizilmiş diyebilirim) bir gün karar verip, uzak diyarlardaki kendi adasından bir sinir kalkmış bunların hepsini bir bir kesmeye başlamış. Bu masal kahramanları da birbirlerinden hiç haz etmezmiş, dolayısıyla ayrı adalarda yaşarlarmış. Zalim, şeytani yaratık her adaya saldırdığında, diğer adadakiler  “Ya bana dokunmuyor ki, bana ne?” demiş ya da içten içe sevinmiş. İş öyle bir noktaya gelmiş ki bu zalim “şey”in ne kadar güçlendiğini farkettiklerinde hepsi için çok geç olmuş ve memleketlerini bırakmak zorunda kalmışlar (Bu hikaye bir yerden tanıdık geldi bana ama?). Senelerce kaçmışlar, saklanmışlar ve artık iş dayanılmaz bir hale geldiğinde başka diyarlara kaçmaya karar verip Dünyamız’a gelmişler.

Masal dünyaları gerçek dünyada

Masal dünyaları gerçek dünyada

Özgün Senaryo, Güzel Çizimler

Masallar, farklı teması, güzel çizimleri ile Eisner ödülünü tam 14 kere kazanmış bir seri. “Küçüklüğümüzün masal kahramanlarını günümüze taşıyalım, gizli bir hayat sürsünler ve sürgünlerinin bitmesini beklesinler. Beklerken de bir dünya olay geçsin başlarından.” Bu tema, eğer ben bir çizgi roman yayınevi sahibi olsaydım, yalan yok, bana çok riskli gelirdi. Ancak Vertigo gözünü karartmış ve çizgi romana büyük bir farklılık getirmiş. Birinci cilt olan Efsaneler Sürgünde’nin çok şahane bir senaryosu yok. Ama yine de işlenişi açısından sayfaları hızla çevirttiriyor. Konu ne peki? Pamuk Prenses’in kardeşi kayboluyor ve dedektif Kurt (yok adamın soyadı değil, bildiğiniz kurt, babaanneyi yiyeninden) olayı çözmek için işe koyuluyor. Diyaloglar, masal kahramanlarının Kurt tarafından sorguya çekilişi, Pamuk Prenses ile Kurt arasından ilişki vb. tüm unsurlar okunulurluğu arttırmış. Çizimler gayet güzel. Renkler, şehir detayları, yüz ifadeleri..her şey ne abartı ne de eksik. Son olarak da “+16 yaş” kareler var o yüzden dikkat diyorum.

Dedektif Kurt.. isminin hakkını veriyor, göreceksiniz.

Dedektif Kurt.. isminin hakkını veriyor, göreceksiniz.

Biraz Riskli Bir Girişim

Arkabahçe Yayıncılık çok farklı, bir çok başarı kazanmış, yurt dışındaki eleştirmenler tarafından hep tam not almış bir çizgi diziyi ülkemizin çizgi roman severlerine kazandırmış. Ancak aksiyonu -en azından ilk ciltte- az, “bilindik” kahramanların olmadığı, masal deyin “çocuk işi” diye burun kıvıran bir nüfusun olduğu ülkede biraz riskli bir girişim olmuş. Masallar, okudukça bağımlılık yapacak, ilk 3-4 ciltte hemen sevdalısı olmayacağınız ama ayakları yere sağlam basan bir çalışma. Çizgi roman seven insanların rafında güzel durur bence.

Kurt’a, kuzu emanet etmişler.. bu sefer tam anlamıyla.

Yorumlar