Infinity Gauntlet Okuma Rehberi – Bölüm 5
Sonsuzluk taşlarına ne oldu? Warlock and the Infinity Watch Oldu!
Infinity Gauntlet sagasınının sonunda herkesin de göreceği üzere Marvel evreninin belki de en gizemli, en güçlü ancak bir o kadar da atıl tutulan karakteri Adam Warlock; sonsuzluk taşlarının takılı olduğu eldiveni ele geçirmiş ve dostları Troll Pip’le “evrenin en tehlikeli kadını” katil Gamora’yla yoluna gitmişti. Yol üzerinde de Thanos’a uğramış… (Finali güzel bir sürpriz taşıyor, bozmak istemediğimden burada duruyorum…). İşte, sonra da şey olmuştu: Warlock and the Infinity Watch
Marvel Comics’in evrendeki en güçlü taşları ortaya çıkarması ve onlarla ilgili bir kapanış öyküsü yapmadan olayı havada bırakması düşünülemezdi. Ama açıkçası bunu mizahi bir diziyle yapması beklenir miydi ondan şüpheliyim, çünkü evrenin en güçlü taşları ve son derece karmaşık düşünce süreci geçiren Warlock’un olduğu yerde mizah oluşabilir miydi?
Oluşurdu, Oluştu! Veya Olduğu Kadarı Oldu
Tarihler 1992 yılını gösterdiğinde Warlock and the Infinity Watch’ın ilk sayısı görücüye çıkıyordu. Jim Starlin’le çizer Angel Madina’nın yaratısı olan bu ekip Marvel Comics’in gördüğüm kadarıyla en güçlü ve belki de en kozmik ekibiydi. Daha doğrusu ilk sayıda bunu göremiyordum, görecektim… Şöyle ki; Adam Warlock’un tanrısal bir gücü elde etmesini belki dünyalı kahramanlar engelleyemezdi ama Eternity, Living Tribunal, Galactus, Lord Kaos, Master Order ve diğer tanrısal varlıklar bu gelişmenin peşini sorgulamadan bırakacak değillerdi. Olamazdı. İlk sayı işte bu gelişmeler karşısındaki tepkileri, hararetli tartışmaları ve Adam Warlock’un savını ele alıyordu. Bu sayının sonunda Adam Warlock sonsuzluk taşlarını koruyacak en iyi yöntemi bulduğuna inanarak, planını uygulamaya koymaya gitmesiyle sonlandı.
İkinci sayı Infinity Watch’u oluşturacak elemanları toplamasıyla geçti. Planına göre Adam Warlock sonsuzluk taşlarını onları doğru kullanabilecek kahramanlara verecekti. Öyle de yaptı.
Ruh taşını kendisi aldı, Güç taşını Drax’a, Zihin taşını (ben akıl demiştim başka bir yazıda sanırım) Moondragon’a, Uzay taşını Pip’e, Zaman taşını Gamora’ya, Gerçeklik taşını ise; kimseye açıklamaz, adeta aydınlanma yaşamış olan Thanos’a verdi (Daha sonra Gerçeklik taşını Maxam adlı bir başka karaktere aktaracaktır).
İşte böylece Warlock and the Infinity Watch grubu bir araya gelmiş olur. Kendilerine üs olarak dünyadaki Monster Island’ı seçer, yerleşirler. Sonra da Warlock “işim var” diyerek elemanları ekibe güvenmeyen Gamora’nın gözetimine bırakıp gider.
Peki Ama Gamora Haksız Mıdır?
Değildir!
Ekip üyelerine bir göz atalım:
- Pip the Troll – Kendisi aylak, sorumsuz, ayyaş, keyfine düşkün, çıkarcı biridir.
- Moondragon – Kendisini tanrıça olarak gören, kibirli, kendini beğenmiş biridir.
- Drax – Eski yaşamları bir yana o yıllardaki reenkarnasyonunda aklı çocuk seviyesindedir. Alnına konan kırmızı güç taşını şeker sanıp yuttuğunu bilin, anlayın artık.
- Gamora – Neresinden bakarsanız bakın Thanos’un evlatlığıdır ve evrende hayli isim yapmış bir katildir.
İşte sonsuzluk taşları şimdi bunların gözetimi altındadır. Gamora mutsuzdur tahmin edileceği üzere, ki Thanos’tan haberi yok kadının. Bilse çıldırırdı muhtemelen. Ve evet, hafızasını kaybetmiş olup Warlock’u öldürmek üzere gönderilen Maxam’a bir taşın verileceğini bilse hepten delirirdi bence. Gerçi…