İlk Kapağıdır Kalbimizi Çalan: Altın Fırçalı Adam Belgeseli
Öncelikle çizgi roman ile ilgili iki evrensel bilgiyi ilgilileriyle paylaşalım: Birincisi, dokuzuncu sanatın çok zorlu bir üretim sürecine sahip olduğu. Okuduğumuz çoğu fasikül yazar ve çizerin adıyla anılır, oysa ki her yeni sayı sürecinde renklendirmesinden yazılamasına bir dolu iş yükü buz dağının görünmeyen kısmında sinsice beklemektedir. İkinci evrensel bilgimiz ise şudur; çizgi romanın üretimindeki zorlu süreci okur ne yazık ki önemsemez. Hüzünlü, ancak şaşırtıcı olmayan bir durumdur bu; zira hangimiz Marvel filmlerinin arkasındaki özel efekt şirketini ufak bir saha araştırması yapmadan, ezberden söyleyebiliriz ki?
Ne var ki bu ikinci evrensel bilginin değişmesi günümüzde mümkün. Üretim aşamasının çetrefilli süreci hakkında ne kadar çok yazılıp çizilirse isimsiz kahramanlar o kadar duyulur olacaktır, oluyor da. Çizgi üretimini konu alan yerli çalışmalar sınırlı, eldeki belgelenebilir tarih ise yitip gitme tehlikesinde. Kahramanlar Sinemada sitesinin editörü Hakan Tunga Kalkan‘ın yapımcılığını, yazar ve sinemacı Fatih Yürür‘ün ise yönetmenliğini üstlendiği Altın Fırçalı Adam belgeseli bu sebeple geleceğe miras niteliğinde, çok özel bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Üzerine birkaç cümle yazılması zaruri.
Altın Fırçalı Adam bir dönemin fenomen kapak çizeri Aslan Şükür‘ün anılarını bize sunuyor. Şükür’ün ismine aşina olmayabilirsiniz; ancak özellikle yaşınız otuz üstü ise çalışmaları ile büyümüş, hatta çizgi romanı onunla sevmiş bile olabilirsiniz. 1945 doğumlu Şükür özellikle 1970 ve 1980’li yıllarda Tay yayınları için yaptığı çizimlerle göz önüne çıkmış bir sanatçı. Bu dönem yayınevinin okurlarla buluşturduğu tüm işlerin kapaklarından sorumlu olan Şükür, Türkiye’de İtalyan çizgi romanının sevilmesinin ardındaki temel kişilerden. Kızılmaske‘lerden Mandrake‘lere, Tom Miks‘lerden Mister No‘lara uzanan geniş bir külliyatı düşünün. İşte Şükür’ün kendine has kapakları sayesinde bu seriler arasında yeni bir bağ oluşuyor. Yaratılan etkinin belirginliğinden olsa gerek, İtalyan çizgi romanının dev ismi Sergio Bonelli, Şükür’ün çalışmalarıyla bizzat ilgileniyor ve çalışmalarında Şükür’ün izniyle kullanıyor.
Aslan Şükür ile yolu kesişenler sadece dönemin çizgi roman severleri değil. Şükür’ün ilerleyen yıllarda Altın Kitap için yaptığı kapaklar onun edebiyat camiasında da tanınmasına kapı açıyor. Özellikle James Bond serisi için yaptığı işler dönemin popüler macera kitaplarının satışında hissedilir etkiler yaratıyor. Şükür’ün, döneminin popüler kültürünün ilgilileri arasında yayılmasında hatırı sayılır bir rolü olduğunu söylememiz gerek.
Yapım Süreci
Yapımcı Hakan Tunga Kalkan binlerce insan gibi çizgi romanı Şükür’ün kapaklarından öğrenmiş bir okur, kendisinin önemli bir farkı ise ona bu sevgiyi aşılayan çizere vefa borcunu 30 yıl sonra dahi ödemeyi kafasına koyması. Temmuz 2017’de Şükür ile tanışan Kalkan sonrasında bu tanışıklığı kayda dökmek ve bir belgesel ile ölümsüzleştirmek istiyor ve 4 ay süren bir çekim maratonu böylece başlıyor. Önce Can Gemalmaz’ın desteğiyle başlayan başlayan proje daha sonra yönetmen olarak Fatih Yürür’ün ekibe katılmasıyla ilerliyor ve 2018’in başlarında tamamlanıyor. Belgesel için Şükür’ün kapaklarına sahip pek çok koeksiyoncu ile iletişime geçildiği ve yoğun bir arşiv taraması yapıldığını da eklemek gerek (Projenin gidişatını Kalkan’ın sitesindeki şu metinden detaylıca okuyabilirsiniz).
42 dakikalık, sürece kısa ama içerik olarak geniş bir film olan Altın Fırçalı Adam bize bir dönemin çizgi roman ile ilişkisini keyifli bir şekilde sunan bir iş. Belgeselin büyük kısmı Şükür’ün anılarından oluşurken çeşitli koleksiyoncularla yapılan ara sıcak sohbetler de filme çeşitlilik katmış. Şu sıralar sadece özel gösterimler ile ilgilisine ulaşan belgesele özellikle İstanbul’da iseniz denk gelmeniz hayli olası. Özellikle işin mutfağıyla ilgilenenler Altın Fırçalı Adam’ı gözden kaçırmasınlar. Yılların Phantom’unun nasıl Kızılmaske olduğunu öğrenmek bile tek başına yeter.