Yalan yok, ben Avrupa üretimi çizgi roman severim. ABD menşei ürünleri sevmem değil, çok severim ama İtalyanlar, Fransızlar benim için ayrı bir yerdedir. ABD üretimi çizgi romanlar o kadar seri üretime bağlamış durumdalar ki, bir çizgi romanda en önem verdiğim konu olan senaryo kavramı bazen es geçilebiliyor. Hatta Amerikalılar öyle ürünler çıkarıyor ki, sadece mali kaygılar ile üretilmiş hissi verebiliyor. Bence Marvel’ın “Avengers”ı ve DC’nin “Justice League (“League” yazması çok gıcık bir kelime olduğu için artık JL şeklinde ifade edilecektir.)”i bu kaygının ürünleridir. İkisine de ilk gördüğüm andan itibaren  çok keyifli yanları da olmasına rağmen “muhafazakar” bir çizgi roman sever olarak temkinli yaklaşmışımdır. JL, Başlangıç’ta da aynısı oldu.

YKY (Yapı Kredi Yayınları) sayesinde ülkemiz çizgi roman okurları, artık DC’nin JL’si ile tanışabilirler. “Başlangıç” adıyla piyasada bulunan bu serüven 192 sayfa. Aslında  JL, çoktandır Türkiye piyasasında bulunan Marvel’ın “Avengers”ına göre (ilk sayısı 1963’dür) daha eski bir fikir. 1960 senesinde Amerika’da The Brave and the Bold çizgi serüvenlerinin bir parçası olarak doğan JL, okuyucudan gelen olumlu tepkilerle birlikte aynı yılın sonuna doğru kendi fasiküllerini edinmeye başladı ve 1987 senesine kadar da aralıksız devam etti. 1987’den sonra bazı yıllarda özel seriler, özel sayılar olarak çıkan JL, Yeni 52 ile birlikte DC’nin devamlı çıkan maceralarından biri haline geldi.

Kim bu JL?

Kim değil efendim, kimler? Justice League bir grup. Süper kahramanlardan oluşan bir grup. Kimler yok ki bu grupta! Superman, Batman, Green Lantern, Wonder Woman, Flash, Aquaman, Cyborg. Başlangıç’ta -adı üzerinde- farklı şehirlerde yaşayan, farklı karakterlere ve güçlere sahip bu kahramanların bir araya gelmesi konu alınıyor.

E, bu kadar önemli isimler biraraya gelip batak çevirecek değiller tabii! Bu kadar güçlü kahramanların düşmanları da bir o kadar güçlü oluyor. Buradan size düşmanın kim olduğunu söylemeyeceğim çünkü serüvenin akışını aksatır. Ama görünce bir “hasss…” dedirten cinsten olacağını garanti edebilirim.

JL, Başlangıç, ismi geçen bu süper kahramanların, ismi geçmeyen o süper ötesi güçlüye karşı dünyada ve farklı bir boyuttaki ölüm kalım savaşını konu alıyor.

Bol Keyif, Az Konu

JL, Başlangıç’ı okurken keyif alacağınızı garanti edebilirim. Bir kere sevdiğiniz (ve belki de sevmedikleriniz de) bir sürü karakter aynı çizgi romanda, her sayfada ve birbirleriyle konuşuyorlar, atışıyorlar, plan yapıyorlar, çelişiyorlar ve hatta arada kavga bile ediyorlar. Yeni jenerasyon çizgi roman diliyle sık sık “VS” var anlayacağınız. Dahası, ilk sayfalarından itibaren yazar Geoff Johns maceranın dozunun arttırmış ve çizer Jim Lee de tüm aksiyonu harika detaylandırmış. O anlamda da tadından yenmez diyorum. Ve fakat fazla bir derinlik beklemeyin. Kahramanlar birden bire tanışacak, birden bire sorunları çözmek için yola koyulacak, derken bir baktınız tanışıp, didişip, barışmış üstelik ittifak da kurmuşlar. O da yetmiyormuş gibi hepsi bir anda kişisel kaygılarını yenebilecek, ve birden düşmana karşı ittifak kuracaklar.

JL, Başlangıç’ı okurken aklıma The Flash (2014) dizisinin ilk bölümündeki ruh halim geldi. Bir bölüm içinde, esas oğlanın güçlerini kazanıp, onları kontrol edebilmeyi öğrenip, takım kurup, süper kötüyle kapışmasını çok aceleci ve pazarlama kaygısı içinde bulmuştum. Aynı his, yazımın en başında da belirttiğim gibi JL’de oldu. Sanki tanışma seansını biraz daha ağır geçip, ekip olma aşamasını biraz daha sindirebilirlermiş. Superman ve Batman’in arkadaş olmasından bahsediyoruz burada. Hiç aksiyon olmasa da milyonları kitlerdi o sayfalara, bu kadar kaygıya bence gerek yokmuş.

Ne?

Ama zaten yine başta da söylediğim gibi JL ve Avengers gibi ürünler mali kaygılarla yaratılmış konseptlerdir ve büyük ihtimalle de niş kitlelere hitap eden, kült karakterlerin , çizgi romanların (Örneğin; Moon Knight) hayatta kalmaları için de endüstriye büyük katkıları olmaktadır. O yüzden çok üstlerine gitmeyeceğim.

Sonuç

Bence alın okuyun ama fazla sorgulamayın. Keyifli bir 196 sayfa sizi bekliyor.