Neil Gaiman’dan Sandman, 1602, The Graveyard Book gibi birçok çizgi roman okuduk. Bu denli başarılı bir yazardan da kendisinin ilk okuduğu kahraman olan Batman’i okumak… Siz düşünün nasıl bir emek vardır bunun içinde.

JBC Yayıncılık tarafından dilimize kazandırılan “Batman: Pelerinli Süvari’ye Ne Oldu?” Neil Gaiman’ın yazarlığı, Andy Kubert’in çizimiyle karşımıza çıkıyor. Cilt boyunca 5 ayrı hikaye okuyoruz, hepsi Neil Gaiman tarafından yazılsa da, çizerleri farklılık gösteriyor. Sırasıyla; Pelerinli Süvariye Ne Oldu? , Siyah Beyaz Bir Dünya, Kur Dansı, İlk Günahlar ve Ne Zaman Bir Kapı. Bu yazıya devam ederken her hikayeyi ayrı başlıkta incelemeyi daha faydalı buluyorum.

Pelerinli Süvari’ye Ne Oldu?

Kitaba adını veren bu hikayenin gelişme süreci en az kendisi kadar güzel. Neil Gaiman bildiğimiz gibi hem çizgi roman yazarı, hem de roman yazarı. Daha önce birçok çizgi romanın hikayesini yazmış olsa da kendisinin ilk okuduğu çizgi roman olan Batman’i yazmak onun için ayrı bir güzel olmuş. Hem de Batman’in sonunu yazmak… Batman’in sonu dediysem de ne demek istediğimi Neil Gaiman kitabın başındaki önsöz niteliği taşıyan yazısında durumu gayet güzel açıklamış.

“Batman hikayeleri gülümseme ve göz kırpmayla bitmez. Ve Batman birçok çağda yaşamayı sürdürdü ve hiç şüphesiz birçoğunda daha yaşamayı sürdürecek. Eğer son Batman hikayesini anlatacaksam bunun Batman’in şimdiki ölümünden ya da ortadan kayboluşundan sağ kurtulacak bir şey, önümüzdeki yirmi yılda ya da yüz yılda son Batman hikayesi olacak bir şey olması gerekiyor.”

Hikayemizin çizeri olan Andy Kubert daha önceden X-Men, Captain America, Batman gibi bir çok seride çizerlik yapmış. Pelerinli Süvari’ye Ne Oldu?’da ise Neil Gaiman’ın isteği üzerine karakterler kendi yaratıcılarının kostüm ve tarzlarıyla Andy Kubert filtresinden geçerek çizilmiş. Örneğin Batman’in yaratıcısı olan Bob Kane’in Batman çizimi Andy Kubert’in tarzıyla birleşerek karşımıza çıkıyor. Andy Kubert’in çizimlerini bu şekilde yapması bizlere Penguin’in ve diğer karakterlerin ilk çiziminin günümüzün bakış açısına nasıl yansıdığını da görme imkanı sunuyor.

Yukarıda da belirttiğim gibi hikayemiz Batman’in ölümüyle başlıyor. Crime Ara Sokağı’nda cansız bedeni yatan Batman’in cenazesine dostları ve düşmanları geliyor. Cat Woman, Joker, Riddler, Azrael, Ras al Ghul… Her biri kendince doğru olan Batman’in ölüm hikayesini anlatıyorlar, değişmeyen tek şey ise Batman’in anlatıldığı her hikayede kendileri tarafından öldürülüyor.  Bu hikayeler içinde ise en fazla Alferd’in hikayesini beğendiğimi söyleyebilirim. Alfred’in hikayesi diğer hikayelere nazaran en duygusal olanı. Bunca yıldır Batman’in tek dostu olan Alfred, Batman’i nasıl öldürebilir? Bu ve bunun gibi birçok soru kitapta cevaplarını buluyor. Hikaye boyunca kendi cenazesini bir çeşit boyutlar arası görü veya astral seyehat gibi bir mantıkla gören Batman’in düşüncelerini de okuyoruz. Batman’in ölümü de aslında Batman’in başlangıcı oluyor.

Siyah Beyaz Bir Dünya

Ya Batman ve Joker çizgi roman karakterleri olduklarını bilselerdi? Joker sürekli dayak yediği için senaristlere kızsa ve bu hissi Batman’le paylaşsa?

Kitapta Pelerinli Süvariye Ne Oldu?’dan sonra gelen hikayelerin hepsi kısa kısa, ufak bir durumu anlatan minik öyküler. İçlerinden şüphesiz en sıra dışı olanı da Siyah Beyaz Bir Dünya. Ne Batman alışıldık şekilde çizilmiş ne Joker. Mekan ve karakter çizimleri de alışılageldikten epey farklı. Çizimler bu kadar sıra dışı olunca çizer Simon Bisley’in diğer çalışmalarına da bakma ihtiyacı duydum. Karikatür sanatçısı olarak geçse de birden fazla Batman projesinde de çalışmış. Gerek çizmiş gerek boyamış… Diğer çalışmalarına da göz gezdirmekte fayda var ama ben daha çok illüstrasyonlarını sevdim. Siz de görün diye hikayeden bir paneli üste koydum.