Konsept Farklı, Senaryolar Aynı – 7 Harami, 7 Yakuza, 7 Detektif

Tekelleşmiş çizgi roman markalarını okumayı bırakalı bir hayli oldu ki, bundan önceki çizgi roman yazılarımda zaten bahsetmiştim. Şimdi acımasız bir başlık atmış oldum ama işin gerçeği de bu. Zira, aldığım bu üç çizgi romanı farklı farklı inceleyip, tanıtmayı düşünüyordum lakin bitirdikten sonra hepsi ancak bir yazı edeceğini üzülerek fark ettim.

Açıkçası, YKY’nin Superman ve benzeri DC Comics çizgi romanları yanı sıra, Blacksad ve Okko gibi güzel işleri ülkemize getirmesi beni memnun etmişti. Üstelik, Marvel’ın ve DC’nin karmaşık dünyalarının içine dalmak yerine, yukarıda bahsini ettiğim tarzda, ufak seriler okumak benim gibi sıkı çizgi roman takipçisi olmayan kişiler için iyi başlangıçlar sunuyor. Elbette bu iki şaheserin ardından, YKY bu işi iyi yapıyor diyerek; 7 Harami, 7 Yakuza ve 7 Detektif adlı birbirinden bağımsız ama tek bir elden çıkma(!) bu işe bir şans vermek istedim…

Delcourt Productions tarafından piyasaya sürülen bu üç çizgi roman, her biri farklı çizer ve yazardan oluşan üç farklı ekip tarafından hazırlanmış. Çizimler konusunda eleştirmen ayarında yorumlarda bulunmak pek bana düşmeyeceğinden, sıradan bir çizgi roman okuyucusunun gördüğü kadarıyla fark ettiklerimi buradan yazacağım. Senaryo kısımlarına gelirsek, bazı bazı “Spoiler” sayılabilecek ufak tefek noktalarla çeşitli eleştirilerde bulunacağım.

harami1

Yedi Harami

İsmi her ne kadar “Yedi Harami” olsa da, “Alternatif Yüzük Kardeşliği” desek yersiz olmaz açıkçası. İşin haramilik boyutu da, senaryonun içerisine girince açığa çıkıyor. Diyarın en usta okçusu olan Ivarr ve birlikte çalıştığı hırsız dostu, birlikte gündelik dalavereleriyle uğraşırken, bir sabah odalarında geceden kalma şekilde uyandıklarında kendilerini bekleyen bir cüceyle burun buruna gelirler. Bıçaklar çekilip, gırtlak gırtlağa gelindikten sonra sarayları dolduracak altın teklifi kulağa daha cazip gelmeye başlar ve Ivarr’ın yeteneklerini kanıtlamasıyla ekibin ilk kısmı toplanmış olur. Ardından, yanlış muhite dalarak orklara postu deldirmeden, ekiplerine birkaç orku da kattıktan sonra, bildiğiniz amelelik eden bir yarı-devi de ekibe alarak, cüce krallığının altınlarını çalmak üzere yola çıkan ekibimiz türlü maceralara bulaşır. Tabi maceradan kastım, “random encounter” diye tabir ettiğimiz klasik yol üstü çatışması. Yine de, bunun da hikayede yeri önemli.

Hikayenin senaryosunu David Chauvel yazmış, çizimini ise Jérome Lereculey üstlenmiş. Ben kendi adıma çizimleri oldukça güzel buldum. Bütün kareler ziyadesiyle dolgun, ayrıntısı bol ve uzun uzadıya baktıkça göze hitap edecek düzeyde. Yalnız söz konusu “cüceler” ve “fantastik diyarlar” olunca, farkına vardığım şey “Tolkien”in cüce şehri tasvirinden öteye arpa boyu bir ilerleme yok. Bazı karelere baktığımda, Lotr filminde yüzük kardeşliğinin ilerlediği sahneler canlandı gözümde. Tolkien’in cüce şehri tasvirleri demiştim ya, Khazad-dum köprüsünün birebir aynısını buradaki cüce şehrinde de görüyoruz. Eh artık bu hayal gücü noksanlığı mı? Yoksa büyük ustaya bir saygı duruşu mu, tam kestiremedim. Hikaye ile ilgili kısımlara en sonda değineceğim.

detectives1

Yedi Detektif

Yedi Harami’yi elime aldığımda, klasik fantastik kurgu bir eserin çizgi romanı olması bana yetmişti. Elbette sonunda beklediğim pek gerçekleşmese de, hepsinin aynı olamayacağını düşünerek ardından Yedi Detektifi aldım. Ne yalan söyleyeyim, elime alır almaz aklıma gelen direk Sherlock Holmes olmuştu. Eh, söz konusu Detektiflik olunca insanın aklına ilk gelen isim de, haliyle Sherlock Holmes oluyor. Benim beklentim de, bu sebepten bu denli yüksek oldu sanırım. Yine de, senaryo konusunda bu üçleme içerisinde beklenileni biraz da olsa karşılayan bu çizgi roman oldu.

Esrarengiz bir şekilde işlenen cinayetlerin ardından, her seri katil kendine has bir iz bırakır. Bu her seri katil romanında, filminde ve hatta realitede de böyledir. Lakin gelin görün ki, bu çizgi romanda seri katil arkasında uzun bir liste bırakmıştır. Bu listedeyse, önemli işler başarıp, ardından kariyeri yavaşça düşüşe geçen bir grup detektifin isimleri bulunmaktadır. Katil, kendini yakalaması ya da zekasını yarıştırabileceği bir grup detektife karşı arkasında izler bırakarak ilerlemeye devam eder. Sonrasında yaşananları ise, yine bu yazının sonunda belirteceğim.

Hikayenin yazarı Herik Hanna, çizer ise Eric Canete. Çizimler Yedi Harami’ye göre daha sade, ayrıntıdan yoksun ve muhtemelen çizerin bağlı kaldığı ekol ile ilgili olabilir diyebilirim. Bununla ilgili daha geniş bilgiyi size ben değil, sitemizdeki Devrim Kunter’in hazırladığı yazı dizisinin ilk bölümüyle üstadın kendisi versin.

Yorumlar