Manga kültürünün Güney Kore’de ki yansımasına “manhwa” dersek en azından yazıya giriş yapmış oluruz. Beraberinde bu çizgi roman türüne ait çok güzel bir yapım hakkında konuşmaya başlayabiliriz. Banya, hakkında konuşuyoruz. Ana karakter ile aynı adı taşıyan kısa ama eğlenceli manhwa.

Yazar ve çizer olarak Kim Young Oh hakikaten çok başarılı bir iş ortaya çıkarmış demek için önce Banya nedir, kimdir onun hakkında konuşalım.

Teslimat Şakaya Gelmez

Hakikaten öyle. En azından Banya ve diğer teslimatçı arkadaşları için yerine yetiştirilmesi gereken bir paket kendi hayatlarını bile hiçe saymalarına sebep oluyor kimi zaman. Yaşadıkları çölden hallice ortamda, içinde her türlü gudubet yaratığın yaşadığı ormanlardan, tırmanması ayrı inmesi ayrı dert dağları ve tepeleri barındırıyor. Sevdiğim ortamlar. Bu ve benzeri mekanlar kullanılan yapımlarda karakterlerin başına gelen şeyler klişe olsa da -çölde mahsur ve susuz kalma, bilinmeyen bir yaratığın saldırısına uğrama- okumaktan zevk alıyorum. En azından çizgili mecrada.

Neyse efendim bu teslimatçılardan deli fişek Banya, ücreti ödendiği takdirde her türlü postayı, paketi yerine yetiştirmek uğruna çoğunlukla hayatını tehlikeye atmaya meyilli bir delikanlı. İster kuşatma altında bir kaleye ulaştırılacak bir mektup ister bir annenin evden kaçan oğluna iletmek istediği aile yadigarı olsun. Banya’nın ellerinde her türlü teslimat “sorunsuz” gerçekleşir. Sorunsuz olma kısmı Banya standartlarında tabii. Okumaya başladığımız anda geçmişi hakkında en ufak bir fikrimizin olmadığı -tabi bu durum fazla sürmüyor- Banya’yı birbirinden zorlu teslimatları yaparken görüyoruz. Kardeşten öte denilen bir duygusallıkla bağlı olduğu çalışma arkadaşları Mei ve Kong adındaki diğer iki teslimatçılarla yaşayıp gider. Ancak yapmak zorunda olduğu bir teslimat sırasında geçmişini, daha önce kim ya da ne olduğunu öğrenir. Teslim edilmesi, bir kişinin değil bir ulusun hayatına eşdeğer bir teslimat ile önceki yaşamı ile ilgili gerçeklerle yüzleşir. Yaşadıkları ülkeye korku salan bir çetenin en gözü pek savaşçısı olduğunu, suçsuz onlarca insanın canına kılıcı ucunda son verdiğini hatırlar.

Aradan geçen onca zamandan sonra bile geçmiş peşini bırakmazken gelecek için mücadele eder Banya. Bakalım hangisi kazanacak; canice bir haz alarak salladığı kılıcının ucunda akan kana duyduğu açlık mı yoksa yeni hayatına, arkadaşlarına duyduğu sevgi mi?

Kore İşi

Güzel olmuş. Daha evvel dediğim gibi Kore çizgi romanı/mangası olarak adlandırılan bir tür manhwa ve birbirlerine bayağı benzedikleri ortada. İki tür arasındaki en dikkat çeken fark -benim için- manhwalar genelde manganın aksine soldan sağa okunuyor. Yani batı sitili çizgi romanlarda alıştığımız sırayla.

Biraz da yapım hakkında konuşalım. Banya’yı ilk olarak yaklaşık dört, beş sene önce okudum sanırım. Bu türe de adım attığım yapım olmasından dolayı göz bebeğim diyebilirim kendisi için. Toplam beş ciltten oluşan yapımda -yaklaşık- ilk üç ciltte baş rolünde genellikle Banya’nın olduğu kısa kısa hikayeler okuyoruz. Ancak bunun en sonuncu ve iki cilt süren ana hikaye için ısınma turu niteliğinde olduğunu görüyoruz. Tercih edilen yöntem okuyucuyu atmosfere ve karakterlere ısıtıyor. Ayrıca cilt sayısının azlığı sebebiyle konunun akışın herhangi bir aceleye gelme durumu da göze çarpmıyor. Daha fazla devam etmesini isterdim elbet ama tadında bırakmak denilen şey olmuş. Bu konuda sıkıntı yok. Atmosferi bakımından sevdiğim mekanlardan birinde, çölde geçiyor. Çaresizliğin dibe vurduğu bir ortam ve ana karakterin başına gelen üzücü olayları okumaktan zevk alıyorum -aramızda benim gibiler elbet var-. Her ne kadar öngörülen  klişelerinden kurtulamıyoruz ama olsun.

Banya’nın yaratıcısı Kim Young Oh (Sol)

Ekseriyetle aksiyon türüne ait olan yapımda mizah unsurları da unutulmamış. Tabi olayların akışını bozmayacak düzeyde. Bununla birlikte yaratılan karakterler bakımından Banya dışındakilerin fazla geri planda kaldıkları söylenebilir. Açıkçası kendilerini biraz daha görmek hoşuma giderdi. Ama beş cilt olunca anca bu kadar oluyor.

Yazar ve çizer olarak seriye hayat veren Kim Young Oh hakikaten iyi iş çıkarmış. Özellikle çizim konusunda beni tatmin ettiğini söyleyebilirim. Karakterlerden, olayların geçtiği ortama kadar her bir çizim çok başarılı. Ciltlerin sonunda yazdığı notları okuyunca “adam kitap yazsa da yazarmış” dediğimi hatırlıyorum. Kendi çektiği resimlerin sonuna kısa kısa, samimi bir şeyler karalamış kendisi. Kitap yazsa neo-beat bir yazar olabilirmiş. Belki de yazmıştır.

Manga ile başlayan doğu menşeili çizgi roman okumalarına arada manhwa, manhua (Çin mangası) ile devam etmek iyi oluyor, tavsiye edilir. Bu hususta başlangıç içinse Banya ilk alternatifiniz olabilir.