Gizli Savaşlar – Çizgi Roman Dünyasının İlk Büyük Olayı

1984 çıkışlı olan Gizli Savaşlar (Secret Wars), bir süredir Marmara Çizgi sayesinde iki cilt halinde Türkçe olarak raflarda. Geçmiş yazılarıma hızlıca bakılınca, çizgi roman tarihinde klasik olarak yerini almış eserlere mümkün olduğunca satır ayırmaya çalıştığım görülür. Klasikleri seviyor olmam elbette bunda etken ( ve evet, yaşım da…) ama bu eserlere bu sitede yer ayırmaya çalışmamın önemli bir nedeni de kendisini takip eden jenerasyonlarda maceraları nasıl etkilediğini göstermeye çalışmaktır.

Sağlam Temel Kalıcılık Getirir

Hızlıca bir örnek vereyim; Zalim Altılı‘daki düşmanların  Örümcek Adam için günümüzde halen en azılı düşmanlar olması ya da Marvel Team-Up‘daki kahramanların bir araya gelmesi durumunun, damağımızda bıraktığı tadın keşfi gibi. Yani klasikler onları takip eden hikayeler ve seriler için sağlam temeller atar ve bunlar kalıcı olur.

Eğlendirin Beyonder'ı ölümlüler!

Eğlendirin Beyonder’ı ölümlüler!

İşte Gizli Savaşlar da 1984-1985 yılları arasında piyasaya çıkıp bu etkiyi yaratmış nadide eserlerinden biri Marvel Comics’in. Gizli Savaşlar çizgi roman tarihinin ilk “büyük olayı” (event‘i) olarak kabul ediliyor. Sırf bu özelliği ile bile bir çığır açmış diyebiliriz. Aslında bakmayın çığır açmış açmasına ama “bir sürü kahraman bir araya gelsin, ortalık cümbüş olsun” fikri ilk DC Comics’ten gelmiş. Crisis on Infinite Earths fikri bu türde ilktir. Ancak bu serinin haberini alan Marvel Comics alelacele Gizli Savaşlar’ı çıkarmış. Eh, vahşi batıda hızlı olan hayatta kalır dostum! Daha nelere temel atmış bakalım…

Battleworld

Tanıdık geldi mi? Evet, 2015 yılında çıkan Gizli Savaşlar serüveninin geçtiği yer. Aslında o yer ilk kez 1984’de yaratılmıştı hem de aynı isimle: Gizli Savaşlar! Ulu Güç Beyonder, nedeni anlaşılamayan bir şekilde bir “Battleworld” (savaş alanı) yaratır ve bunu yaparken de evrenin farklı gezegenlerinden toprak parçaları toplar. Bu hikaye yıllar sonra -2015 yılında- Marvel Comics’e yepyeni bir dünya yaratması için temel oluşturur.

Tanıdık geldi mi?

Tanıdık geldi mi?

Bu “savaş alanı”na nedeni belirsiz bir şekilde Avengers,  X-Men ve Marvel Comics’in azılı kötüleri ışınlanırlar. Kendilerine Beyonder tarafından bir fırsat sunulur. Birbirleriyle savaşacaklardır ve kazanan ne isterse, arzularsa sahip olacaktır. Elbette bunu duyan psikopat sürüsü derhal yok etmeye endekslenir. Dr. Octopus’dan tutun da Enchantress’a, Ultron’dan Molecule Man’e oldukça güçlü bir grup olan bu azılı deliler, lider olarak kendilerine Dr. Doom’u seçerler. Süper kahramanlar tarafında kimler yok ki? Avengers, X-Men,  Captain Marvel, She-Hulk… ve Magneto! Bu noktada kitap bizi bir tartışmanın içine çekiyor. Magneto iyi mi kötü mü? Fikrinizi merak ediyorum açıkcası, yorumlarınızı bekliyorum (böylelikle dördüncü duvarı delen bir yazar olarak tarihe geçmiş oldum).

Gizli Savaşlar, Örümcek Adam’ın efsanevi siyah elbisesinin de temellerini atan serüven. Çok spoiler vermeyeceğim ama ufak bir ipucu; siyah elbise J. Jonah Jameson’ın astronot oğlunun uzaydan mekiğiyle getirdiği bir ortak yaşar değil.

Gösteri Başlasın!

Bu tam bir gösteri Beyonder için. Okuyucu için de öyle elbette. Bu çizgi roman tam bir “versus” şenliği. Ancak versustan ziyade esas güzelliği Marvel Comics karakterlerinin özelliklerini izleyebiliyoruz. Doom’un güç için nasıl fütursuzca bencilleşebileceğini, Colossus’un dev bünyesinin içinde nasıl bir duygusal yattığını, Kaptan Amerika ve Prof. Xavier’ın liderlik özelliklerini, Örümcek Adam’ın siyah elbise hikayesini ve nicelerini.

Hikaye boyunca tipik seksenler çizimleri görüyoruz. Arkaplanlar sade, karakter çizimleri sade. Her karakterin hangi aksiyonu neden yaptığını, hangi kahramanın\kötünün içinde bulunduğu durumdan nasıl kurtulduğunu açıklayan kocaman konuşma balonları. Bol bol romantizm. İki cilt boyunca 1980’ler takip edeceksiniz. Bu ruha, Marmara Çizgi de bağlı kalmış ve hikayeyi “ivory” (kaliteli saman kağıt) kağıt tipine basarak nostaljiyi yaşamamıza katkıda bulunmuş. Klasik hikayeleri dönemin ruhuna yakın kağıtlarda okumak daha bir keyif veriyor.

Tanrı olcam ben! Bana ne!

Tanrı olcam ben! Bana ne!

Hain “Tie In”, Ne İstedin Gizli Savaşlar’dan!

Tabii her endüstri gibi çizgi roman da kapitalizmin dokunaçlarının hırsından ve arzusundan nasibini alıyor. Bu durum da en çok hain “tie in”lerde görülüyor. “Tie in de ne ola ki?” diyenler için kısaca özetlemek gerekirse: “A serisini\olay zincirini daha iyi anlayabilmek için bu ufak X, Y ve hatta belki şu Z macerasını okumalısın” diyebiliriz. Gizli Savaşlar’da bu “tie in” illeti çok etkili değil. Ancak öyle anlar olacak ki “Bu nereden çıktı ya?” diyeceksiniz. İşte bunlar hep hain “tie in”ler yüzünden. Tabii bu konuda Marmara Çizgi’ye burun kıvırmak haksızlık olacaktır çünkü o maceraları ülkem okuyucularına ulaştırmak astarı yüzünden pahalıya gelir heralde.

Alın, Aldırın

Bir klasik sever olarak değil gerçekten çizgi roman okuyan herkesin keyif alacağını düşündüğüm için tavsiye ediyorum bu iki cilti. Nostaljik bu rüzgarı okurken, eğlenceli “versus”lara, çizgi roman dünyasında büyük olayların nasıl başladığına, 2015 Gizli Savaşlar’ın kafasının nereden geldiğine, bazen yanlış bilinen Örümcek Adam’ın siyah kostümüne şahit olacaksınız. Tie in’lerin yarattığı garipliklere (ki çok çok az var), savaşlar esnasında ki manasız uzatmalara (örn. Molecule Man’in dağ kaldırıp düşmanların kafasına atmak yerine düşmanları neden yok etmediğini anlayamamak) fazla takılmadan okursanız çok eğlenebileceğiniz bir büyük olay Gizli Savaşlar.

“Beyonder öldü! Evrendeki en ulu varlık artık Doom!”

Yorumlar