Kahramanları Gerçek Renkleriyle Tanıyın!
Son olarak Hulk: Gri’den bahsedelim. Bana soracak olursanız Marvel Renkler Serisi’nin en iyi bölümü kesinlikle buydu. Hikaye, tıpkı Spider-Man: Mavi ve Daredevil: Sarı’da olduğu gibi, Bruce Banner’ın içini dökmek için ziyaret ettiği arkadaşı Doc Samson’a geçmişi anlatması şeklinde ilerliyor. Hikaye, Bruce Banner’ın gamma radyasyonuna maruz kaldığı askeri tesisin civarlarında cereyan ediyor. Banner’ın ilk kez Hulk’a dönüşmesi, askerlerin onun peşine düşmesi, General Ross’un olayı tamamen kişisel alarak Hulk’a diş bilemesi ve Banner’ın sevgilisi Betty Ross’un olayların arasında kalması konu ediliyor.
Stan Lee’nin Hulk’ı yıllar önce yaratırken Quasimodo ve Frankenstein’dan esinlenildiğini biliyoruz. Hikaye de Hulk’ın Betty’ye karşı olan davranışlarını bu bilginin ışığında ele almış. Ayrıca Hulk’ın bir tavşanla yaşadığı sahnenin de John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” adlı kitabına bir saygı duruşu olduğu da gözümden kaçmadı. Hulk: Gri’de ayrıca karşımıza çıkan kayıt dışı(!) bir olay daha var. Şöyle ki; aslında Hulk daha Avengers’ın kurucu üyelerinden biri olmadan önce aslında bir yine kurucu üye olan bir başkasıyla karşılaşmış ve onu eşek sudan gelene kadar dövmüş! Ancak çölün ortasında gerçekleşen olay medyaya yansımamış, ordu ve dayağı yiyen kahraman da olayı örtbas etmeyi tercih etmiş. Bu Avenger’ın kim olduğunu spoil etmek istemediğim için söylememeyi tercih ediyorum.
Hikayenin sonunda Betty Ross’un, Bruce Banner’ın Hulk olduğunu öğrendikten sonra bile onu sevmeye devam etmesinin sebebi üstüne bir çıkarım yapılıyor ki, gerçekten şok oluveriyorsunuz!
Toparlayacak Olursak
Jeph Loeb, son derece yetenekli bir çizgi roman yazarı. Smallville ve Lost gibi dizilerde senaryo yazarı olarak bulunduğu dönemlerde edindiği deneyimlerin de etkisini 2000 ve 2010’lu yıllardaki ortaya koyduğu çalışmalarında gözlemleyebilirsiniz. Marvel Renkler Serisi’nde kullandığı geleneklere saygılı duruşun, muhtemelen Platin Çağ’ın kriterlerinin ortaya konmasında önemli bir rol oynamış olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Diğer yandan Jack Kirby, Steve Ditko ve John Romita Sr tarzında, 60’lı yılların çizerlerini andıran çizgileriyle serinin çizeri Tim Sale’in hikayenin gelenekçi atmosferine olan katkısını unutmamak gerekir. Açık konuşmam gerekirse Sale, çizimlerini aman aman çok sevdiğim bir çizer değildir. Ancak sayfaları tasarlarken yarattığı sahneler ve kamera açıları gerçekten hayranlık uyandırıcı.
Bence hazır ülkemizde yayınlanmışken bu seriyi arşivinize katmamanız büyük bir hata olur. Sonra tükenirse kafayı duvarlara vurmaklık olursunuz!
Son Bir Analiz
Dikkatinizi çektiyse, 3 hikaye de aslında kadın karakterlerin maruz kaldığı şiddet üstüne kurgulanmış. Gwen Stacy’nin ölümü Green Goblin’in, Karen Page’inki ise Bullseye’ın elinde gerçekleşmişti. Elbette Jeph Loeb’i kendi yazmadığı kadın ölümü hikayelerinden sorumlu tutamayız, ancak Betty Ross’un aile içi şiddete maruz kaldığı çıkarımını seriye o eklemiş bulunuyor.
Konuyla ilgili olarak bu yılın başlarında, Dünya Kadınlar Günü için hazırladığım, kadınların çizgi roman tarihi boyunca yazılan hikayelerde şiddete uğramalarını konu ettiğim yazım belki ilginizi çeker:
Sizin de Buzdolabınızda Bir Kadın Olabilir mi?Bonus: Seri Devam mı Ediyor?
Müjdemi isterim! Zira Marvel Renkler Serisi’nin yayınlanmasının üstünden 12 yıl geçmişken Marvel, yine Jeph Loeb ve Tim Sale imzasını taşıyan Captain America: White adlı bir serinin ilk sayısının 2015 Eylül ayında yayınlanacağını duyurdu.
Marmara Çizgi yetkilileri, bu seriyi de tamamlanınca tek cilt halinde Türkçe olarak yayınlamayı düşündüklerini söylediler. İşte bu güzel bir haber!