İmkansızlıklar Dedektifi: Martin Mystere
Okurken sıklıkla dünyanın tarihi ve mitolojik değerleriyle karşılaşacaksınız. Bu durum dünya görüşünüzü arttıracak. Bir de; Marvel – DC yapımlarını çağrıştıracak türde kesişmeler mevcut. Bonelli Comics’in benzer yapıdaki bir diğer dedektif karakteri olan Dylan Dog ile Martin’in yolları zaman zaman kesişebiliyor. Serinin bana göre olumsuz olan bir tarafı ise, serüven sonlarındaki hızlı geçişler. Otuz sayfa boyunca çilesine tanık olduğumuz Martin’in zafer kutlaması için heyecanlandığımızda, araya hızlı zaman atlamaları girebiliyor. Kötü karakterlerin yenilmiş ifadelerini göremeden, Martin’i daktilo başında görüp hafif hayal kırıklıkları yaşayabiliyoruz.
Çizimler İtalyan ekolünde görmeye alışık olduğumuz şekilde siyah beyaz ve karanlık atmosfere sahip. Mekân çizimleri detaylı ve özenle modellenmiş. Söylemiş olduğum gibi; tüm bu mekân çizimleri orijinal referanslara dayanarak çizilmiş. Sayfa başına ortalama beş-yedi çizim paneli düşüyor. Bu sayı bence ideal, hem yormuyor hem de hızlı bir akış sağlıyor. Bir de şöyle bir bilgi vereyim: 2003 Yılında “Martin Mystery” adında orijinal seriye alternatif bir çizgi dizi çıkartıldı ve ülkemizde de bir dönem JoJo kanalında yayınlandı. Ben on altı yaşında bir Martin fikrine pek ısınamamış olsam da, siz bir göz atıp kendi değerlendirmenizi yapabilirsiniz.
Karakterle ilgili fikirlerim oldukça olumlu. Martin, yaşı gereği oturaklı, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen bir karakter. Bu tarz ana karakterlere çok sık rastlamıyoruz ve kendisinden çok şey öğrenebiliyoruz. Buraya eklemek istediğim eğlenceli de bir bilgi var. Ülkemizde bir dönem “Martin Mystere filmi çekilse Uğur Dündar oynar!” geyikleri dönmüştür. Hatta bu benzerlik, Okan Bayülgen programında konu olarak geçmiştir.
Java üzerine sabaha kadar konuşabilirim; Java benim favorimdir. Kimi zaman sadakati, kimi zaman yiğitliği, kimi zaman ise sempatikliğiyle okuyucuyu mest edebilmektedir. Diana ise, tatlı bir belâ. Seride çok fazla güzel kadın göreceğiz ama Diana’yı ayrı bir yere koyacağız. Sergej Orloff, dişli bir düşman karakter olarak karşımıza çıkacak ve hikâyeye hareket getirecek. Bunların yanı sıra isimlerini bilebileceğimiz pek çok karakter alternatif tarihten karşımıza çıkacak. Örneğin; Tesla, Hitler, Van Gogh gibi karakterleri görebileceğiz. Bunlarla da sınırlı kalmayacak. Konular, belki de dünyevi değeri olan her kaynaktan beslenecek. Kurgusal karakterler dahil olmak üzere, pek çok popüler kültür figürünü seride göreceğiz. (Frankestein, Dracula vb.) Sözün özü; karakterler çeşitlilik yönüyle oldukça doyurucu olacak.
Yazımın sonlarına geldim. Kimilerine göre gelmiş geçmiş en eğitici çizgi roman olan, bana göre de kesinlikle devrilmesi gereken bir klasik olan, sizi serüvenlere götüren, çizgi roman dükkânına götüren, paralarınızı götüren bu harika seriyi gururla öneriyorum arkadaşlar.
İyi okumalar dilerim.
Küçük bir yazar notu: Bana en çok hangi kurgusal yapıtın gerçekle ilişkilendirilebileceğini sorsalar “Martin Mystere” yanıtını verirdim.