Hayallerin En Büyüğünün Peşinde: One Piece

Uçsuz Bucaksız

One Piece evreni alıştığımız dünyalardan biraz farklı. Öncelikle korsan temalı bir seri olması sebebiyle denizlerin, okyanusların çok daha fazla önem arz ettiğini görüyoruz. Bununla birlikte yaşanabilir kara parçaları adalar olarak karşımıza çıkıyor. Ortada herhangi bir kıta, anakara durumu yok. İnternetten bulabileceğiniz bir haritayla çok daha iyi gözlemleyeceğiniz bu durum; One Piece evrenindeki bir diğer gizem. Zaten okuyucu olarak bu tarz bir coğrafyayı garipsemiyoruz. Tüm seri korsanların birbirleri arasındaki mücadelelerin, Luffy ve tayfasının başından geçenleri konu alıyor.

Hasır Şapka Korsanları, Japoncası Mugiwara Kaizoku-dan. Seriyi okumaya başladığımızda neden adının bu olduğunu çok geçmeden anlıyoruz. Ortada bir nevi vasiyet durumu söz konusu. Bir korsandan diğerine şeklinde. One Piece’in tartışmasız en güçlü ve okuru tarafından en sevilen yanı her ciltte, bölümde insanı hayretler içinde bırakan, tahmin etmesi mümkün olmayan senaryosu. Piyasada çok daha güzel aksiyon sahnelerine sahip yapımlar mevcut. Karakterler desek daha iyilerini gördüm. Fakat senaryo anlamında bundan daha iyisi güncel olan yapımlar arasında yok. Efsanevi flash-backleri, akıllara zarar geçişleriyle “Acaba bu sefer ne olacak?” diyerek okuduğum bir seri. Tam da bu sebepten ötürü mangakasının ortaya koyduğu iş kesinlikle takdire şayan.

İçeriğindeki sonu gelmeyecekmiş gibi görünen macera faktörü bir diğer artısı. Ne de olsa olayın merkezinde korsanlık faaliyetleri var. Bu yüzden de sürekli bir hareket var. Alışılmışın dışında mekanlarda geçen kurgusu bölümler ilerledikçe çok daha ilginç bir hal alıyor. Öyle yerler var ki akıllara zarar.

Seri hakkında hem benim hem de çoğu okuyucunun görüşleri genel itibari ile olumlu. Yoksa serinin Japonya’nın en çok satan mangası olması mümkün değil. Ancak tüm bu artı yönlerine rağmen benim en sevmediğim yönü biraz ağır ilerlemesi. Daha önceden incelediğimiz diğer shounen serilerine nazaran daha yavaş işleyen bir yapım. Bazı sezonların, bölümlerin gereğinden fazla uzatıldığını düşünüyorum. Bir olay iki üç bölümde sonuçlanacaksa onu bir cilde ve daha fazlasına çıkarmaya gerek yok değil mi ama.

Çizimlere baktığımız zaman ilk bölümler ile sonlara doğru çıkan bölümlerin arasındaki çizim farkı görülmeye değer. Yirmi yıla yakın bir süredir yayınlanan bir seri için normal olan bir durum. Zaman geçtikçe karakter çizimlerinde daha fazla detay kullanıldığını görüyoruz. İlk sayılarda yuvarlak hatlı olan çizimler zamanla daha köşeli bir hal almaya başlıyor. Kalabalık sahne çizimleri konusunda genel olarak başarılı bir iş var ortada. Ancak birden fazla yetenek kullanıcısı aynı panelde resmedildiği zamanlarda çizimleri takip etmek zorlaşıyor.

Sadece manga olarak kalmadı One Piece. 1998 yılında yayınlanan OVA bölümünden bir yıl sonra Toei Animation tarafından animeye uyarlandı. Ayrıca PlayStatiton platformu için piyasaya sürüle envai çeşit oyunu da cabası.

One Piece hakkında daha detaylı bilgi için sitede yayınlanan şöyle bir yazı var, bence bir göz atın.

One Piece: Hayallerin Gemisinde Bir Serüven

Korsanlar Kralı!

Ülkemizde de çok büyük takipçi kitlesine sahip olan seri Gerekli Şeyler tarafından yapılan başarılı çevirisiyle Türkçe olarak uzun zamandır kitap ve çizgi roman satan her yerde bulunabiliyor. Orijinaline sadık kalınarak yayınlanan seriyi okumak ve hayallerin en büyüğünün peşinden gitmek için daha ne bekliyorsunuz?

Bu yazı, "Gerekli Şeyler Manga Koleksiyonu" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar