Injustice: Tanrılar Aramızda 2. Yıl – Korku İmparatorluğu
Üstinsan’dan Tanrı’ya Devşirilmek
Dünya’daki savaşları bitirmek için tiranlaştığını söyleyen Superman evrendeki barışı korumaya yeminli Green Lantern Corps üyeleriyle çarpışıyor. Bunu yaparken üstinsan formundan çıkıp egoist bir yapay tanrıya dönüşmesini hızlandıran kişi ise Sinestro oluyor. Sinestro’nun adım adım işleyen planı ve manipülasyonları sayesinde Superman ve Hal Jordan yozlaşma süreçlerinde ivme kazanıp kendi arkadaşlarını gözlerini kırpmadan Sinestro’nun sözlerine güvenip öldürür hale geliyorlar. Hatta durum onlar için o kadar içler acısı bir hal alıyor ki, ikisi de birer sarı yüzük taşıyıcısı oluyor. Bilmeyenler için sarı yüzük Sinestro ve birliği tarafından kullanılan ve gücünü korkudan alan bir yüzük. İnsanların acımasız bir tiran olan Superman’den ölesiye korktuğunu hesaba katarsak Superman büyük bir gücün sahibi oluyor ve hali hazırda sahip olduğu güçlerle birleşince neredeyse bir Tanrı’ya dönüşüyor. Green Lantern Corps’u katletmekten çekinmiyor. Hikayenin bu kısmı zaten (ki hatırı sayılır bir kesimini kapsıyor ciltlerin) kuru aksiyon olduğundan hızlı hızlı okuyup geçip gideceğiniz yerler. Okuması zevkli, çünkü çizimler çok iyi ve deyim yerindeyse uzayda geçen bir meydan muharebesi var ortada. Fakat derinlik yok hikayede ne yazık ki.
Peki tüm bunlar olurken karşıt taraf, yani Batman ve ekürisi ne yapıyor? Batman beli kırıldığı için Dr. Fate’in kulesinde iyileşme sürecinde. Gordon, Superman’in zalim ve üstün fiziki güçleri olan ordusu sokaklarda egemenliği ele aldığından beri ikinci plana atılan polisleri organize edip, onlara süper fiziki güç bahşedecek olan hapları veriyor ve Gotham sokaklarını Superman’in askerlerinden temizlemeye çalışıyor. Birds of Prey üyeleri de gerek sokaklara taşınan bu savaşta Gordon’a yardım ediyor gerekse Superman’e kritik noktalarda darbeler indiriyor. Fakat genel olarak yeniliyorlar diyebiliriz. Çünkü Flash, Wonder Woman, Cyborg, Green Lantern Hal Jordan, Shazam, Hawkgirl gibi Justice Leauge’in kurucu ortakları ve güçlü üyeleri hep Superman’in tarafında. Batman ise daha ziyade sokak seviyesi kahramanlarla savaş alanında boy gösteriyor. Bu da bize aslında süper güçleri olan meta-insanlar ile sıradan insanın mücadelesini hatırlatıyor. Yani Nietzsche’nin dediği gibi, üstinsanın karşısında insan aciz kalıyor ve dönüşmekten başka bir çıkar yol bulamıyor. Batman ve ekibi de bunu yapıyor, üstinsan’a dönüşüyorlar. Aldıkları haplar sayesinden süper fiziksel güç ve dayanıklılık kazanırken, Superman ve ekibinin aksine ahlaki erdemlerinden ödün vermiyorlar. Bir taraf yozlaştıkça tanrısallaşırken bir taraf üstinsana evrilse de erdemlerini korumayı başarıyor.
Toparlamak gerekirse; eğer derinliği olan alt metni kuvvetli bir hikaye, tutarlı karakterler, ön plana çıkan karakter ilişkileri veya ince ince işlenmiş bir olay örgüsü bekliyor ya da arıyorsanız Injustice: Tanrılar Aramızda serisi genel olarak bu talebi karşılamayan bir seri olduğundan hikayenin 2. yılı da bunu karşılamıyor elbette. Injustice serisinin 2. yılı bunun yerine size okuma zevki yüksek eğlenceli savaşlar ve mücadeleler, DC evreninden birçok karakteri tanıma fırsatı, aklınızı kurcalayan olası alternatif senaryoları okuma fırsatı gibi olanaklar sunuyor. Yani bir nevi animasyon izler gibi okuyabileceğiniz bir çizgi roman Injustice: Tanrılar Aramızda. Aksiyonun ve ölümlerin eksik olmaması ise bir sonraki yılı merakla beklemenizi sağlıyor. Çünkü her an severek okuduğunuz bir karakter ölebilir veya taraf değiştirebilir. Ayrıca “Superman daha ne kadar dünyaya zarar verebilir veya zalimleşebilir ki?” sorusunun cevabı her geçen yılda sizi şaşırtmayı başarıyor.