Guardians of the Galaxy #1 – Dünyaya Dokunmak Yasak!

Marvel’ı sever misiniz bilmiyorum ama ben oldukça seviyorum. 146 telefon hattının tek internet erişimi olduğu zamanlarda karakter biyografilerini karıştırıp, telefon faturası gelince babamdan saklandığım dönemlerden beri seviyorum. Tek okuma alternatifim olmadığı halde renkli dünyasıyla hala beni cezbetmeyi başarıyor. Heyecanlarımdan bir yenisiydi  “Guardians of the Galaxy “. Marvel için renkli dünyanın, dünya ile sınırlı olmadığının mesajını veriyordu. Evreninin bilimkurgu öğelerle çeşitlendirilebileceğinin sinyalini veriyordu.  Şimdi ise; “Marvel acaba kendi Star Wars dünyasını mı yaratıyor?” tartışmaları var. Bu denli hareket getirmiş bir seriden bahsediyoruz. Peki Guardians of the Galaxy nasıl bir gelişim süreciyle bu noktaya geldi:

Çizgi roman serisi, ilk olarak 1969 yılında yaratılıp çoğumuzun bildiğinden bambaşka bir takımla, Earth-691 diye adlandırılan alternatif evrende geçiyor. 2008 yılında seri modernize ediliyor ve daha iyi bildiğimiz, Star-Lord, Groot ve Rocket Raccoon gibi karakterlerle yeni bir çizgi roman serüvenine başlıyor. Bu kez çizgi roman, ana kurgu olarak kabul ettiğimiz Earth-616 evreninde geçiyor bununla birlikte yakından tanıdığımız başka Marvel serileriyle crossover’lar (Iron Man, Avengers) meydana geliyor. Benzer kesişmeleri o yıllar itibariyle çıkan animasyon serilerinde de görüyoruz (The Avengers: Earth’s Mightiest Heroes) ve tohumlar iyice ekiliyor. 2013’de 2008 yapılanmasından türeyen yeni dinamik bir çizgi roman serisi çıkıyor ve çok beğeni topluyor. 2014’deyse modern çizgi roman serisinden uyarlanan eğlenceli filmle Guardians of the Galaxy popülerlik kazanıyor. Hemen arkasından animasyon serisi çıkıyor ve ekilen tohumlar filizleniyor.

guardians-of-the-galaxy-1

Bu yazıda 2013’te çıkan, 27 sayıyı bulmuş olan son seriyi, ilk cilt izlenimimle tanıtacağım. Panini Comics katkılarıyla “Galaksinin Koruyucuları” olarak oldukça kaliteli bir basımla ülkemizde Türkçe olarak da takip edebileceğiniz eğlenceli seri, raflarınıza asteroid kuşağı etkisi yapabilir. 1. Sayıyı; Avengers yapımlarından tanıdığımız usta yazar Brian Michael Bendis yazıyor, Civil War, Old Man Logan gibi iz bırakmış yapımlardan çok iyi tanıdığımız Steve McNiven ve yine deneyimli Marvel çizeri Sara Pichelli çiziyor. Ortaya yetenekli ellerin tecrübeleri ile harmanladıkları güzide bir yapım çıkıyor.

Hikâye ilk olarak 30 yıl önceye gidip, Spartax’lı J’son’ın dünyaya gelme öyküsünü anlatıyor. Böylece oğlu Peter’ın yani Star-Lord ‘un nasıl yarı dünyalı olduğunu öğreniyoruz ve biraz da karakter gelişimini görüyoruz. Ardından konu ekibin kurulmasından birkaç ay sonraki döneme gidiyor. Burada sürpriz bir isim görüyoruz, yeni yaptığı uzay zırhıyla azıcık Galaxy havası almaya çıkan Iron Man’le Star Lord’un yolları kesişiyor. Bu sırada dünya gezegenini tehdit eden sistemler arası bir komplonun perdeleri aralanıyor. Komplonun karşısında ise Guardians of the Galaxy ekibi var. Çok geçmeden Iron Man de kendini kahramanlarımızla aksiyonun içinde buluyor. Biraz team-up tadında, lezzetli bir uzay macerasının keyfini sürüyoruz.

guardians-of-the-galaxy-2

Konu; yalın, eğlenceli ve sürükleyici bir biçimde işlenmiş. Bilimkurgu öğeler çok abartılmadan ayarında verilmiş. İçinde bulunduğu galaktik atmosferi okuyucuya iyi yansıtmış. Bilimkurgunun Marvel renkliliğiyle birleşmesi keyifli bir algı yaratmış. Pek çok yönden güzel tat bırakan bir yapım ortaya çıkmış.

Çizimler Marvel dinamizmiyle renkli bilimkurgu temasının hakkını vermiş. Karakter tasarımları yine temayı kuvvetlendirecek şekilde modellenmiş. Her kare detaylı ve özenle çizilmiş. Paneller biraz istikrarsız, kimi zaman sayfa başına 5-6 kimi zaman 3-4 panel düşmüş. Fakat bu okuma seyrinizi bozacak kadar karışık bir görünüm vermemiş, çizimlerin düzgünlüğünden ötürü yine okurken seri bir akış yakalıyorsunuz.  Görsel olarak da hoş bir yapımı okuyorsunuz.

guardians-of-the-galaxy-3

Serinin vurucu noktalarından biri olan karakterler yıllar içinde çok benimsenecek olma kumaşı taşıyan, tutulma potansiyelini yüksek gördüğüm karakterler. Keza film itibariyle de pek çok karakter insanların kalbinde yer etmişti. Ekip, ağacı olsun, rakunu olsun, retro müzikler dinleyen yarı dünyalı karakteri olsun kendi marjinalitesini yakalamış renkli bir ekip. Zaten bir takımda ilk 11i sayarken 5 tane maskot karakter çıkarabiliyorsanız o takımın tutma ihtimali yüksektir. Ayrıca beceri ve yetenek dağıtımı olarak da birbirini tamamlayan bir ekip kurgulanmış. Özetle; karakter renkliliği olarak doyurucu bir seri olduğu kanaatindeyim.

Guardians of the Galaxy, pek çok sebepten takip edilmeyi hak eden, eğlenceli bir seri. Marvel’daki Jeopolitik konumu itibariyle de bir şans verilmeyi hak ediyor. Marvel koleksiyonunuz evrenselleşsin istiyorsanız bu seriyi toplamalısınız. İyi okumalar dilerim

Yorumlar